TBMM 15 Temmuz FETÖ Darbe Girişimini Araştırma Komisyonu, başarısız darbe girişiminin ekonomik etkilerini raporlaştırdı. Komisyon, hazırladığı taslak raporda şirketlerin kazancından yüzde 20-30 himmet topladığını iddia ettiği 'FETÖ’nün malvarlığının dünya çapında 150 milyar dolara ulaştığını savundu. Darbe girişimi sonrası finansal piyasalarda büyük kayıp yaşandığını, GSYH’nin 100 milyar dolar azaldığını belirten komisyon, borsa, faiz ve döviz piyasalarındaki dalgalanmaların ekonomiyi sarstığını kayda geçirdi.
Milliyet gazetesinden Önder Yılmaz'ın haberine göre, raporda darbenin ekonomik yüzüne ilişkin tespit ve değerlendirmeler şöyle:
Yüzde 20 himmet: Bunları eğitim kurumları, sağlık kuruluşları, medya organları, Koza-İpek ve Kaynak Holding ve bağlı şirketler, Bank Asya, diğer ticari şirketler olarak sıralamak mümkündür. Örgüt tarafından iş yapan şirketlerin kazançlarından yüzde 20-30 arasında himmet parası toplanmaktadır. Örgüt, iktisadi kazanç sağlayabilmek için her türlü hukuki boşluğu, mevzuat eksikliğini kullanmış, yalan beyanlarla kamu kurumlarını yanıltmış ve bu eylemlerinde zamanla giderek ustalaşmıştır. Örgüt lideri Gülen dahi şahsına ilişkin mali konularda kamu kurumlarını küçük miktarlar için dahi kandırmaktan geri durmamıştır.
Değeri 150 milyar dolar: FETÖ’nün, “Türkiye ve dünyada toplam 150 milyar dolar” ekonomik değeri bulunan banka, üniversiteler, okullar, yurtlar, dershaneler, medya kuruluşları, matbaalar, yayınevleri, kargo şirketleri ve diğer ticari şirketler, holdingleri bünyesinde barındıran kompleks bir yapıdan oluştuğu belirtilmektedir.
İki fazda etki: Darbe girişiminin, Türkiye ekonomisi üzerindeki etkileri iki ayrı fazda görülmüştür. Birincil etkiler, hemen darbe girişimin ardından 18-22 Temmuz haftasında finansal piyasalarda büyük kayıplar yaşanmasıyla gözlenmiştir. Daha sonraki haftalarda, bu kayıplar kademeli olarak giderilmiştir. İkinci faz etkileri ise darbe girişiminin bir yan sonucu olarak Türkiye’nin kredi notunun Moody’s tarafından 23 Eylül’de yatırım yapılabilir seviyenin aşağısına düşürülmesi ile daha belirgin hale gelmiştir. FETÖ’nün süregelen Türkiye’yi itibarsızlaştırma amaçlı propaganda faaliyetlerinin de katkısıyla yabancı yatırımcılar nezdinde Türk ekonomisine olan güvenin tahrip edilmesi ve artan belirsizlik Türkiye’nin dünya piyasalarında yaşanan dalgalanmalardan, benzer gelişmekte olan ülkelere nazaran daha olumsuz etkilen-mesine yol açmış-tır.
Borsa ve faizler: 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında 18-22 Temmuz haftası finansal piyasalarda aşağı yönlü eğilimler izlenmiştir. Verilere göre, Borsa İstanbul’da Bist-100 Endeksi 18-22 Temmuz haftasında yüzde 13.4 oranında değer kaybederken, aynı süreçte dolar bazında Borsa İstanbul’daki ortalama kayıp oranı yüzde 18.1 düzeyinde gerçekleşmiştir. DİBS’te yaşanan satış yönlü seyirlerin etkisiyle, 15 Temmuz Cuma günü kapanışında yüzde 8.55 düzeyinde bulunan gösterge tahvil faiz oranı, 22 Temmuz Cuma günü sonunda yüzde 9.37 seviyesine yükselmiştir. Darbe girişimi sonrası döviz piyasalarında da çok dalgalı seyirler kaydedilmiştir. 15 Temmuz günü sonunda 2.89 düzeyinde bulunan dolar/TL kuru, 22 Temmuz günü sonunda 3.07 düzeyine çıkarken, aynı süreçte Euro/TL kuru da 3.20 düzeyinden 3.37 düzeyine yükselmiştir.
Halk döviz sattı: Darbe girişiminin ardından 18-22 Temmuz arasında birçok piyasada yaşanan kayıplar, sonraki haftalarda telafi edilmiştir. Toparlanma sürecinde, Türk halkının hain darbe girişimine karşı kenetlenmesi ve birlik içinde hareket edilmesi, Türk ekonomisine dair algıların düzelmesini desteklemiştir. Ayrıca temmuz, ağustos ve eylül aylarında Türk Bankacılık Sektörü’nde Döviz Tevdiat hesaplarının toplam tutarında azalma kaydedilmiştir. BDDK verilerine göre söz konusu 3 ayda döviz tevdiat hesapları toplam tutarında kaydedilen 21.7 milyar TL’ye karşılık gelen azalmanın 18.0 milyar TL’lik kısmı vadeli mevduat/katılım fonu hesaplarında gerçekleşmiştir. Döviz kurlarındaki artışa rağmen, döviz tevdiat hesaplarının, yani yabancı para cinsi mevduat/katılım fonu hesaplarının tutarlarındaki azalma, Türk halkının darbe girişimi sonrası döviz satmak suretiyle, Türk Lirası’na destek olduğunu göstermektedir.
