Davutoğlu: Esed yönetimi için tarih vermedim

Davutoğlu: Esed yönetimi için tarih vermedim

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Suriye'de kaçırılan 11 Lübnanlı'dan Hüseyin Ali Ömer'in serbest bırakılmasına ilişkin olarak, ''Siyasi konular ne olursa olsun hiçbir zaman insani meselelerde çabalarımızı eksik etmedik. Siyasi bir gündem maddesi olarak, rehin alma gibi olayların yaşanmaması konusunda da bütün tarafları hep uyardık. Diğer Lübnanlılar'ın da kurtulması için elimizden gelen çabayı göstereceğiz'' dedi.

 
Davutoğlu, Özel Marmara Dent Ağız ve Diş Sağlığı Merkezi'nin açılışı sonrasında gazetecilerin sorularını yanıtladı.
 
 

Kaçırılan 11 Lübnanlı

 
 
Suriye'de kaçırılan 11 Lübnanlı'dan Hüseyin Ali Ömer'in serbest bırakılmasına ilişkin bir soru üzerine Davutoğlu, şunları söyledi:
 
''Bu konular, bizim için insani nitelikli konulardır. Her türlü siyasi mülahazaların ötesinde sürekli gayret ve çaba sarf ederek, sorunun çözümü için uğraşıyoruz. Bildiğiniz gibi daha önce birçok ülkede buna benzer, Libya ve İran'da buna benzer konuda devreye girmiştik, elimizden gelen çabayı sarf etmiştik. Bu Lübnanlı 11 kardeşimizle ilgili olarak da uzun bir süredir devlet kurumlarımız yoğun bir çaba içindeydi. Lübnan Cumhurbaşkanı Mişel Süleyman, Başbakan Necip Mikati ve Meclis Başkanı Nebih Berri, çok kereler bizzat gelerek ya da bizimle temas kurarak bu konularda bizden yardım talebinde bulundu. Bu insani konularda çok yoğun çabalar sarf etmiştik. Bugün güzel bir haber aldık. Öğlen saatlerinde Lübnanlı Hüseyin Ali Ömer'in Türkiye'ye intikali mümkün olabildi. Bunun üzerine Başbakan Mikati ve Meclis Başkanı Berri ile görüşmeler gerçekleştirdim. İnşallah bu Lübnanlı vatandaş ülkesine kavuşacak.
 
Siyasi konular ne olursa olsun, bu insani meselelerde çabamızı eksik etmedik ve bu konuların siyasi bir gündem maddesi olarak, rehin alma olayları gibi olayların yaşanmaması için bütün tarafları uyardık. Diğer Lübnanlılar'ın kurtarılması için elimizden gelen tüm çabaları göstereceğiz.''
 
Davutoğlu, bu olay ile Lübnan'da 2 Türk vatandaşının kaçırılması arasında irtibat görmediklerini vurgulayarak, ''Böyle bir irtibat kurulmasını da doğru bulmuyoruz. Türkiye, bu krizin bir parçası veya bir tarafı değildir'' dedi.
 
Lübnan'da kaçırılan vatandaşların, Türkiye'nin taraf olmadığı bir problem nedeniyle kaçırıldığının iddia edildiğini dile getiren Davutoğlu, şöyle devam etti:
 
''Bu kaçırılma anından itibaren Lübnanlı yetkililerle yakın temasta olup, kendilerine durumu izah ettik. Hiçbir şekild, bir rehine diğer rehineyle değiştiriliyor, takas ediliyor gibi bir anlayışı kabul etmemiz mümkün değil. Suriye'de kamu düzeninin olmadığı bir alanda buna benzer birçok olay yaşandı. Suriye'de bizim gazetecilerimiz kaçırıldı. Bizim gazetecimiz Cüneyt Ünal ile ilgili bir durum var. Suriye'de sadece İranlılar ve Lübnanlılar kaçırılıyor değil, Türkler de kaçırılıyor. Çünkü orada kamu düzeninin olmadığı bir anarşi yaşanıyor. Halbuki Lübnan'da kamu düzeni var. Öyle bir durum söz konusu değil.
 
