Hürriyet yazarı Abdulkadir Selvi, Türk Silahlı Kuvvetleri'ndeki (TSK) cunta yapılanması tarafından düzenlenen darbe girişimiyle ilgili olarak "MİT’e gelen ihbar, darbe olacağı şeklinde değil, MİT Müsteşarı’na suikast yapılacağı ya da kaçırılacağı yönünde. Darbeciler MİT Müsteşarı’nın evinin etrafında keşif yapıp, krokiler çizmişler" dedi.
Abdulkadir Selvi'nin "15 Temmuz darbe girişimi ve MİT" başlığıyla yayımlanan (9 Mart 2017) yazısı şöyle:
MİT, 27 Mayıs darbesini Menderes’e haber vermemişti.
12 Mart’ta, MİT Müsteşarı Fuat Doğu, Başbakan Demirel’i arayarak istifasını istemişti. 12 Eylül’de, ‘Bayrak Darbe Planı’ MİT’e ait uçakla, Kunta Kinte lakaplı MİT yöneticisi tarafından dağıtılmıştı. Demirel her defasında, “MİT bana darbeleri haber vermedi” dedi. 15 Temmuz’da ise MİT, darbenin karşısında. 15 Temmuz Cuma günü saat 14.45’te MİT Müsteşarlığı’nın nizamiyesine gelen H.A. isimli pilot binbaşı bir ihbarda bulunacağını söylüyor. O andan itibaren darbeye ilişkin geri sayım başlıyor. Saat 16.05’te MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın önüne acil koduyla bir not koyuluyor. Notta, “Nizamiyeye bir şahıs geldi, binbaşı olduğunu söylüyor. İzindeymiş, göreve çağırmışlar. Bu gece size yönelik bir suikast ya da kaçırma girişimi olduğunu söylüyor” diye yazıyor. Hakan Fidan notu okuduktan sonra, ‘siyah telefon’dan, Genelkurmay 2. Başkanı Yaşar Güler’i arıyor. Saat 16.15. Yani ihbarın kendisine iletilmesinden 10 dakika sonra. Burada bir gecikme yok. Yaşar Güler, MİT Müsteşarı ile görüştükten sonra Genelkurmay Başkanı Org. Hulusi Akar’ın yanına çıkarak, MİT Müsteşarı’ndan aldığı istihbaratı aktarıyor.
Genelkurmay Başkanı Akar, saat 16.40’ta normal hattan MİT Müsteşarı’nı arıyor. - Yaşar Paşa geldi, durumu anlattı, biz buradan bakıyoruz. - Adam geldi anlattı, ciddi görünüyor. Bu arada MİT Müsteşar yardımcısı Sebahattin Bey, Genelkurmay karargâhına ulaşıyor. Burada da bir gecikme yok. Müsteşar yardımcısı arayıp, “Bilgiyi verdim, ayrılıyorum” deyince, bu kez Hakan Fidan yola çıkıyor. MİT Müsteşarı Genelkurmay karargâhına giriş yaptığında saat 18.15’i gösteriyor. Hemen toplantı salonuna alınıyor. Masada Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar, Kara Kuvvetleri Komutanı Salih Zeki Çolak, Genelkurmay 2. Başkanı Yaşar Güler ve MİT Müsteşarı Hakan Fidan var. Hakan Fidan, ihbarın ciddi olduğunu belirttikten sonra, “Bu olay daha büyük bir olayın parçası mıdır?” diye soruyor. Şimdi başa dönmek istiyorum. Dikkatinizi çekti mi bilmem ama MİT’e gelen ihbar, darbe olacağı şeklinde değil, MİT Müsteşarı’na suikast yapılacağı ya da kaçırılacağı yönünde. Darbeciler MİT Müsteşarı’nın evinin etrafında keşif yapıp, krokiler çizmişler. Ama çok daha önemli bir nokta; MİT Müsteşarı ile Genelkurmay Başkanı defalarca, FETÖ’cülerin ordu içinde ne yapabileceğini konuşmuşlar, bu konu MGK toplantılarında gündeme gelmiş, daha çok suikast girişimi ya da hükümetle askerin arasını bozacak sabotaj girişimleri üzerinde durulmuş. Genelkurmay Başkanı, “Tüm uçuşların yasaklanması ve garnizonlardaki hareketliliğin durması” talimatını veriyor. MİT Müsteşarı, “Cumhurbaşkanı’na bilgi vereyim” diyerek, Koruma Müdürü Muhsin Köse’yi arıyor. “Cumhurbaşkanımızla görüşebilir miyim?” diye sorunca, “Cumhurbaşkanımız istirahatte” karşılığını alıyor, bunun üzerine “güvenlik tedbirlerinin yerinde olup olmadığını” soruyor. Ve MİT Müsteşarı saat 20.20’de Genelkurmay’dan ayrılıyor, panikleyen darbeciler 20.30’da düğmeye basıyor.
2016 yılının ilk 6 ayında MİT’e 15 darbe ihbarında bulunuluyor ama doğru çıkmıyor. Evet, darbe ihbarı değildi ama buna rağmen alınan ihbarın Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başbakan Binali Yıldırım’a iletilmesi gerekiyordu. Bu bir eksiklik. Ama o geceki 6.5 saatten ziyade 2015 yılı Aralık ayından bu yana askeri birliklerde yapılan darbe faaliyetlerinin askeri kaynaklar tarafından tespit edilmesi gerekiyordu. Çünkü MİT, askeri birliklerde istihbarat faaliyeti yapamıyor. Bu da ikinci büyük eksiklik. Bununla birlikte... 1- MİT Müsteşarı’nın Genelkurmay’a giderek toplantıya katılması darbecilerin panikleyip gece 03.00 olarak planlanan darbeyi öne çekmelerine yol açıyor. Hakan Fidan’ın buradaki rolü çok önemli. MİT baskına uğradığı andan itibaren Hakan Fidan, darbeyi önlemek için büyük bir mücadele veriyor. 2- Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar’ın darbecilerin başımıza geç teklifini kabul etmeyip, darbeye karşı çıkması emir komuta zinciri altında bir darbenin gerçekleşmesinin önüne geçiyor. 3- Darbenin önlenmesinde en büyük pay ise Cumhurbaşkanı Erdoğan ve onun çağrısıyla tanklara karşı direnin milletimize ait. 15 Temmuz bir milatsa, onu tarihe mal eden Erdoğan ve millet oldu.