Sözcü Gazetesi Ankara Temsilcisi Saygı Öztürk, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın "Kerkük, Musul bizimdi. Şimdi ben ‘Misâk-ı Milli' dedim diye rahatsız oldular. Ya niye rahatsız oluyorsunuz, ben tarih dersi veriyorum yahu anlayın” ifadesini hatırlatarak "Erdoğan'a suikast girişiminde bulunan darbeci askerlerden bazılarının Muğla'ya bağlı Keçi Adası'na gittiği ihbarı alındı. 27 Temmuz 2016 tarihinde arama başlatıldı. Suikast timindeki darbeci askerleri, Yunan Apache taarruz helikopteri, Yunan komandoları ve Yunan polisleri aradı. Yunan firkateyni de arama faaliyetlerine denizden destek verdi. Oysa, Türk toprağı olan Keçi Adası'nda, kaçak askerleri Türk jandarması, Türk polisinin araması, kendi helikopterimizin aramalara katılması beklenirdi. Ama artık işler o hale gelmiş ki, Türk askerini ve Türk polisini Keçi Adası'na yani kendi topraklarımıza gönderemiyoruz" iddiasını dile getirdi.
Saygı Öztürk'ün "Tek kurşun atmadan işgal ettiler" başlığıyla yayımlanan (26 Ekim 2016) yazısı şöyle:
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Lozan Antlaşması'nın bir zafer olmadığını dile getirdi. Musul'dan, Kerkük'ten söz ederken Misâk-ı Milli sınırlarını gündeme getirdi. Erdoğan, “Kerkük, Musul bizimdi. Şimdi ben ‘Misâk-ı Milli' dedim diye rahatsız oldular. Ya niye rahatsız oluyorsunuz, ben tarih dersi veriyorum yahu anlayın” dedi.
Cumhurbaşkanı konuştukça açık veriyor. Çünkü AKP'nin iktidara geldiği 2002 yılına kadar Türkiye toprağı olan bazı adalarımız 2004 yılından itibaren birer birer elimizden çıkmaya, Yunanistan tarafından işgal, sonra da ilhak edilmeye başlandı. Aslında bu konuyu SÖZCÜ sıkça gündeme getiriyor. Yunan askerine teslim edilen 17 Türk adası ve 1 Türk kayalığı, Misâk-ı Milli sınırları içinde… Misâk-ı Milli, Mondros Mütarekesi'nin imzalandığı 30 Ekim 1918 tarihinde işgal altında olmayan bölgeleri bölünmez ve ayrılmaz bir bütün olarak kabul etmişti. Halen Yunan işgali altında olan 17 ada ve 1 kayalık, 30 Ekim 1918 tarihinde işgal altında değildi. Lozan Antlaşması'nda da verilmeyen ecdat yadigârı adalar 2004 yılından itibaren işgal edildi.
15 Temmuz darbe girişimine katılan askerlerden bazıları kaçtı. Cumhurbaşkanı Erdoğan'a suikast girişiminde bulunan darbeci askerlerden bazılarının Muğla'ya bağlı Keçi Adası'na gittiği ihbarı alındı. 27 Temmuz 2016 tarihinde arama başlatıldı. Suikast timindeki darbeci askerleri, Yunan Apache taarruz helikopteri, Yunan komandoları ve Yunan polisleri aradı. Yunan firkateyni de arama faaliyetlerine denizden destek verdi.
Oysa, Türk toprağı olan Keçi Adası'nda, kaçak askerleri Türk jandarması, Türk polisinin araması, kendi helikopterimizin aramalara katılması beklenirdi. Ama artık işler o hale gelmiş ki, Türk askerini ve Türk polisini Keçi Adası'na yani kendi topraklarımıza gönderemiyoruz. Çünkü Keçi Adası, Yunan askerine teslim edilen 17 ada arasında bulunuyor. Suikast timindeki darbeci askerler, Muğla Keçi Adası'nda, Yunan asker ve polisi tarafından aranırken, Türk Sahil Güvenlik gemisi, Muğla Keçi Adası'nı ve adadaki Yunan bayrağını 3 mil öteden izledi. Muğla il sınırları içinde bulunan Keçi Adası aynı zamanda 6 millik Türk karasuları içinde… Misâk-ı Milli sınırları içindeki Keçi Adası'nda, Yunan askerleri elini kolunu sallayarak dolaşıyor. Adanın, Bodrum'a bakan tarafına dev bir Yunan bayrağı çizilmiş. Adaya yerleştirilen topun namlusu da Bodrum Turgutreis'e yönlendirilmiş. Adanın muhtelif yerlerine Yunan bayrağı dikilmiş, kilise inşa edilmiş ve top yerleştirilmiş. Yunan vatandaşlarının da yerleştirildiği Keçi Adası turizme açılmış. Yunanistan bizim sırtımızdan para kazanıyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, kendisinden, görüşlerinden söz ederken her fırsatta, “Biz milliyiz, biz yerliyiz, biz vatanseveriz, biz milliyetperveriz, farkımız bu” diyor. Misâk-ı Milli sınırları içindeki adalarımızda Yunan askerini, Yunan bayrağını görmek yüzbinlerce vatandaşımızı kahrediyor. Suriye'de, Irak'ta Türkiye'nin çıkarları belirtilip askerimiz yabancı ülke topraklarına gönderilirken, kendi topraklarımızda yabancı ülke askerinin bulunmasına daha ne kadar seyirci kalınacak? Eğer, bilinmeyen bazı olaylar varsa, bunların kamuoyuna açıklanması gerekiyor.
Erdoğan, “Unutulmamalıdır ki Cumhuriyet'i kuran kadronun çok önemli bir bölümünün dahi doğduğu büyüdüğü topraklar yeni devletimizin sınırları dışında kalmıştır” dedi. Sınır dışında kalan yerlerden biri de Atatürk'ün doğduğu Selanik şehri… Selanik, Balkan Savaşı sırasında elimizden çıktı. Açıkçası şehrin savunması bile yapılmadan alenen Yunan askerine teslim edilmiş. İşkodra, Yanya ve Edirne komutanları cephelerini kahramanca savunurken, Harp Okulu ve Harp Akademisi eğitimi olmayan Tahsin Paşa sayesinde Yunanlılar tek kurşun atmadan elini kolunu sallayarak Selanik'i işgal etti.
Dün Selanik nasıl tek kurşun atılmadan, savunulmadan teslim edildiyse, benzer durum da bugün adalarımız için geçerli… Tek kurşun atılmadan, savunma yapılmadan 17 adamız Yunanlılara teslim edildi.
Milli Savunma Bakanlığı eski Genel Sekreteri emekli Kurmay Albay Ümit Yalım, resmi belgelere, Yunanistan Milli Savunma Bakanlığı, Genelkurmay Başkanlığı resmi internet sitelerine dayanarak adalarımızın nasıl elden çıkarıldığını anlatıyor. Tarihin tekerrür ettiğini de şöyle anlatıyor:
“2016 Yüksek Askeri Şurası'nda Harp Okulu ve Harp Akademisi eğitimi olmayan bir komutan generalliğe terfi ettirildi. Yapılan uygulamayla liyakat usulü tamamen devre dışı bırakıldı. Anılan terfi işlemi pratisyen doktora kalp ameliyatı yaptırmakla eşdeğerdir. Verilen somut örnekten anlaşılacağı üzere tarih tekerrür ediyor. Selanik'i nasıl tek kurşun atmadan teslim ettiysek, bugün de adalarımızı birer birer aynı yöntemle biz teslim ediyoruz. İnanın emekli bir asker olarak içim yanıyor.”