(Radikal - 24 Mart 2012)
12 Eylül hukuk anlayışının en özlü sözü neydi? “Asmayıp da besleyelim mi?” Haklarında idam kararı verilen gencecik insanların dosyalarını bile okuma ihtiyacı hissetmemişti darbenin muzaffer komutan Kenan Evren. 17 yaşında darağacına gönderilen de vardı... “Hep solcuları asıyor” görüntüsü vermemek için araya sıkıştırılan sağcılar da! Umurunda değildi... O kadar umurunda değildi ki... Arka arkaya gelen idam kararlarından sonra eleştiri yöneltenlere 12 Eylül hukuk anlayışının o veciz sözüyle karşılık verdi... “Ne yani, asmayıp da besleyelim mi?” *** Günlerdir 12 Eylül askeri darbesinin nasıl yargılanacağı tartışılıyor. Türkiye’nin geçmişiyle yüzleşmesi adına çok önemli bir tartışma bu. Nasıl yüzleşeceğiz geçmişle? Hukuk yoluyla mı? İntikam duygularıyla mı? Amansız bir hesaplaşmaya mı gireceğiz?.. Dersim’den Sivas’a, ‘Tehcir’den ‘Köy Boşaltmalar’a, 27 Mayıs’tan 12 Eylül’e bu acılar bir daha yaşanmasın diye mi hareket edeceğiz?.. Önemli sorular bunlar. Bıçak sırtında yürüyor Türkiye... *** 12 Eylül’ün mimarları Kenan Evren ve Tahsin Şahinkaya, kendilerini “İhtilal ahlaki bulunmayabilir ama yargılanamaz çünkü biz kurucu gücüz” diye savunuyorlar. Darbecilerin yargılanmasına destek veren hukukçular bile “Maalesef haklılar, yaptıkları anayasa yürürlükte. Darbeden yargılanmaları zor, zamanaşımı var” diyor. O zaman ne yapacağız? Vaz mı geçeceğiz askeri darbeleri yargılamaktan? Ya da hukuki olmasa da yargılamaya mı girişeceğiz? Ne biri ne de diğeri... Mesela Erdoğan Teziç’in önerisi şöyle: “Ben de isterim darbe yapanların yargılanmasını ama hukuken yargılamanın zemini mevcut değil. Fakat 12 Eylül döneminde işkence ve benzer suçlar için, yalnızca Evren değil, bunları kim yaptıysa hepsi sorumlu olur. Burada artık hiçbir hukuk düzeninin kabul edemeyeceği bir vahşet var; insanlık suçu.” *** Benzer bir uyarı ve öneriyi, Şili diktatörü Pinochet’nin yargılanması için İspanya’da ilk başvuruyu yaparak İngiltere’de gözaltına alınmasını sağlayan Avukat Dr. Juan Garces de yapıyor. Özetle, “İşkencenin sistematik olduğu kanıtlanabilirse yargılanabilirler” diyor. Bu durumda yapılması gereken ne? “Ne yani, asmayıp da besleyelim mi” diyen Evren’in darbeci mi ihtilalci mi olduğu tartışmalarını bir kenara bırakıp tüm somut kararlarını hem kamu açısından hem de mağdurları açısından yargıya taşımak. Taşırken de intikamcı duygulardan uzak durmak. Darbecileri yargılarken onların konumuna düşmemek... Şili Pinochet’yi yargıladı ama o yaşında Pinochet’nin mağdur edilmesine izin vermedi. İntikam duygularıyla hareket etmek yerine sistematik işkenceyi tüm dünyanın gözü önünde mağdurlarıyla ortaya koydu. Pinochet’yi mahkûm olduğunda bile ev hapsinde tuttu. Darbecisini asmadı, son nefesini verene kadar besledi. Ama darbeci anlayışı ve uygulamalarını sonsuza kadar mahkûm etti. Evren ve Şahinkaya hastanede. Bırakalım darbecilerle kişisel anlamda uğraşmayı. Gerekirse onları el bebek gül bebek besleyelim; asılması gereken, darbeci zihniyet ve onun insanlık dışı uygulamaları.