Emekli Deniz Kuvvetleri Komutanı Özden Örnek’e ait olduğu iddia edilen ‘Darbe Günlükleri’ ile ilgili soruşturma ortada kaldı. 2007’de ortaya çıkan günlüklerle ilgili soruşturma dosyasını 7 yılda 6 savcı inceledi. ‘Yetki’ sorunu çözülemediği için soruşturma ilerleyemedi. Terör ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosu’nun da ‘yetkisizlik’ kararı verdiği dosya için son sözü Bakırköy Ağır Ceza Mahkemesi söyleyecek.
Dosya hakkında son takipsizlik kararını veren Terör ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosu Savcısı Mesut Erdinç Bayhan soruşturma dosyasında şüpheli olan Örnek, Aytaç Yalman ve Halil İbrahim Fırtına’nın o tarihlerde Ankara’da görev yaptığını’ ve ‘delillerin de Ankara’da ele geçirildiğini’ belirtti. Selahattin Günday’ın Al Jazeera Türk'te yer alan haberi şöyle:
7 yıldır karar bağlanamayan ‘Darbe Günlükleri’ için soruşturma son olarak İstanbul Cumhuriyet Başsavcı Terör ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosu tarafından ele alındı. Soruşturma dosyasını inceleyen Savcı Mesut Erdinç Bayhan da yetkisizlik kararı verdi. Terör Savcısı Bayhan, yetkisizlik kararında öncelikle ‘Darbe Günlükleri’nin içinde yer alan çalışmaların Ankara’da yapıldığını belirterek, suç yerinin Ankara olduğunu belirtti.
Soruşturmanın Ankara Başsavcılığı tarafından yürütülmesi gerektiğini belirten Savcı Bayhan, ‘soruşturma dosyasında şüpheli olan Örnek, Yalman ve Fırtına’nın o tarihlerde Ankara’da görev yaptığını’ ve ‘delillerin de Ankara’da ele geçirildiğini’ vurguladı.
Oysa soruşturma daha önce başkentten yine ‘yetkisizlik’ gerekçesiyle İstanbul’a gönderilmişti. Ankara Özel Yetkili Cumhuriyet Savcılığı dosyayı 6 ay inceleyip Nisan 2011’de “Ergenekon ve Balyoz’la bağlantısı var” gerekçesiyle "yetkim yok" diyerek İstanbul’a gönderdi. Ankara’daki yetkisizlik kararıyla geri gelen, İstanbul’da aynı kararla iade edilen dosya ilgili son sözü Bakırköy Ağır Ceza Mahkemesi söyleyecek. Mahkeme dosyayı inceleyip hangi savcılığın ‘yetkili’ olduğuna karar verecek.
Özden Örnek’in kaleme aldığı iddia edilen ve 2001- 2003 yılları arasında yaşananları anlatan günlükler ilk olarak Nokta Dergisi’nde yayınlandı. 2007 yılında yayınlanan günlüklerde AK Parti hükümetinin devrilmesi için yapılan çalışmalar yer aldı. Günlüklerde “Sarıkız”, “Yakamoz”, “Eldiven” ve “Ayışığı” isimli darbe planlarından bahsediliyordu.
Günlüklerin yayınlanmasının ardından İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı soruşturma başlattı. Soruşturmayı dönemin Ergenekon Savcısı Zekeriya Öz yürüttü.
Savcı Öz, günlüklerin sahibi Özden Örnek ile günlüklerde adı geçen Aytaç Yalman ve Halil İbrahim Fırtına’yı ifadeye çağırdı. Üç ismin ifadesi o dönem Beşiktaş’ta bulunan adliyede 5 Aralık 2009'da alındı.
Zekeriya Öz’den sonra soruşturma Özel Yetkili Savcı Mehmet Ergül’e verilmişti. Dosyayı inceleyen Savcı Ergül, 26 Ekim 2010 tarihinde yetkisizlik kararı verdi. Darbe Günlükleri’nin Ergenekon ile bağlantısının bulunamadığını belirten Savcı Ergül, suça isnat edilen konuların Ankara’da meydana gelmiş olması nedeniyle dosyayı Ankara Özel Yetkili Cumhuriyet Savcılığı’na gönderdi.
Soruşturma İstanbul’da Ergenekon davasının eski savcıları Cihan Kansız ve Muammer Akkaş tarafından ele alındı. Uzun süre hiçbir işlemin yapılmadığı dosya, son olarak TMK. 10. madde ile yetkili savcılığın kaldırılmasından sonra Terör Büro Savcısı Mesut Erdinç Bayhan’a gönderildi.
Darbe günlüklerini yayınlayan Nokta dergisinin genel yayın yönetmenliğini Alper Görmüş yapıyordu.
Gazeteci Alper Görmüş hakkında dava açıldı. Görmüş yargılandığı davadan beraat etti. Özden Örnek’in Alper Görmüş hakkında açtığı tazminat davası da Örnek takipçi olmadığı için düştü. Gazeteci Alper Görmüş’ün konuyla ilgili değerlendirmeleri şöyle:
Ergenekon davasının birinci iddianamesi açıklanıp da Darbe Günlükleri’nin iddianamede hiç yer almadığı ortaya çıktığında herkes çok şaşırmıştı. Çünkü iddianame, sanıkları darbeye zemin hazırlamak üzere faaliyette bulunmakla suçluyor, fakat hangi darbeye zemin hazırladıkları sorusunu cevapsız bırakıyordu.
