-DAVUTOĞLU: ULUSAL ÇIKARIMIZA ANKARA (A.A) - 21.01.2011 - Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, İran'ın nükleer programıyla ilgili müzakerelerin "dışarıdan seyredilecek bir mesele olmadığını" belirterek, "Biz nükleer enerjiyle ilgili uluslararası düzenlemelerin hepsini yakından takip ederiz, bu bizim ulusal çıkarımızdır" dedi. NTV televizyonunda soruları yanıtlayan Davutoğlu, Tahran'ın nükleer programıyla ilgili olarak BM Güvenlik Konseyi daimi üyeleri ve Almanya (5+1) ile İran arasında İstanbul'da sürdürülen müzakereleri değerlendirdi. Toplantının önemini doğru anlamak için "geriye doğru bakmak gerektiğini" belirten Davutoğlu, "Arka arkaya iki ay içinde iki kez toplanılması bile iyiye işaret" dedi. "Bunun kendisinin şahsi çabası ya da merakı olmadığını, Türkiye'nin de bir arabuluculuk hevesi olmadığını" vurgulayan Davutoğlu, "Bunu böyle görenler, uluslararası enerji politikalarını ve bölgesel dengeleri takip etmiyor demektir" dedi. Tarafların ortak bir hedefte buluşmasını amaçladıklarını belirten Davutoğlu, Türkiye'nin ev sahibi olarak misafirlerle görüştüğünü söyledi. "Rolümüzü doğru tayin edelim" diye konuşan Davutoğlu şunları kaydetti: "Tahran sürecinde bizim devreye girmemiz istenmişti. O zaman devreye girdik gerekeni yaptık ve şimdi de kolaylaştırıcı evsahibi olarak gereğini yapıyoruz" dedi. -"(LÜBNAN'DA) ARABULUCULUKTAN ÇEKİLMEDİK" "Türkiye'nin Lübnan'da ne işi var?" gibi eleştirilere karşılık "Lübnan'da bizim işimiz var, Ortadoğu'da işi olanın Lübnan'da işi olur. Ortadoğu'dan elini eteğini çekecek olanın Lübnan'da işi olmaz" diye konuşan Davutoğlu, "Bugünkü reel politikte de Türkiye'nin Lübnan'da düzen olmasına ihtiyacı" olduğunu söyledi. Lübnan halkının sağduyusu ve Türkiye'ye güveni sayesinde, Lübnan'da bulundukları süreden bugüne dek herhangi bir sokak çatışması olmadığını kaydeden Davutoğlu, "iki tarafın da işleyen yeni sürece şans vermesi konusunda amaca ulaşıldığını" belirtti. Davutoğlu, Türkiye'nin Lübnan sürecinden çekilip çekilmediği sorusuna karşılık, "arabuluculuktan çekildiği yolunda bir ifade kullanmadığını" söyledi. "Yoğun programı nedeniyle Lübnan'da kalmasının söz konusu olamadığını" ifade eden Davutoğlu, Türkiye'nin "bütün tarafların içinde olduğu, meşruiyeti güçlendirilmiş bir hükümet yapısının kurulmasını amaçladığını" kaydetti. Davutoğlu, "Lübnan tarihi büyük acılar tarihidir, bu acıların yeniden başlamasına göz yumamayız" dedi. "Yeni-Osmanlıcı" politikalar yürütüldüğü yolundaki eleştirileri değerlendiren Davutoğlu, "Fransa Lübnan için uluslararası toplantı teklif edip bizi de Paris'e çağırdığında bu yeni kolonicilik olmuyorsa, Türkiye'nin de Lübnan'la ilgilenmesi de yeni-Osmanlıcılık değildir" diye konuştu. "AB'den fedakarlık ederek burayla ilgileniyor değiliz. AB'de bugün bir tıkanma varsa, bu Türkiye'nin sorunu değildir" diyen Davutoğlu, "Kıbrıs'ta 2003 yılından bu yana bütün hamleleri yapanın Türk tarafı olduğunu" vurguladı. -"MÜZAKERELERDE KİŞİSEL İLİŞKİLER VE PAYLAŞMAK ÇOK ÖNEMLİ"- Davutoğlu, New York Times'da yayımlanan makalede, "Bosna Hersek ile Sırbistan arasında arabuluculuk müzakereleri sırasında Bosna lideri Haris Silaciç ile sigara içtiğinin" yer alması konusunda "bu konunun böyle aktarılmış olmasının kendisinin çok tercih ettiği bir durum olmadığını" belirtti. "Müzakerelerde kişisel ilişkiler ve paylaşmanın çok önemli olduğunu" kaydeden Davutoğlu, "Ben hayatımda sigara içmedim, ama bir muhatabım dertlenmiş ve sigara içiyorsa ve o anda paylaşmanın temel aracı sigaraysa (...) o acıyı paylaşmanın yolu aynı anda beraber sigara içmekse ve bu bazı konuları daha kolay çözmenize yardımcı olacaksa bunu yaparım, yaptım da..." dedi.