Davutoğlu Ankara'ya dönüşünde, Esad'la yaptığı görüşme hakkında açıklamalarda bulundu.
"Somut olayları açık, net ve şeffaf bir şekilde konuştuk. Biz sadece ve sadece Türkiye'nin mesajlarını ilettik. Tek isteğimiz Suriye halkının kendi geleceğini tayin etmesi. Ne olacağını aylar değil günler içinde göreceğiz" diyen Davutoğlu'na, Suriye devlet ajansının geçtiği bilgi, ABD'nin mesajını iletip iletmediği, Kılıçdaroğlu'nun 'taşeronluk' eleştirisi ve görüşmenin endişeleri azaltıp azaltmadığı soruldu.
Beşşar Esad ile 3.5 saati baş başa olmak üzere toplam 6.5 saat görüştüklerini belirten ve Başbakan Erdoğan'la da bu gece biraraya geleceğini söyleyen Davutoğlu'na, yaptığı açıklamaların ardından, Suriye devlet ajansının geçtiği bilgi soruldu.
Davutoğlu da, "Beşşar Esad’ın söylediği her şeyi burada yansıtacak değilim ancak ilkesel olarak her zaman üstünde durduğumuz hususu yine vurguladık. Terörle mücadelede etkin olunmasının yolu, teröristle sivil halkın ayırt edilebilmesinden geçer. Sivil halka uygulamalar çağdaş olmalıdır. Esad konuşma esnasında, bir takım militanların ülkeyi etkisiz hale getirme çabası içinde olduğunu vurguladı ama denildiği gibi bir ifade kullanmadı..." dedi ve ekledi: "Görüşmede, teröre karşı mücadelede sivil halka karşı kullanılmaması gereken yöntemler açık ve şeffaf bir şekilde tartışılmış, konuşulmuştur."
"Endişeler azaldı mı?"
Bakan Davutoğlu, görüşme sonrası kaygı ve endişelerin azalıp azalmadığı yönündeki soruya da şu yanıtı verdi:
"Bu, önümüzdeki günlerde; aylarda değil günlerde diyorum, atılacak adımlara bağlı. Somut şekilde konuları ele aldık. Görüşme soyut olmadı, somut olarak Türkiye’nin görüşleri, talepleri ve beklentileri tarafımızca Esad’a anlatılmıştır. Kendisi de kanaatlerini paylaşmıştır.
Yine belirtmeliyim ki somut adımları ele aldık ve ne olacağını önümüzdeki günlerde göreceğiz. Atılacak adımlarla sürecin nasıl bir şekil alacağı netlik kazanacak. Türkiye olarak tek isteğimiz, bu sürecin sadece ve seadece Suriye halkının iradesini yansıtacak şekilde tecelli etmesidir. Türkiye’nin başka hiçbir beklentisi yoktur."
Beşşar Esad ordunun geri çekilmesi noktasında somut şeyler söyledi mi?"6.5 saat süren bir toplantıda tüm hususlara değindik ama mutabık kaldığımız hususlar çerçevesinde dataylara giremem. Özellikle ordu ile halkın karşı karşıya gelmemesi, Hama’da olduğu gibi gerilimlerin yaşanmaması içn atılabilecek adımları açık, şeffaf ve net şekilde paylaşma imkanı bulduk. Atılacak adımlar tabi ki önemli. Uluslararası toplumun kaygıları var ve biz de temas içindeyiz."
"Sadece Türkiye'nin mesajlarını götürdüm"
Bakan Davutoğlu, Esad’a ABD’nin mesajlarını ilettiği yönündeki ifadeler hakkında da konuştu.
"Biz sadece ve sadece Türkiye’nin mesajlarını ilettik. Suriye’ye gideceğim duyulduğunda yoğun bir ilgi oldu, Herkes kanaatlerini aktarmak istediama bu durum, bizim bu mesajları götürdüğümüz anlamına gelmez. Ben sadece ve sadece Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı olarak, Cumhurbaşkanı, Başbakan ve hükümetin kanaatlerini taşırım, o çerçevede konuşurum.
