Davutoğlu: "İslami terör" diyen kimseyle oturup konuşmayız BERLİN (A.A)

-Davutoğlu: "İslami terör" diyen kimseyle oturup konuşmayız BERLİN (A.A) - 03.12.2011 - Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Almanya'da yabancılara yönelik işlenen ırkçı cinayetlerle ilgili olarak kendilerinin hiç bir zaman "Hristiyan teröründen" söz etmediklerine dikkat çekerek, "İslamcı terör" ya da "İslami terör" ifadesini kullananlarla konuşmak istemediklerini söyledi. Bakan Davutoğlu, Berlin'deki Türkevi'nde vatandaşlara hitaben yaptığı konuşmasında, bir Alman yetkiliyle konuşması sırasında sözkonusu kişinin aşırı sağcı teröre de İslamcı teröre karşı olduğu gibi mücadele edileceğini söylediğini belirterek, "Dedim ki, bir dakika durun, problem burada başlıyor. 1 saatten beri biz sizinle konuşuyoruz. Size bu teröristler için Hristiyan terörü dedim mi, Alman terörü dedim mi, Alman ırkçısı dedim mi? Bütün bu ailelerin acısını yaşayan ben gelip Almanya'ya da Hristiyanlık için olumsuz bir intiba olmasın diye ırkçılar diye ayırdım, büyük bir çoğunlukla. Her aşamada İslamcı terör dediğinizde her Müslümanın kalbine bir ok saplıyorsunuz. Bu 11 Eylül'ün bir hastalığıdır" diye konuştu.  Norveç'te aşırı sağcı tarafından öldürülenler arasında bulunan Gizem adlı Türk kızın cenaze törenine Norveç Dışişleri Bakanıyla birlikte katıldığını, burada Gizem ile bir Norveç'li arasında fark gözetmediklerini, Almanya'da öldürülen Yunan asıllı kişinin ailesiyle de görüştüğünü, bu nedenle "Almanları tenzih ederiz, Alman dostlarımızı tenzih ederiz. Suçu kim işlediyse, suç ona aittir. Hele İslam gibi, İslam'ın anlamı barış demek. Dedim, siz kendinizi benim yerime koyun şimdi, 'Hristiyan terörü deseydim. Açıklamalarımda bu Hristiyan terörüne karşı tedbir alın deseydim ne derdiniz? Siz ne hissedecekteyseniz, biz de onu hissediyoruz'. Terör ifadesinin yanına İslam koyanla konuşmayız. AGİT'de de bunu gündeme getireceğim, başka zeminlerde de. Bu kadar yaşanan olaylardan sonra, hiç bir Müslüman çıkıp bunu Hristiyanlıkla özdeşleştirmemişse ki, bu bizim kültürümüze, ilkelerimize aykırı. Artık yeter" dedi. Bundan sonra yapılması gerekenler konusunda Alman yetkililer ile özellikle 3 konu üzerinde durduğunu ve bu konularda Türkiye ve Almanya'nın birlikte çalışması gerektiğini kaydeden Davutoğlu, birinci konunun, cinayetlerin araştırılarak her şeyin sonuna kadar ortaya çıkartılması gerektiği olduğunu, Alman disiplinin bunu yapabilecek kadar iyi olduğuna inandıklarını söyledi. Kurban ailelerinin kimseye muhtaç olmasına izin vermeyeceklerini, bu ailelerin çocuklarının eğitimini sağlayacaklarını ve desteklerini sürdüreceklerini belirten Davutoğlu, "Yalnız değilsiniz, yalnız olmayacaksınız. Değil 50 yıl, 50 bin yıl geçse de sizi yalnız bırakmayız. Kimsenin bir an bile tereddütü olmasın" dedi. İkinci konu olarak kurban ailelerin yaşadığı travmaların aşılabilmesi için gerekli önlemlerin alınması gerektiğini ifade eden Davutoğlu,Türkiye'nin artık her şeye muktedir bir ülke olduğunu, Libya'dan 1 hafta içinde 25 bin Türk'ü evine getirdiğini, bu yapılırken de kendisinin ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın gece gündüz çalışarak yaklaşık 400 diplomatla birlikte uykusuz kaldığını söyledi.  "Üçüncü yapılması gereken uzun vadeli strateji. Bu travmalar yaşandığı zaman acılar hissedilir, 3 sene sonra unutulursa, stratejik bir bakış açısının parçası olmazsa başarıya ulaşılamaz" diyen Davutoğlu, "Bir Türk her türlü suçu işleyebilir, ama bir Alman ırkçı cinayet işlemez" şeklindeki zihniyetin değiştirilmesi gerektiğini belirtti. Kurbanların yakınlarının çok iyi bir şekilde topluma uyum sağlamış insanlar olmasına rağmen, bir suçlu gibi muamele gördüğünü görüşmeleri sırasında tespit ettiğini, bu durumun çok üzücü olduğunu, entegrasyonun tek taraflı olamayacağını, çoğunluk toplumunun da entegrasyonu istemesi gerektiğini kaydeden Davutoğlu, "Biz her şeyi kabul ederiz. Ama Türklere bir virüs bulaşmaz. Bunu kimse düşünmesin. Türklere aşağılık kompleksi virüsü bulaşmaz. Bizler en zor şartlarda oluruz, ama vakur bir şekilde ayakta durmasını biliriz" diye konuştu. Alman yetkililerle de ırkçı ortamların yaratılmaması için neler yapılabileceğini görüştüklerini belirten Davutoğlu, "Bu krizden yabancılar sorumlu tutulmaya başlarsa çok daha büyük bir dalgayla karşı karşıya kalırız" dedi. Cinayetlerin muhasebesinin herkesin açısından yapılması gerektiğini düşündüğünü belirten Davutoğlu, şöyle konuştu: "Konuştuğum bütün yetkililere ben bunu anlattım ve ben kendilerine şunu sordum. İki tane ürkütücü nokta var burada. Gerçekten de Almanya'nın da, hepimizin de düşünmesi gereken iki nokta. Birincisi, eğer bu ırkçı terör örgütü bir tesadüf neticesi yakalanmış olmasaydı ya da ele geçirilen evraklar tümüyle yok olmuş olsaydı, hiçbir zaman biz bu cinayetlerin mahiyetini bilemeyecektik.  O kadar ürkütücü bir şey ki, daha ne kadar cinayet bu sebeple işlendi, bunu sorgulamak durumundayız. Araştırmalısınız, çünkü benim dinlediğim hikayeler, benim dinlediğim olaylar, sizin ciddi bir sorgulama yapmanızı gerekli kılıyor. Bugün Sayın Wulff ve Sayın Westerwelle ile de aynı hususları paylaşacağım. Eğer bu olayların arka planı ortaya çıkmaz ve aydınlatılmazsa verilen, yapılan güzel açıklamaların bir önemi kalmaz.  Solingen faciasından sonra çok güzel açıklamalar yapıldı. Solingen faciasından sonra gösterilen dayanışma ve açıklamalar güçlü ve kararlı bir irade ile ortaya çıkartılamadığı için 2000'li yıllarda bu insanların bu acıları yaşamasına sebep olundu. Şimdi benzer olayların 10 yıl sonra yaşanmaması için, 50 yıl sonra yaşanmaması için, bunun sonuna kadar aydınlatılması lazım."