Gerekçesi ne olursa olsun bir Türk vatandaşının kaçırılması bir mazeret oluşturmaz. bizim vatandaşımızın kaçırılmadan önce Lübnanlı rehinelerin kurtarılması için çaba sarf etmiştik. Ondan bağımsız olarak çaba sarf etmeye devam edeceğiz. Lübnan'daki vatandaşımızın serbest bırakılması çağrımızı buradan bir kez daha yineliyoruz. Bu iki olay birbirinden tamamen bağımsızdır. Biz böyle görüyoruz.''
 
Davutoğlu, bu konuda her düzeyde çaba sarf ettiklerini ifade ederek, ''Kaçırılanlar arasında eşi Türk olan bir Arap gazeteci de var. onu da bir Türk vatandaşı gibi takip ediyoruz. Elimizden gelen tüm çaba ile daha önce Irak'ta, Libya'da, Afganistan'da olduğu gibi zor şartlarda bulunan vatandaşlarımızı ailesine kavuşturma imkanı bulmuştuk. İnşallah, bu vatandaşlarımızın da alilerine kavuşmaları mümkün olur'' diye konuştu.
 
 

'Esed yönetimine ömür biçmedim'

 
 
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Suriye'de Esed yönetiminin çökmesi konusundaki açıklamasına ilişkin, ''Kendi halkına böylesine zulmetmiş bir yönetimin uzun süre iktidarda kalamayacağı vurgusu anlamında yaptım. Yoksa kesin bir tarih vermek, bu tür olaylarda doğru değil'' dedi.
 
Bir televizyon programındaki konuşmasında, Esed yönetiminin ''ne zaman gideceği''ne yönelik açıklamalarının hatırlatılması üzerine Davutoğlu, ''Bosna ve Irak örneklerinden, bu tür krizlerin sürebildiği görüşünden hareketle, bu meselenin yıllar almayacağını, kendi halkına bu şekilde bir zulüm uygulayan yönetimin, yıllarca iktidarda kalmasının mümkün olmadığını, 'aylarla, haftalarla ifade edilebilir' diyerek, bu sürecin uzun sürmeyeceği intibasını verdim ama bir tarih, bir ömür biçmediğimi de ısrarla vurguladım'' diye konuştu.
 
Davutoğlu, bu konularda şu ana kadar hiçbir tarih vermediklerini belirterek, ''Kendi halkına böylesine zulmetmiş bir yönetimin uzun süre iktidarda kalamayacağı vurgusu anlamında yaptım. Yoksa kesin bir tarih vermek, bu tür olaylarda doğru değil'' dedi.
 
Ahmet Davutoğlu, Suriyeli mültecilerin sayısına ilişkin bir soru üzerine de şunları kaydetti:
 
''100 bin sembolik bir rakam olması açısından önemli. Ama 100 bin birinci mülteci geldiğinde, Türkiye'nin bunu almayacağı anlamına gelmiyor. Önümüzdeki çarşamba günü, New York'a hareket edeceğiz. 31 Ağustos Perşembe günü de BM Güvenlik Konseyi'nde, mülteciler konusu ele alınacak. Dolayısıyla, orada da bu konuları detaylı bir şekilde inceleme, gündeme getirme imkanımız olacak. Dışişleri bakanları düzeyinde yapılacak bu toplantılar.
 
Türkiye, bütün imkanlarıyla Suriyeli kardeşlerimizin yanında olmuştur, olmaya devam edecektir. Ancak tabii, bu büyük sorunun yükünü de sadece Türkiye'nin, Ürdün'ün, komşu ülkelerin üstlenmesi doğru değil. BM, her zaman söylediğimiz gibi, bu günler için... Bu konuda BM'ye daha kapsamlı tedbirler alması için çağrıda bulunacağız. Mülteci akınının artması durumunda alınacak tedbirleri bütün yetkili taraflarla görüşeceğiz.''