Kılıçdaroğlu'na yanıt
Davutoğlu’na, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun 'dış güçlerin taşeronluğunu yaptığı' şeklindeki eleştirisine de, "Bu açıklama ben yere inmeden önce iletildi. Üzülerek söylemek istiyorum ki, açıklamalar ana muhalefet partisi liderine yakışmamıştır. Çünkü, Türkiye Cumhuriyeti’nin hiçbir döneminde bir dışişleri bakanı herhangi bir devletin taşeronu olmamıştır ve olmayacaktır da.
Bu, eleştirinin ötesinde devlet geleneğine hakaret eden bir yaklaşımdır. Hükümeti ve politikamızı eleştirebilirler ama Türkiye Cumhuriyeti’nin onurunu rencide etmemeliler. 9 yıl içinde herhangi bir devletin ya da fikrin takipçisi, sözcüsü olmadık."
Davutoğlu, geçen yıl İran'la nükleer görüşmeler sonrasında BM Güvenlik Konseyi'nde kullandıkları oy dolayısıyla, "Batıdan kopuyoruz, müttefiklerimizle beraber hareket etme güdüsünü kaybettik" diye şikayet edenlerin bugün böyle bir iddiada bulunmalarının söz konusu olamayacağını ifade etti.
"Savaş için gelseydiniz..."
Bir gazetecinin bazı ajansların, görüşmede Esad'ın, "Uzlaşma için geldiyseniz reddediyorum, eğer savaş için geldiyseniz tüm bölge savaşa hazır olsun" dediği yönünde haberler yayımladığını ifade etmesi üzerine Davutoğlu, bu tarz bir ifadenin görüşmelerde geçmediğini söyledi.
Bu kadar uzun süren görüşmelerle ilgili spekülatif pek çok haberin ortaya atılabileceğine dikkati çeken Davutoğlu, "Sadece bizim açıklamalarımıza lütfen atıfta bulunun" dedi.
Suriye ile ilişkileri ele alarak başladığı açıklamalasında, daha önce Beşşar Esad’la kapsamlı görüşmelerin olduğunu, Mısır’daki olaylar belli aşamaya geldiğinde ve henüz Suriye’deki protestolar başlamadan diyaloglar yaşandığını belirten Davutoğlu, "O zaman da kanaatlerimizi paylaşmıştık. Son 9 yıl içindeki diplomasinim en önemli özelliği açıklık ve paylaşımdı. Nisan ayında Suriye’ye gittiğimde de Esad’la 3 saati aşkın görüşmüş ve detaylı şekilde konuşmuştuk. İç çatışmaya ve gerilime sebebiyet vermeden yapılacak reformların ülkeye güç vereceğini konuşmuştuk. O günlerden bugüne olaylarla ilgili tutumumuz dostane ve açık olmuştur" dedi.
Ramazan ayından 1 gün önce Hama’da başlayan olaylara dünya kamuyou gibi Türkiye’yi de derinden etkilediğini belirten Davutoğlu, "Yöntem ve zamanlama tarafımızca kabul edilemezdi. İç barış için her türlü teması sürdürdük. Cumhurbaşkanı ve Başbakan açıklamalar yaptı ve son olarak en üst düzeyde düşüncelerimizi paylaşmak üzere oraya gittim" dedi ve şunları söyledi:
"Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün yazılı, Başbakan’ın da sözlü mesajını ilettim. 3.5 saat baş başa görüştük. Türkiye olarak her zaman olduğu gibi Suriyeli kardeşlerimizle hususları açık bir dille ve kararlılıkkla paylaştık. Esad da kendi kanaatlerini aktardı.
Türkiye olarak hedefimiz, akan kanın durması ve Suriye’nin barış içinde geleceğe yürümesidir. Halklar, geleceği birlikte tayin edecektir ve bu süreç halkın taleplerine paralel bir ilerleyiştir. Akan sivil kanın durması ve halkın talepleri doğrultusunda reform süreci için yapılması gerekenleri paylaştık.
Çok somut konuları konuştuk, detaylar üzerinde durduk. Dostane ve açık görüşlü bir görüşmeydi. Umarız önümüzdeki süreçte adımlar atılır ve siyasi sürecin önü açılır. Suriye ile kader birliğimizi sürdüreceğiz, her kesimden Suriyeli ile temaslarımıza devam edeceğiz.
Önemli olan barışçıl dönüşüm ile Suriye halkının kendi geleceğini tayin etmesidir. Detaylarına giermem ama somut konuşmalar oldu. Gelişmeleri takip etmeyi sürdüreceğiz."