Tartışmacılar, darbeye zemin hazırlayanlar varsa, darbecilerin de olması gerektiğini hatırlatarak, Ergenekon davasının 2003-2004’teki darbe girişimlerini de kapsaması gerektiğini savunuyorlardı.
Üstelik, Günlükler’de darbe hazırlığı içinde görünen dört kuvvet komutanından biri olan Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Şener Eruygur davada tutuklu olarak yargılanıyordu. İleride, “O neden hapiste de, öbür generaller dışarda?” sorularına yol açacak olan bu durum, ikinci Ergenekon iddianamesinin yayımlanmasından sonra yeni sorular üretti.
Çünkü Darbe Günlükleri, “Eski Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Özden Örnek'in bilgisayarından çıktığı sabit olan günlükler” ibaresiyle İkinci İddianame’nin delil klasörlerinde yer almıştı ama dönemin Eruygur dışındaki komutanları (Özden Örnek, Aytaç Yalman, İbrahim Fırtına) davaya dahil edilmemişti. Kafalar bir kez daha karıştı, davanın savcılarının bu “çelişki”yi izah etmeleri istendi.
Aslında İkinci Ergenekon iddianamesinde bu sorunun cevabı vardı. Savcılar, ikinci iddianamede, 2003-2004’teki “Sarıkız” darbe girişimini hazırlayan dört komutandan üçünün (Örnek, Yalman, Fırtına), “Şener Eruygur’un emekli olmasını (2004 – A. G.) müteakip bu yönde herhangi bir çalışma ve eylemlerinin tespit edilemediği” (s. 644), keza “Ergenekon terör örgütü ile irtibatlarının tespit edilemediği” (s. 651) sonucuna varmışlar, bu nedenle de dosyalarını “tefrik” etmişlerdi. Şener Eruygur’un durumu ise farklıydı. İddianameye göre, Eruygur, “Sarıkız” planından vazgeçilmesinden sonra, öbür komutanları by-pass ederek yeni bir darbe (“Ayışığı”) planı hazırlamış, bu girişimini emekliliğinden sonra da, üstelik “Ergenekon terör örgütünün amaç ve stratejisi doğrultusunda devam ettirdiği” için (s. 645) dosyası Ergenekon davası içinde mütalaa edilmişti.
Mesele anlaşılmıştı, Darbe Günlükleri Ergenekon soruşturmasında yer almayacak, “darbeye eksik teşebbüs” ya da benzeri bir suçlamayla bağımsız bir davanın konusunu teşkil edecekti. Böylece, Ergenekon davasından “tefrik edilmiş” dosyanın bir top gibi o savcıdan bu savcıya gönderilmesinin macerası da başlamış oluyordu. İlk adım Ergenekon davası savcısı Zekeriya Öz’den geldi. Öz, 5 Aralık 2009’da Beşiktaş’taki adliye binasında Örnek, Yalman ve Fırtına’nın ifadelerini aldı. Sabah saatlerinde başlayan işlem yaklaşık sekiz saat sürdü. İfadelerin ardından üç emekli kuvvet komutanı serbest bırakıldı. Serbest bırakma işlemi, ertesi gün basının bir kesiminde “Darbe Günlükleri’nin içinin boş olduğunun kanıtı” ve “soruşturmanın sonu” olarak takdim edilmeye çalışıldıysa da, 7 Aralık’taki “gerekçe” açıklaması bu tartışmayı bitirdi. Gerekçe “yeterli delilin bulunmadığı” değil, “Delillerin karartılması ihtimalinin düşüklüğü ve kaçma şüphesinin bulunmaması”ydı. Zaten Başsavcı Turan Çolakkadı da “soruşturma sürüyor” açıklamasını yapmıştı.
Turan Çolakkadı, eski Adalet Bakanı Cemil Çiçek’in 1 Ocak 2006 tarihli genelgesini gerekçe göstererek soruşturmayı Öz’den kendi uhdesine aldı. (Söz konusu genelge, kuvvet komutanlarının da dahil olduğu üst düzey devlet görevlileriyle ilgili soruşturmaların başsavcılar ya da başsavcıvekilleri tarafından yürütülmesine âmirdi.) Fakat sonra çok ilginç bir gelişme oldu: Çolakkadı, dosyayı bir süre kendinde tuttuktan sonra, Zekeriya Öz’le aynı seviyede olan Savcı Mehmet Ergül’e verdi. O da Ekim 2010’da “yetkisizlik” gerekçesiyle soruşturma dosyasını Ankara’ya gönderdi. Zaten ondan sonra da dosya top gibi oradan oraya gitmeye başladı.
Manzara hayli tuhaf görünüyor: Ortada, hiçbir savcının “sahih” olduğu hususunda itirazının olmadığı bir dosya var, iddialar çok ciddi, fakat bu savcılardan hiçbiri dosyayı işleme koymaya yanaşmıyor.
Darbe Günlükleri’nin Nokta dergisinde yayımlanmasından (29 Mart 2007) dört gün sonra, Başbakan Erdoğan “Herhalde savcılar görevlerini yapacaklardır” demiş, fakat hiçbir savcı soruşturma başlatmamıştı.
Bir yıl sonra Ergenekon soruşturmasında tutuklanacak olan emekli Orgeneral Hurşit Tolon ise Başbakan’dan üç gün sonra, 5 Nisan 2007 tarihli Sabah gazetesinde yer alan demecinde, Başbakan’ın savcıları göreve çağırması hususunda şöyle demişti:
“Cumhuriyet savcıları ne tür görevleri üstleneceklerini, ne tür görevleri üstlenmeyeceklerini bilecek kadar cumhuriyetin savcılarıdır.”