Darbe planı gerçekten görüşüldü mü?

Darbe planı gerçekten görüşüldü mü?
T24- Hürriyet gazetesi yazarı Sedat Ergin, Balyoz iddianamesinde yer alan darbe örgütlenmelerinin savcılar tarafından sıkça Balyoz Planı ve eklerine atıf yapıp bu delilleri Balyoz ile ilişkilendirildiğini yazdı. Ayrıca Savcıların, bu iddialarını kanıtlamak için özellikle seminerde yapılan bazı konuşmalarla Balyoz Harekât Planı metni arasında birbirini tutan ifadelere, paralelliklere ve söylem birliğine dikkat çekildiğini yazdı.Balyoz: 9 - Darbe planı gerçekten görüşüldü mü?Balyoz iddianamesinin ana ağırlık merkezini 2003 yılında dönemin Birinci Ordu Komutanı Orgeneral Çetin Doğan tarafından hazırlandığı ileri sürülen ve içeriği itibarıyla 12 Eylül’de olduğu gibi seçilmiş hükümetin bir darbeyle devrilmesini hedefleyen “Balyoz Harekât Planı” oluşturuyor.BALYOZ İDDİANAMESİ (9)Savcılar, metnin akışı içinde bu plana aynı zamanda bir tür anahtar işlevi de yüklüyor, iddia ettikleri darbe örgütlenmesinin şifrelerini bu plan üzerinden çözmeye çalışıyor. Sundukları diğer delillere inandırıcılık kazandırmak için, sıkça Balyoz Planı ve eklerine atıf yapıp bu delilleri Balyoz ile ilişkilendiriyor savcılar.‘Plan, üstü kapalı masaya yatırıldı' İddianame, 5-7 Mart 2003 tarihlerinde Birinci Ordu Karargâhı’nda Orgeneral Doğan’ın komutası altında yapılan plan seminerinin aslında Balyoz Planı için kullanıldığı tezine dayanıyor: “Balyoz Harekât Planı’nın üstü kapalı bir şekilde seminerde masaya yatırıldığı anlaşılmaktadır.” (Sayfa 265)İddianamenin finalinde de “Şüphelilerin detaylı çalışmaları tamamlayıp 5-7 Mart 2003 tarihli plan seminerinde jenerik senaryo şeklinde gerçekleştirilecek harekât planının bir nevi provasını yapacak düzeyde darbe hazırlıklarını tamamladıkları kanaatine varılmıştır” deniliyor. (Sayfa 972)Ancak savcılara göre, “Şüpheliler hükümeti devirme suçunun icra hareketlerini ellerinde/iradelerinde olmayan nedenlerle tamamlayamamışlar, eylemleri teşebbüs aşamasında kalmıştır. Buradaki kilit ifadelerden biri, 265’inci sayfadaki “üstü kapalı” sözcükleri...Çünkü iddianamede aktarılan seminer konuşmalarının hiçbirinde Balyoz, Suga, Oraj gibi planlara açık bir atıf yok. Ayrıca, söz konusu seminere ilişkin olarak yürütülen resmi yazışmalarda da hiçbir şekilde bu planların ismi geçmiyor.Peki o zaman savcılar olduğunu söyledikleri bu ilişkiyi nasıl tesis ediyor?Bazı ifadeler örtüşüyorSavcılar, bu iddialarını kanıtlamak için özellikle seminerde yapılan bazı konuşmalarla Balyoz Harekât Planı metni arasında birbirini tutan ifadelere, paralelliklere ve söylem birliğine dikkat çekiyor.Gerçekten de seminerde yapılan bazı konuşmalarda ve ayrıca Birinci Ordu’ya ait seminerle ilgili bir bölüm yazışmada kullanılan ifadelerle Balyoz Planı ve eklerinin içindeki bazı cümlelerin örtüştüğü ya da anlam olarak yakın durduğu gözleniyor.Savcılar, iddianamenin önemli bir bölümünde bu benzerliklerin ayrıntılı bir dökümünü veriyor. Örneğin, Balyoz Planı’nda yer alan “İrticai kesim devlet içinde kadrolaştırma faaliyetlerine hız kazandırmaktadır” şeklindeki bir cümleye çok yakın ifadelerin Orgeneral Doğan’ın konuşmasında da geçtiğinin altını çiziyorlar.İddianamede bu tür pek çok örnek var.Buradan hareketle, seminer çalışmasına katılan 26 general ve 121 subayın en azından önemli bir bölümünün Balyoz Planı’ndan haberdar olduğu ve Balyoz Planı ve eklerindeki ifadeleri seminerdeki sunumlarına yansıttığı söylenmiş oluyor savcılar tarafından. Üstü örtülülük buradan geliyor.Tümgeneral Mehmet Daysal’ın başkanlığındaki ikinci askeri bilirkişi raporu, örtüşme durumunu belli ölçülerde teyit ediyor. Bilirkişi raporunda, “Seminerin ses kayıtlarında geçen değişik konuşmacılara ait toplam 19 ifadenin Balyoz Güvenlik Harekât Planı adlı metinde, 2 ifadenin Milli Mutabakat Hükümet programı metninde, 3 ifadenin SUGA adlı doküman metninde, 3 ifadenin ORAJ adlı doküman metninde kullanıldığı görülmektedir” deniliyor.Savcılar, işte bu örtüşme ve paralelliklerin seminerde aslında Balyoz Planı’nın görüşüldüğünü gösterdiğini ileri sürüyor.Askeri bilirkişi: Ses kayıtları plana eklendiAncak askeri bilirkişiler, belgelerin sahte olduğunu ileri sürdükleri için örtüşme olgusunun bir delil oluşturmadığı görüşündeler. Söz konusu askeri bilirkişi raporunda, bu belgelerin “art niyetli kişilerce maksatlı olarak hazırlanırken”, “ses kayıtlarından bazı bölümlerin birebir, bazı cümlelerin ise oldukça yakın anlama gelecek şekilde alıntı yapılarak kullanıldığı” öne sürülüyor.Şimdiden gözüken, Balyoz Planı ile bazı sanıkların konuşmaları arasındaki örtüşme ve benzerliklerin davanın en kritik başlıklarından birini oluşturmaya aday olduğudur.Yarın, Balyoz Harekât Planı ile ilgili olarak kendi tanıklığımıza da dayanan bir durumu irdeleyeceğiz.