Moody's ve S&P etkisi: 23 Eylül’de darbe girişiminin etkileri bahane edilerek acele ve siyasi bir kararla Moody’s tarafından Türkiye’nin kredi notunun düşürülmesi, Türkiye ekonomisi üzerindeki ikinci faz olumsuz etkileri tetiklemiştir. Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu S&P, alelacele kararla, başarısız darbe girişiminin ardından artan riskleri gerekçe gösterip 20 Temmuz 2016’da Türkiye’nin kredi notunu bir basamak düşürerek yatırım yapılabilir seviyenin bir basamak altından (BB+), iki basamak altına (BB) indirmiştir. Darbe girişiminin ilk etkilerini kısa sürede atlatmayı başaran Türkiye ekonomisi, propagandaların etkisiyle yabancı yatırımcılar nezdinde güven kaybına uğramıştır. FETÖ’nün manipülatif karalama faaliyetlerietkili olmuştur.
İç ve dış borçlanma: 15 Temmuz darbe girişiminin ardından temmuz-kasım dönemi iç borçlanmaları fazladan 700 milyon TL maliyet ile gerçekleştirilmiştir. 15 Temmuz sonrası ABD doları ve Euro kurlarındaki artışa göre 7 Kasım 2016 itibariyle, devlet borçlarına ilişkin dış borç servisinde oluşan ilave maliyet de 266.2 milyon TL olarak hesaplanırken, Hazine Garantili dış borcun üstleniminden kaynaklanan ilave maliyet ise 679.258 TL olup bahse konu ödemelerden toplam 266.8 milyon TL ilave yük doğmuştur. Bu süreçte ekonomi yönünden patinaj durumu yaşanmış, hatta bazı açılardan geriye gitme durumu söz konusu olmuştur.
Cari açık: 2013 sonundan sonra azalma eğilimi gösteren cari açığın 12 aylık birikimli tutarı, uluslararası piyasalarda petrol fiyatlarının azalmasının desteğiyle 2016 Temmuz sonu itibariyle 28.8 milyar dolara kadar düşmüştü. Temmuz ayının ardından, cari açık tarafındaki iyileşme eğilimi son bulmuş ve 12 aylık birikimli cari açık tutarı 2016 Ekim sonu itibariyle 33.8 milyar dolara yükselmiştir. Merkez Bankası verilerine göre 15 Temmuz 2016 itibariyle 122.71 milyar dolar düzeyinde bulunan altın dahil döviz rezervleri, darbe girişiminden sonraki iki hafta azalarak 22 Temmuz itibariyle 121.43 milyar dolara ve 29 Temmuz itibariyle 119.72 milyar dolara gerilemiştir. 19 Ağustos itibariyle 123.48 milyar dolara çıkmış, 23 Eylül’de 121.99 milyar dolar olarak gerçekleşmiş, kredi not indirimi etkisiyle düşüş eğilimine girmiştir. Merkez Banka-sı’nın altın dahil döviz rezervleri, 2016 sonu itibariyle 106.10 milyar dolar seviyesine düşmüştür.
İşsizlik arttı: TÜİK verilerine göre 2016 Temmuz’da yüzde 10.7 oranında gerçekleşen işsizlik oranı, ağustosta yüzde 11.3 oranına yükselmiştir. FETÖ kapsamında işten çıkarılanlar nedeniyle eylülde daha da artabileceği düşünülen işsizlik oranı tarım ve inşaat sektörleri istihdamında yaşanan artışlar sayesinde eylülde yüzde 11.3 seviyesinde kalabilmiş ama ekimde yüzde 11.8 düzeyine yükselmiştir. Mevsimsel etkilerden arındırılmış işsizlik oranı ekimde yüzde 11.7 oranına çıkmıştır.
Boyutları büyük: FETÖ’nün boyutlarının toplumun her kesiminin tahminlerinden çok daha büyük olması, kritik olan her yere sızmış bir kripto örgüt olması, darbe girişimi sonrası toplumsal olarak insanların birbirine güven sorunu yaşamasına neden olmuştur. Gelinen noktada, ekim sonu itibariyle kurumsal ticari kredilerdeki yıllık artış oranı yüzde 10 düzeyinin üzerinde kaldı.
2009'dan bu yana ilk kez: 2016 ikinci çeyreğinde, 2015’in aynı çeyreğine göre yüzde 4.5 oranında reel büyüme kaydeden Türkiye ekonomisi 2016’nın 3. çeyreğinde, 2015’in aynı dönemine göre yüzde 1.8 oranında daralmıştır. Böylece küresel kriz nedeniyle 2009’da yaşanan daralmadan bu yana Türkiye ekonomisi ilk defa küçülmüştür.
Şirketler zarar yazabilecek: Yüksek miktarda döviz borcu olan ve gerekli finansal koruma (hedge) tedbiri almayan reel sektör şirketleri, döviz kurlarındaki artışlara bağlı olarak kambiyo zararları yazabilirler.
Bürorasi zafiyete düştü: Türk bürokrasisinde FETÖ’nün oluşturduğu zafiyet ve artan soruşturmalar, bazı kurumlarda işleyen süreçleri epeyce yavaşlatmıştır.