Cuma gecesi gerçekleşen darbe girişiminin piyasalara etkisi merak konusu oldu. Kimi yerleşim yerlerinde darbe girişiminin etkisiyle banka ATM'lerinde para kalmadığı belirtildi. Hürriyet gazetesinden Uğur Gürses, bankaların nakit yedeklemesi yaparak ATM'lere para konduğu süreci anlatırken "Cumartesi günü sabahtan Merkez Bankası çok yerinde bir refleksle bankalarla temasa geçerek, Merkez Bankası şubelerini açık tuttuğunu, isteyen bankalara nakit verebileceğini bildirmiş" ifadelerini kullandı. Darbe girişiminden iki gün sonra da Bankalar Birliği bir araya geldi. Gürses, toplantıda çıkan kararları özetleyerek "Toplantı sonunda, Merkez Bankası’nın her piyasada rahatça likidite sağlamasının yeterli olduğu konusunda mutabık kalmışlar" diye yazdı.
Uğur Gürses'in Hürriyet'in bugünkü (18 Temmuz 2016) nüshasında yayımlanan 'Bankacılar sakin Merkez hazır' başlıklı yazısı şöyle:
Bankacılar bir araya gelerek bugünü konuştu. Toplantı sonunda, Merkez Bankası'nın her piyasada rahatça likidite sağlamasının yeterli olduğu konusunda mutabık kaldılar. Merkez Bankası da açıkladığı tedbirlerde buna dikkat etti.
Cuma akşamı yaşanan darbe girişiminin, orta vadede ekonomiye de hasar vereceği çok açık. Ancak şimdi bundan önce, dalgalanmayı kontrol altına alma ve ekonomik akışın devamını sağlama, toparlama üzerine düşünmek gerekiyor.
İşte dün, mali piyasalarda ortaya çıkabilecek çalkantıya karşı bankacılar, yerinde bir adımla Bankalar Birliği’nde bir araya gelip durum değerlendirmesi yapmışlar. Hiçbir kamu otoritesi olmadan yapılan toplantıdan çıkan bankacıların oldukça rahat oldukları dikkatimi çekti. Hatta bir bankacı “başlangıçta tedirgindim, ancak toplantıdan rahat çıktım” diyerek açıklıyor ruh halini. Toplantıya katılanlar Bankalar Birliği yönetim kurulu üyesi bankaların hazine yönetimlerinden sorumlu genel müdür yardımcıları. Toplantı sonunda, Merkez Bankası’nın her piyasada rahatça likidite sağlamasının yeterli olduğu konusunda mutabık kalmışlar. Bunu da toplantı sonrasında, kendileriyle sürekli iletişim halinde olan Merkez Bankası üst düzey yöneticilerine bildirmişler.
Cuma gecesi Meclis’in savaş uçaklarınca bombalandığı bir tablo, doğal olarak kimi yurttaşları paniğe sevk etmiş. Kimi yerleşim yerlerinde banka ATM’lerinde nakit kalmamış. Ancak, hemen ertesinde cumartesi günü sabahtan Merkez Bankası çok yerinde bir refleksle bankalarla temasa geçerek, Merkez Bankası şubelerini açık tuttuğunu, isteyen bankalara nakit verebileceğini bildirmiş. Bazı bankalar nakit yedeklemesini bu şekilde yaparak ATM’lerine para koymuş.
Bu şunun için çok önemli; böyle kriz ve belirsizlik durumlarında, bireylerin infiale kapıldığı durumlarda; likidite her şeydir. Likiditeye erişemeyen, karamsar biçimde daha fazla paniğe kapılır. Bu da kartopu gibi toplumsal psikolojiye yansır. 1994 ve 2001 krizlerinde yaşananlar buna iyi bir örnektir. Merkez Bankası kurumsal hafızasında da, kriz durumlarında edinilen yeterince deneyim var.
Nitekim Bankalar Birliği’ndeki toplantının hemen ardından, Merkez Bankası’nın “Finansal Piyasalara İlişkin Basın Duyurusu” yayımlandı. Özeti şu; tüm piyasalarda limitsiz likidite sağlayacak, bu likiditeyi sağlarken teminat kısıtlarını azaltacak, kimi işlemlerin maliyetlerini sıfırlayacak, ödeme sistemini de herkes işini bitirene kadar açık tutacak. Hatta aklına gelmeyen ama ihtiyaç duyulan herhangi bir ihtiyacı da gün içinde uygulamaya koyabilecek. Bunların hepsi çok yerinde. Ayrıca, uygulamada da yeterince sakinleştirici sonuçları olacak nitelikte.
Mali piyasaların nabzını tutan analistlere göre kısa vadede çok yüksek bir çalkantı beklememek gerekiyor. Mali piyasa göstergeleri biraz bozulsa da, orada istikrar sağlayabilir düşüncesi var.
Bankalar Birliği toplantısına katılan bankacılar ise oldukça rahatlardı. Bir piyasa dalgalanması olabileceğini, bunun normal olduğunu, ancak çok büyük bir çalkantıya girmeden sakinleyeceğini düşünüyorlar.
Merkez Bankası’nın açıkladığı 7 maddelik önlemlerin de bu sakinleşmeye katkısı büyük olacaktır.
Peki kredi dereceleme kuruluşlarından bir adım gelebilir mi? Londra’daki bir ekonomist “Hiçbir kredi dereceleme kuruluşu, darbe tehlikesi atlatan ülkenin notuna dokunmaz” diyor.
Cuma gecesi yaşananlar ve can kayıpları, ülke demokrasisi için büyük bir darbe ve travma. Sonrasında çok hızlı biçimde hayatı normal akışına çevirmek gerekiyor. En önden mali piyasalar, sonrasında reel ekonominin, ticaretin kendi akışına dönmesi sağlanmalı. Mesajlaştığım Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek’ten edindiğim izlenim; bunun farkında ve harekete geçti.