Almanya'da temaslarını sürdüren Başbakan Ahmet Davutoğlu, Hamas'ın hiçbir terör eylemi yapmadığını belirterek, "Türkiye açısından Hamas terör örgütü değildir" dedi.
Almanya’daki resmi temasları kapsamında Körber Vakfı’nda düzenlenen etkinlikte Başbakan Davutoğlu bir konuşma yaptı.
Davutoğlu, geçen yılki bir araştırmada Soğuk Savaş sonrasında "Üç depremin gerçekleştiğini gördüğünü söyledi. Davutoğlu, "Dün aslında Fransa'da gördüğümüz olay bu bütün depremlere verilen tepkiydi. Deprem aslında bence güzel bir benzerlik çünkü biz Türkler olarak depremi çok iyi biliriz. Deprem öncesi dönemde belli bir dönem olur deprem sonrasında apayrı bir dönem olur buna da farklı müdahale edilmesi gerekir. İlk deprem 1991'de Sovyetler'in dağılmasından sonraki dönemde, burada Soğuk Savaş Dönemi koşulları ortadan kayboldu ve hepimiz aslında bir sonraki 10 yılda neler yaşadığımıza iyi bir şekilde tanık olduk" değerlendirmesini yaptı.
DHA'dan Mahmut Tosun'un haberine göre, ikinci depremin 11 Eylül 2001'de gerçekleştiğini ve bunun güvenlikle ilgili bir deprem olduğunu dile getiren Davutoğlu, şunları söyledi: "Güvenlikle ilgili kavramlar değişti ve kültürel çeşitlilik ve güvenlik kavramları arasında paradigma değişiklikleri yaşadık. İlk depremde Bosna Savaşı, Kosova Savaşı vardı, ikinci depremden Afganistan Savaşı ve Irak'a müdahale gerçekleşti. Üçüncü deprem, 2008 yılındaki küresel finansal krizdi. Bundan sonra da sosyal politik deprem, Akdeniz çevresinde ortaya çıktı ve 2011'de Arap Baharı'yla karşılaştık. Analiz yaparken her zaman uluslararası bağlamın nasıl değiştiğini dikkate almalıyız. İdeallerimiz, normlarımız var fakat aynı zamanda bütün bunları çok etkili bir şekilde zorluklara tepki verebilmeliyiz." dedi.
Suriye krizine de değinen Davutoğlu, "Suriyeli mültecilere kapımızı açtığımızı ilan ettiğimizde, hiç kimse milyonlarca mülteciyi, Suriye'den kaçanları kabul etmeyi istemedi. Bizim duruşumuz açık ve net. Suriye rejimi masum insanları bombalamaya, Scud füzeleri atmaya ve saldırmaya başladığında biz bir seçim yapmak zorunda kaldık. Biz asla halkını öldüren otoriter rejimlerle işbirliği yapmayacağız" dedi.
Suriye konusunda Birleşmiş Milletlerin tutumunu eleştiren Davutoğlu: "Binlerce Suriyeli sivilin öldürülebileceğini, onları öldüren kişinin ise hâlâ koltuğunda oturabileceğini, hatta bazı ülkelerin onun iktidarını memnuniyetle karşılamaya devam edeceğini hiç düşünemezdik. Suriye'de insanlığa karşı tüm suçlar işlenmiştir. Bu BM sisteminin başarısızlığının bir göstergesidir. Eğer BM sistemi Suriye'de rejim tarafından insanlığa karşı işlenen suçları engelleyemiyorsa Ortadoğu'da ve diğer bölgelerde terörist örgütlerin ortaya çıkmasını engelleyemiyorsa o zaman yeni bir yaklaşıma ihtiyaç bulunuyor. Bu yaklaşımda idealler ve insani değerler, istikrar için temel oluşturacaktır" dedi.
Başbakan Davutoğlu bir gazetecinin sorusuna şöyle yanıt verdi: "Halid Meşal 2 hafta önce Konya'daydı. Bugün Mahmud Abbas Ankara'da, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'la görüştü. Yarın kendisiyle görüşeceğim. Türkiye Filistin halkının büyük dostu. Tüm Filistinli liderlerle temasımız var. Bizim için Hamas terör örgütü değildir, hiçbir terör eylemi yapmamıştır. Hatta dün Paris'teki terör saldırısını Hamas çok net şekilde kınadı. Eğer toprakları işgal edilmemiş olsaydı Filistinlilerin bu tür örgütlere ihtiyacı olmayacaktı"
Davutoğlu Filistin meselesine değinerek: "Bana demokrasiyle ilgili birçok soru sordunuz. Evet, her türlü soruyu cevaplamaya açığım. Fakat İsrail tarafına şu soruyu sorduk mu? Filistinli bakanı hangi sebeple öldürdüler? İsrail tarafına böyle bir soru soruldu mu? Böyle bir ölümle ilgili kendilerine hiç soru sorulmadı" dedi.
Ukrayna’nın doğusu ile alakalı olarak Türkiye’nin bölge politikasının sorulması üzerine Başbakan Davutoğlu, "Bizim tutumumuz oldukça açık. Biz Kırım'ın işgalini tanımıyoruz" cevabını verdi.
“Kırımlılarla Kırımlı Tatarlarla tarihi bir bağımız var ve tarihin getirdiği sorumluluklarımız var.” diyen Davutoğlu sözlerini şöyle sürdürdü: “Şu anda Türkiye'de Tatar kökenli çok kişi var. Şu an hala da Kırım'da yaşayan 300 bin kadar Kırım Tatarı var. Onların refahı, esenliği bizim için çok önemli. Kırım, Ukrayna'nın toprak bütünlüğünün içerisindedir ve biz bunu destekliyoruz. Bizim Ukrayna ile ilişkilerimiz çok iyi, Rusya ile de ilişkilerimiz çok iyi. Bu noktada bahsettiğim temeller üzerinde çalışmalarımıza devam edeceğiz."