Danıştay, Yüksek Seçim Kurulu (YSK) kararını idari davaya konu olabilecek bir işlem olarak görmeyerek, YSK kararının denetimi başvurusunu reddetti. Danıştay tarafından, CHP'nin itirazına ilişkin olarak "Karar verilmesine yer olmadığına hükmedildi" dendi.
Cumhuriyet'te yer alan habere göre, Danıştay, CHP'nin referandum sonuçlarına ilişkin başvurusunu reddetti. Ayrıca talebin idari dava olarak nitelendirilmesi anayasa gereği mümkün olmadığının altını çizdikten sonra 170,00 lira harç ile artan posta ücretinin iadesine hükmetti.
CHP, halk oylaması sonuçlarına yönelik itirazlara ilişkin hukuki aşamaların sonuçlanmasına kadar, YSK'nın sonuçları kesinleştirmesi işleminin yürütmesinin durdurulması talebiyle Danıştay'da dava açmıştı. Ayrıca mühürsüz oy pusulalarının geçerli kabul edilmesine ilişkin YSK işleminin iptali talebiyle başvuruda bulunmuştu. Başvuruyu CHP'nin avukatı Atilla Kart yapmıştı.
Halk oylamasında milletin iradesine, kararına iktidar ve YSK eliyle darbe vurulduğunu belirten Atilla Kaya, "Maalesef Türkiye Cumhuriyeti'nin anayasal kurumu olan, yargı denetimi konusunda en üst organ olan YSK'da bu ifadeye iştirak etmiştir. Biz burada CHP olarak şunu önemli ifade ediyorum ki, 49 milyon oya sahip çıkıyoruz. Sadece 'hayır' oyu verenlerin değil, 'evet' oyu verenlerinde hukukuna sahip çıkıyoruz. 25 milyon 'evet' oyu veren, 24 milyon 'hayır' oyu veren vatandaşlarımıza aynı duyarlılıkla sahip çıktığımızı ifade etmek isterim. Bu vatandaşlarımızın iradelerine sahip çıktığımız gibi 80 milyon vatandaşımızın da hak ve hukukuna sahip çıkıyoruz" demişti.
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, CHP'nin başvurusu hakkında "Anayasa Mahkemesi ve Danıştay bu konuda yetkisizdir" demişti. CHP ise Adalet Bakanı'nın görüşülen bir başvuru hakkında görüş belirtmesini "Yargıya açıkça talimat verdi" diyerek tepki göstermişti.
Başvuruyu değerlendiren Danıştay 10. Dairesi oy çokluğu ile "karar vermeye yer olmadığı" şeklinde karar tahsis etti.
Danıştay, "YSK'nın seçim iş ve işlemlerine yönelik kararlarının Anayasadan kaynaklanan bu niteliği gereğince: seçim sürecine ilişkin olması nedeniyle idari işlem niteliği taşımayan işleme konu kararın iptali ve buna bağlı olarak halk oylaması sonuçlarının bu dava sonuçlanancaya kadar açıklanmasının yürütmenin durdurulması istemleri hakkında karar verilmene yer olmadığına karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir..." ifadelerini kullandı.
4 sayfa halinde hazırlanan kararın son bölümünde "Yüksek Seçim Kurumu'nun 16 Nisan 2017 tarih ve 560 sayılı kararının, seçim hukuku kapsamında alınmış bir karar olduğu, seçim sürecine ilişkin bulunduğu, dolayısıyla bu kararın, idari işlem olarak nitelendirilmesine ve idari yargı denetimine tabi tutulmasına Anayasa'nın 79. maddesinin 2. fıkrası hükmü karşısında olanak bulamadığı sonucuna varılmıştır" degerlendirmesi aktarıldı.
Danıştay 10. Dairesi, CHP'nin talebin idari dava olarak nitelendirilmesi Anayasa gereği mümkün olmadığının altını çizdikten sonra "Başvuru konusu istemler hakkında karar verilmesine yer olmadığına, istem hakkında bir karar verilmediğniden 170,00 TL harç ile artan posta ücretinin istemde bulunan iadesine, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunun 60. maddesi ve 7210 sayılı Tesligat Kanunun 2. maddesi uyarınca bu kararın taraflara memur emiyle tebliğ edilmesine 24 Nisan 2017 tarihinde oy çokluğu ile karar verilmiştir" hükmünü kararına yazdı.