62., 63. ve 64. Türkiye Cumhuriyeti hükümetleri Başbakanı olarak görev yapan Ahmet Davutoğlu, yurtiçi ve yurt dışı ziyaretlerinde kendisine ve ailesine takdim edilen hediyeleri Başbakanlık'ta muhafaza altına aldığını açıkladı.
Hürriyet yazar Mehmet Y. Yılmaz'ın yazısında geçen iddialar üzerine Davutoğlu'nun basın bürosundan yapılan açıklamada, hediyelerin fotoğraflı bir şekilde kayıt altına alındığı, bir kısmının da gelen ziyaretçilerin görebilmeleri için Çankaya Köşkü’nde sergilendiği belirtildi.
Açıklamada şöyle dendi:
"Değerli nitelikteki diğer hediyeler, ilgili mevzuat çerçevesinde Ankara Vergi Dairesi Başkanlığı’nca görevlendirilen Takdir Komisyonu’nca değer tespitleri yapılarak Başbakanlık envanterine kayıt edilmiştir. Görev süresi boyunca Sayın Başbakan’a ve aile fertlerine verilen tüm hediyeler, Başbakanlık’ta muhafaza altındadır.”
Yılmaz'ın Hürriyet'te "Davutoğlu hediyeleri beyan etmiş" başlığıyla yayımlanan (27 Mayıs 2016) yazısı şöyle:
Çarşamba günü bu köşede yazdığım yazıda, Suudi Kralı'nın bonkörlüğüne dikkat çektikten sonra "Ahmet Hoca, bu hediyeleri beyan eder diye ümit ediyordum, o da fos çıktı" diye yazdım.
Bunun üzerine sakıt Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun “basın bürosundan” bir açıklama aldım.
Önce bu açıklamayı bilginize sunuyorum:
“25 Mayıs 2016 tarihli köşe yazınızda Sayın Ahmet Davutoğlu’nun Başbakanlık döneminde gerçekleştirdiği yurtdışı seyahatlerine ilişkin gerçeklerle bağdaşmayan iddiaları gündeme getirmiş bulunuyorsunuz.
Sayın Cumhurbaşkanı ile Sayın Davutoğlu’nun ilişkilerine dönük temelsiz bu iddialarınızı kamuoyumuz zaten ciddiye almamaktadır. Kaldı ki köşenizde sürekli dile getirdiğiniz eleştirilerin halkımız tarafından ciddiye alınmadığının göstergesi de 14 yıldır milletimizin AK Parti’ye gösterdiği teveccühtür.
Ancak yazınızın ardından okurlarınızın zihinlerinde soru işareti kalmaması için kendisine bugüne kadar verilen hediyelere ilişkin açıklama yapma ihtiyacı doğmuştur.
62., 63. ve 64. Türkiye Cumhuriyeti hükümetleri Başbakanı olarak görev yapan Sayın Ahmet Davutoğlu’na ve aile fertlerine gerek yurtdışı, gerekse yurtiçi ziyaretlerinde takdim edilen hediyeler, bu süre zarfında fotoğraflı bir şekilde kayıt altına alınmıştır.
Verilen hediyelerin bir kısmı gelen ziyaretçilerin görebilmeleri için Çankaya Köşkü’nde sergilenmektedir.
Değerli nitelikteki diğer hediyeler, ilgili mevzuat çerçevesinde Ankara Vergi Dairesi Başkanlığı’nca görevlendirilen Takdir Komisyonu’nca değer tespitleri yapılarak Başbakanlık envanterine kayıt edilmiştir.
Görev süresi boyunca Sayın Başbakan’a ve aile fertlerine verilen tüm hediyeler, Başbakanlık’ta muhafaza altındadır.”
***
Davutoğlu’na açıklaması için teşekkür ederim.
Davutoğlu, partisindeki diğer politikacıların yapmadığı bir işi yapmış ve kendisi ile aile fertlerine verilen hediyeleri kanuna uyarak beyan etmiş, değer tespiti yaptırmış ve Başbakanlık envanterine kaydettirmiş.
Kanunlara ve ahlak kurallarına uymak konusundaki bu hassasiyeti için de kendisini kutlarım.
Örnek bir davranış sergilemiş. Keşke böyle bir açıklamayı eski Cumhurbaşkanı, eski Başbakan ve Cumhurbaşkanı’ndan da alabilseydim.
Ama onlar bu konudaki sorularımı duymazdan gelerek geçiştirmeye çalıştılar.
Davutoğlu’nun açıklamasının benimle ilgili bölümüne gelince:
Davutoğlu’nun küresel komplonun bir piyonu olduğunu yazan kişi, eskiden Fethullahçıların çanağını yalıyordu, şimdi Şems Ethem’in çanağını yalıyor.
O yazıdaki diğer bilgiler ise AKP çevrelerinde çok muteber bir gazeteci tarafından yazıldı. Dolayısıyla bu tespitler bana ait değil. Açıklamanın o bölümü, o yazarlara gönderilmeliydi.
Halkımızın, yazdıklarımı ciddiye almayarak AKP’ye oy vermesi meselesine gelince: Ben siyasi parti değilim, seçime girmiyorum. Herhangi bir partinin üyesi ve yandaşı da değilim. Açık söylemek gerekirse bugün Türkiye’deki siyasi partilerin herhangi birine üye ya da yandaş olmak istemem.
Ama şunu söylemeliyim: Beni ciddiye almayıp AKP’ye oy verenlerle, AKP’yi ciddiye almayıp muhalefet partilerine oy verenlerin sayısı, son seçimde neredeyse eşit çıktı.
İşin bu kısmı bir tarafa, gazetecinin “seçmeni” okuyucusudur ve bütün yandaş medyayı (kâğıt baskı + online + tablet + mobil olarak) okuyanların sayısı, bir Hürriyet etmiyor.
Yani o “seçimi” Hürriyet gazetesi kazanmış bulunuyor!