Davaların AİHM'den önce komisyona gitmesine hukukçular karşı çıktı

Davaların AİHM'den önce komisyona gitmesine hukukçular karşı çıktı

 

 
T24 - Adalet Bakanı Sadullah Ergin’in uzun süren yargılamalardan doğan mağduriyetin AİHM’ye taşınmadan oluşturulacak bir komisyonda “helalleşmeyle” sonuçlandırılması arayışı hukukçular tarafından sıcak karşılanmadı.
 
Ankara Barosu Başkanı Prof. Dr. Metin Feyzioğlu, 12 Eylül referandumunda Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru hakkı tanındığını anımsatarak “Sanki haksızlıklara karşı gidilebilecek bir yeni kanun yolu yaratılmış gibi yapıldı. Ancak bir yandan Anayasa Mahkemesi siyasi iktidara bağımlı kılınırken, bu yolun işlevsel yol olmaması sağlandı, diğer yandan da yeni bir iç hukuk yolu yaratılarak AİHM’ye gidilmesi için önce bireysel başvuru yapılması öngörüldü. Oysa bireysel başvurunun sonuçlanmasının çok uzun yıllar süreceği kamuoyundan saklandı. AİHM’nin başvuruyu gündeme alması ve karara bağlamasındaki ortalama sürenin 3-3.5 yıl olduğu düşünülürse bir de bundan önce en az bu kadar sürecek yeni bir iç hukuk yolu getirilirse vatandaşımızın AİHM’den lehine olacak kararı alması, kararı anlamsız kılacak kadar öteler” değerlendirmesini yaptı.
 
İlhan Taşcı'nın Cumhuriyet'te yayımlanan haberine göre, FeyzioğluAdalet Bakanı Ergin’in Meclis kürsüsünde yargısız infazları dördüncü yılına giren gazetecileri de kastedip “Yargılaması devam eden teröristler” cümlesini sarf etmesinin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6. maddesini görmezden geldiğine işaret ederek “Vaatler ile eylemler arasındaki derin çelişki güven duymamızı engellemektedir” yorumunu yaptı.
 
Avukat Turgut Kazan da bu düzenleme girişimiyle AİHM’ye gidişin önüne engel çıkarma arayışında olunduğunu kaydederken “AİHM komisyonu da öyle bir arayıştır. Bireysel başvuru eylül ayında yürürlüğe girecek, bugünden eylüle kadar AİHM’ye gidişleri önlemeye çalışıyorlar” dedi. Kazan, şu değerlendirmeyi yaptı: “Ne yazık ki AİHM de Türkiye’den giden dosyaların iş yükünden bunaldığı için böyle bir arayışa yeşil ışık yakmaktadır. Ama Türkiye’nin bir ayıbıdır, bu kadar yüksek ihlal dosyasının AİHM’ye gitmiş olması. İhlale bir çeşit arka çıkıp AİHM’ye gidiş sürecini tıkamak, ertelemeye çalışmak olacak şey değildir, kabul edilemez.
 
Ne yazık ki iktidar hiçbir şeyi dinlemiyor, ‘çoğunluğum var ne istersem yaparım’ diyor, böyle bir süreç. Helalleşelim denilerek bir kere ihlali kabul ediyor. İhlali bizzat kendileri yapıyor. AİHM’ye çok gidişin utancını yaşıyorlar, o utancı, ihlalin AİHM tarafından tespitini önlemek istiyorlar.”
 
BDP Grup Başkanvekili Hasip Kaplan ise TBMM’de düzenlediği basın toplantısında, AİHM’deki davaların, Türkiye’ye iade edileceği konusunda bir mutabakattan bahsedildiğini söyledi. AİHM’de iş yükünün arttığını, bunun hafifletilmek istendiğini ifade eden Kaplan, anayasa referandumu sonucu 23 Eylül’de bireysel başvuru yolunun açılacağını, bu tarihten itibaren davaların AİHM’ye gitmeyeceğini anlattı. Kaplan, özetle şunları söyledi: “Bu süreç işlerken Avrupa mahkemesi, hükümetle görüşmeler yapıyor. Strasbourg mahkemesi ne yapmak istiyor? AİHM davalardan kurtulmak istiyor, hükümet de mahkûmiyetten kurtulmak istiyor. AİHM, AKP hükümetini ihlaller konusunda cesaretlendirmeye kalkışırsa, meşruiyeti de tartışma konusu olmaya başlar. Hükümet ile Strasbourg mahkemesi arasında tartışmalı bir pazarlık sürüyor. Pazarlığın konusu insan hak ve özgürlükleridir.”