Davutoğlu: Biz 2 Kasım sabahı iktidar olması kesin olan bir partiyiz

Davutoğlu: Biz 2 Kasım sabahı iktidar olması kesin olan bir partiyiz

Başbakan Ahmet Davutoğlu, 1Kasım seçimlerinde AKP'nin kesin olarak tek başına iktidar olacağını öne sürdü. Davutoğlu, "Biz 2 Kasım sabahı iktidar olması kesin olan bir partiyiz. AK Parti'siz bir hükümet zaten imkansız. Şuandaki tüm veriler tek başına iktidar olmamızı gösteriyor" dedi.

Davutoğlu, Hürriyet yazarı ve CNN Türk'te yayınlanan Tarafsız Bölge programının sunucusu Ahmet Hakan'ın saldırıya uğramasına ilişkin de değerlendirmede bulundu. İçişleri Bakanlığı'nın "prosedürğn tamamlanmaması nedeniyle Ahmet Hakan'a koruma verilmediği" yönündeki açıklamasını hatırlatan Davutoğlu, "Koruma hemen verilmeliydi, hemen korumayı vereceksiniz o arada da prosedür tamamlanacak" dedi.  

Haber 7-Ülke Tv ortak yayınına katılan Davutoğlu'nun açıklamalarından satır başları şöyle:

"Seçim beyannamesini halka yazacağız dedik ve geniş anketler yaptık. Halkımızı memnun eden bir beyanname olacak. Biz 2 Kasım sabahı iktidar olması kesin olan bir partiyiz. AK Parti'siz bir hükümet zaten imkansız. Şuandaki tüm veriler tek başına iktidar olmamızı gösteriyor. Ama ne olursa olsun AK Parti lokomotif olacak. AK Parti'nin olmadığı bir hükümet imkansız gibi. Gençlerimize, kadınlarımıza, esnafımıza, çiftçimize yeni vaatlerimiz olacak. Ciddi çalışmalar yaptık. Bol keseden vaatlerin faydası olsaydı CHP yüzde 25'in üstünde oy alırdı. AK Parti döneminde gençlerin beklenti çıtası yükseldi. CHP ile koalisyona gidememizin nedenleri de eğitim ve dış politikadır. CHP, imam hatipleri kapatmayacağız diyor ama son 4 yıla bırakacağız diyor. Bu 28 Şubat zihniyeti. Bu okullar, bu ülkenin çocuklarının okuduğu yerler. Ayrımcılığa tabi tutulamazlar. 1 Kasım'da sandıkların birleştirilmesinin siyasi bir yönü yok, hukuki bir karardır. Eğer reform hükümeti kurma yetkimiz olsaydı bunlardan biri de bu yasal değişikliği yapmaktı. Şimdi yapılmak istenen de bu. Seçim güvenliği kesin suretle sağlanacak. Ülkesi için sorumluluk almayanların, seçim güvenliğiyle ilgili kararlara tepki göstermelerine hakkı yok. HDP'ye sesleniyorum; Vekilleriniz operasyon bölgelerine gidecek, terörist cenazelerinde hükümete meydan okuyacak sonra da gelip seçim güvenliği kararlarına itiraz edeceksiniz.

Uçaksavarlar bulunuyor. Bunlar kimlere karşı peki? Diyarbakırlılar artık bıktı. Halk bana gelip 'Allah sizden razı olsun' diyor. Bayram Namazı'nda Ulu Cami'de bunları duydum. Türkiye'nin ordusu milli bir ordudur, her kentten asker vardır. Gezi provokasyonu çözüm sürecini baltalamak için yapıldı. Biz bunları biliyoruz. Bizi eleştiren MHP, HDP'yle birlikte yasalara karşı çıktı. CHP çıktı onlarla birlikte eylem yaptı. Seçim sonrasında HDP'nin bu kadar çok vekil çıkarması olumlu bulundu Türkiyeleştirilecek diye. Ama bunlar küstahça silahlanın çağrısını yaptılar. Ben 'size fırsat vermeyiz' dedim. Çağrılar devam etti. Paralel yapıyla, HDP aynı şeyleri söylediler. DAEŞ konusunda girişimlerde bulundular. DAEŞ'in saldırısını planlayan kimse, Suruç'taki saldırıyı planlayan kimse Ceylanpınar'da iki polisimizin şehit edilmesini planlayan aynıdır. 23 Temmuz günü açık ve net talimatımızı verdik. DAEŞ'e Suriye'de PKK'ya Irak'ta gereken ders verilecek dedik. 3 gecede 452 hedef vuruldu. Bel, omurgadır. Burada da PKK'nın omurgası Kandil'dir. Tek tek onları kırıyoruz. Ya silahları bırakacaklar, ya da biz onlara silahları bıraktıracağız. Rusya Hama'da, Humus'ta sivilleri vurdu. Orada DEAŞ yok ki. Esed DEAŞ'in gitmesini istemez. Yeniden görüşeceğiz Putin ile. Tavrımız bu konuda net. Yabancı müdahaleye karşı olanlar, Rusya'ya bir şey demiyor.

 

Ahmet Hakan'a saldırı

 

Türkiye bir hukuk devletidir. Saldırının kime yapıldığı değil, ne olduğudur. Yapılan büyük bir suçtur. Star'a, Akit'e, Murat Sancak'a ya da Ahmet Hakan'a ne olursa olsun şiddetin her türlüsü kınanmalıdır. 

Hukuk çerçevesinde de sorumlular yakalanmalıdır. İlkesel tutum varken, olayın mahiyeti araştırılırken hükümeti suçlamak doğru değil.  Bu konu üzerine gidildi ve sorumlular yakalandı.

Koruma meselesini iner inmez sordum. Daha önce istenmemiş. 10 gün önce istenmiş. 2 gün önce de son yazı onaylanmış. Koruma hemen verilmeliydi. Ama bunun bir hukuki prosedürü var. ‘Hemen vereceksiniz’ o arada da prosedür tamamlanacak. Hepsine geçmiş olsun dileğimi iletiyorum. Bana ne kadar karşı olurlarsa olsunlar, onun yanındayım bu konuda yine de.

Şunu ifade edeyim. Bir yaklaşım da şu: Gazetecilere, gazetelere olursa tepki şunlara olursa hükümet suçlanır demek de doğru değil. Bu tür saldırılara karşı ilkeli bir duruşumuz var."