Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, ''Herkes bilmelidir ki, Anadolu ana kucağıdır, zulüm görenlerin, mazlumların ana kucağıdır ve öyle olmaya devam edecektir'' dedi.
Davutoğlu, Suriye Türkmenleri Platformu 1. Toplantısı'nın açılışında yaptığı konuşmada, 20 aydır Suriye'de büyük bir mücadele yaşandığını, Suriye'nin her bir kasabasında, medeniyet merkezi olan büyük şehirlerin her bir mahallesinde insanların onurları, özgürlükleri ve son 50 yıldır yaşadıkları büyük baskılara rağmen tekrar barış içinde yaşamak için ayağa kalktığını belirtti.
Suriyeliler'in ve Suriye'de yaşayan Türkmenler'in bu süreçte büyük mücadele verdiğini anlatan Davutoğlu, ''Bugün dünyanın her bir köşesinde Suriye için yardım kampanyaları düzenlenebiliyorsa Suriye'nin her bir köşesinde insanlar onurları için mücadele ediyorlarsa en büyük borç bu şehitleredir'' dedi.
Suriye'de büyük ızdırap ve acıların yaşandığını ama Türkiye'nin bu acılara hiç bir zaman kayıtsız kalmadığını ve her zaman hissettiğini dile getiren Davutoğlu, şunları söyledi:
''Büyük bir tarihi dönüşüm yaşanıyor. Orta Doğu'da yepyeni bir siyasi kültür ve dönem başlıyor. Bu yeni dönemin belki de en büyük ve acılı süreçlerini yaşayan halk, Suriye halkı. Orada da Türkmen kardeşlerimiz büyük ızdıraplar yaşadı. Türkiye olarak baştan itibaren Suriyeli kardeşlerimizin haklı mücadelesinin yanında yer aldık, hiç bir tereddüt göstermedik. Tenkit edildik, çoğu zaman acımasızca eleştirilere maruz kaldık ama insanlık onuru adına ayağa kalkan Suriyeli kardeşlerimizi yalnız bırakmadık. Oradaki Türkmen, Arap, Kürt, Sünni, Hristiyan, Nusayri, Dürzi... Hangi kökenden ve mezhepten olursa olsun, Suriye'de insanlık onuru adına ayağa kalkanları yalnız bırakmadık ve bırakmayacağız. Bu, size taahhüdümüzdür. Biz meseleye üç perspektiften baktık. Birincisi, insani perspektif. Daha ilk günden, ilk mülteciler sınırlarımıza gelmeye başladığı andan itibaren Başbakanımızın talimatı ve hükümetimizin aldığı kararlı tutumla şu mesajı bütün dünyaya ilettik. Dedik ki; Türkiye ve Suriye ezelden ebede kardeş iki ülkedir, Türkiye ve Suriye halkları ezelden ebede kardeş olacak halklardır. Dolayısıyla Suriye'deki kardeşlerimiz sıkıntı içindelerse evimizi, ekmeğimizi, aşımızı, toprağımızı paylaşmaya hazırız. Çünkü biz onlarla yüreğimizi paylaşmışız.''
Davutoğlu, Türkiye'nin o günden bugüne bütün dünyanın takdirle izlediği şekilde açık kapı politikasını takip ettiğini anlatarak, ''Açık kapı politikası şu demek; nasıl evinizin önüne, bir zalimden kaçan bir mazlum geldiği zaman, açlık çeken, bir lokma ekmeğe muhtaç bir insan geldiği zaman kapınızı kapatamazsınız. Onurlu bir insansanız, İslam kültüründen, aziz milletimizin derin kültüründen etkilenmişseniz kapıyı kapatamazsınız, açarsınız. 'Tanrı misafiri' diye o güzel Türkçemize yerleşmiş kavramla kapınızı açarsınız ve her şeyinizi paylaşırsınız. Biz ilk günden beri dedik ki; Suriyeli dostlarımıza açık kapı politikası izliyoruz. Evimizin kapıları, soframızın çevresi ve yüreğimiz açık'' diye konuştu.
Davutoğlu, dünyanın bir çok mülteci olayını yaşadığını ama Birleşmiş Milletler (BM) Mülteciler Yüksek Komiserliği'nin, yurt dışından gelen sivil toplum kuruluşlarının ''Şu ana kadar biz Türkiye'nin takip ettiği şekilde bir mülteci politikasına şahit olmadık'', ''Türkiye'nin sağladığı imkanları veren herhangi bir mültecileri ağırlayan bir ülke de görmedik'' dediğini aktardı.
BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun'un geçen hafta mülteci kamplarını ziyaret ettiğini ve ''İnsanlık adına size minnet borçluyuz. Çünkü biz böyle bir mülteci politikası görmedik'' dediğini hatırlatan Davutoğlu, ''Neden biliyor musunuz, farkımız ne? Biz sizlere mülteci gibi bakmadık. Biz sizlere yüz yıl önce yüreğimizden, etin tırnaktan ayrılmış olması gibi ayrılmış olan parçalarımız olarak baktık. Bütün komşularımızın sınırlarına saygı gösteririz ama insanlık vicdanını zedeleyen, zulüm gören insanlar kapımıza geldiğinde sınır tanımayız'' diye konuştu.
Davutoğlu, Saddam Hüseyin Irak'ta Kürtler'e zulüm uyguladığında, bir gecede 500 bin Kürt'ü Türkiye'de ağırladıklarını, o dönemde devletin imkanlarının daha sınırlı olduğunu kaydetti.
Bu tecrübeden sonra Suriyeli vatandaşlara Türkiye'nin kapılarını açtıklarını ve çok daha organize bir şekilde, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin gücünü gösteren bir kapasiteyle Suriyeliler'i ağırladıklarını ifade eden Davutoğlu, Bosna Savaşı sırasında Boşnaklar'ı, Kosova'da savaş olduğunda Arnavutlar'ı ve Türkler'i de ağırladıklarını anlattı.
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, bu yardımları yaparken hiç bir tereddüt göstermediklerini ifade ederek, ''Herkes bilmelidir ki, Anadolu ana kucağıdır, zulüm görenlerin, mazlumların ana kucağıdır ve öyle olmaya devam edecektir'' dedi.