Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, kimyasal silah kullandığı öne sürülen Suriye rejimine, bu ülkede inceleme yapması için Birleşmiş Milletler (BM) izin vermesi çağrısında bulunan Rusya'nın attığı adımın doğru oluğunu söyleyerek, “Umut ederiz Suriye bu çağrıya olumlu cevap verir ve bir an önce deliller ortadan kalkmadan yapılabilecek her türlü yardımın yapılmasını sağlayarak, BM'nin devreye girmesi mümkün olur" dedi.
Esma Çakır'ın DHA'da yayımlanan haberine göre, Mısır ve Suriye meselelerini görüşmek üzere sırasıyla Almanya ve İngiltere'ye birer ziyaret gerçekleştiren Bakan Ahmet Davutoğlu'nun son durağı İtalya oldu. Davutoğlu, Roma'da İtalyan mevkidaşi Emma Bonino ile öngörülen zamanın üzerine çıkarak 1 buçuk saate yakın bir görüşme gerçekleştirdi.
Davutoğlu, Türkiye'de yapılması planlanan Türkiye-İtalya Hükümetlerarası Zirve ve İş Forumu'nun da masaya yatırıldığı görüşme sonrası Türk basın mensuplarına bir açıklama yaptı.
Mini Avrupa turuna çıkarken temel konunun, Orta Doğu'daki demokratik değişimin geleceği ve Mısır'daki durum olduğunu belirten Davutoğlu, “Ancak tabii Suriye'de kitle imha silahları ve kimyasal saldırı sonucu 1000'i aşkın Suriyeli kardeşimizin hayatını kaybetmesi gündemi önemli ölçüde etkiledi. Dolayısıyla dün ve bugün sadece demokratik değişim değil Orta Doğu'da artan güvenlik riskleri ve Suriye rejiminin bu saldırgan tutumu karşısında takınması gereken tavrı da ele aldık. Bu konuda İtalya ile görüşlerimiz büyük ölçüde örtüşüyor" diye konuştu.
Herkes şu anda tüm dünyada bu şok edici, insanlık tarihi açısından da hafızalardan silinmeyecek görüntülerin müsebbipleri konusunda çalışma yapmaya gayret ettiğini dile getiren Davutoğlu, “Biz dün 37 ülke olarak, Şam'daki Birleşmiş Milletler (BM) araştırma-inceleme ekibinin süratle alana girmesi talebiyle BM Genel Sekreterliğine başvurmuştuk. Bugün Suriye rejiminden cevap bekleniyordu. Hala bir cevap ulaşmış değil. Bu baskıların da Suriye rejimine artması lazım. Eğer Suriye rejimi herhangi bir şey saklamıyorsa, böyle bir incelemeye engel olmaması lazım. Bu konuda Almanya, İngiltere ve İtalya aynı görüşe sahip. Zaten Fransa Dışişleri Bakanı'yla da bu akşam bir telefon görüşmem olacak" diye sözlerini sürdürdü.
Mısır ve Suriye konusunda yüz yüze görüşmelerin yanı sıra telefon diplomasisi de yürüten Davutoğlu, öğle saatlerinde Malezyalı mevkidaşıyla görüştüğünü dile getirerek, Suriye ve Mısır gündemli İslam İşbirliği Teşkilatı'nın (İİT) acilen toplantıya çağrılması konusunda mutabık olduklarını hatırlattı.
Geç saatlerde Endonezyalı meslektaşıyla da bir görüşme gerçekleştireceğini belirten Davutoğlu, “Suriye'deki insanlık suçu karşısında ve oradaki kardeşlerimizin etnik ve mezhebi kökeni ne olursa olsun, hepsi kardeş olan o çocukların, kadınların hakları için ve buna sebebiyet verenlerin en kısa zamanda cezalarını bulmaları için uluslararası bir diplomasi yürütüyoruz" dedi.
Davutoğlu, diğer taraftan da Mısır'da meşru, demokratik yönetimin tekrar kurulabilmesi için çalışmaları yoğunlaştırdıklarının da altını çizdi.
Şam rejimini desteklemesiyle bilinen Rusya'nın, Suriye'deki kimyasal saldırı iddialarının soruşturulması için bölgeye giriş izni verilmesini istemesiyle ilgili de görüşünü açıklayan Davutoğlu, “Bu olumlu bir gelişme. Muhtemelen ben de bugün veya yarın Sayın Lavrov'la bir görüşme gerçekleştireceğim. Rusya'nın P5 ülkesi olarak böyle bir tutum sergilemesi ilkesel olarak zaten beklenen bir gelişmedir" dedi.
Rusya'nın her şeyden önce BM sisteminin işlemesini sağlaması gerektiğini vurgulayan Davutoğlu, “Ki bu çağrı o anlamda doğru bir çağrıdır. Biz İran'la da görüşerek, Suriye üzerinde etkide bulunabilecek tüm ülkeleri devreye sokmaya çalışmıştık. Rusya'nın çağrısı doğru yönde atılmış bir adımdır. Umut ederiz Suriye bu çağrıya olumlu cevap verir ve bir an önce deliller ortadan kalkmadan oradaki yaralılara ulaşım imkanını da, yapılabilecek her türlü yardımın yapılmasını sağlayarak, BM'nin devreye girmesi mümkün olur" ifadelerini kullandı.
Trablus'ta iki caminin önünde meydana gelen patlamaları da değerlendiren Davutoğlu, “Biraz önce gelen bir haberle büyük bir acı daha yaşadık. Trablus'ta camilere yapılan saldırılarda ilk belirlemelere göre 27 kardeşimiz hayatını kaybetti. Bu da bizi derinden üzdü. Lübnan'da son dönemde artan bu terör saldırılarını şiddetle kınıyoruz. Hangi mezhepten, hangi kökenden olursa olsun bütün Lübnanlılar bizim kardeşimizdir. Trablus'taki bu saldırı dolayısıyla da Lübnan Başbakanı Mikati ile bir görüşme yapacağım. Türkiye Trablus'taki kardeşlerinin, Lübnanlı kardeşlerinin yanındadır ve olabilecek her türlü tıbbi ve insani yardımı da yapmaya hazırdır. Bu konuda kurumlarımıza gerekli talimatlar verildi" diye konuştu.
BBC'ye verdiği demeçte belirttiği ve Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün de Suriye'de somut adımlar atma vakti geldiği yönündeki açıklamasının ne anlama geldiği de sorulan Davutoğlu şöyle konuştu: “Önümüzdeki dönemde göreceğiz. Öncelikle bir kere BM sisteminin işlemesi lazım. Suriye rejimi izin verirse bu inceleme heyeti raporunu hazırlamalı. İzin vermezse Suriye rejimi suçluluğunu kabul ediyor demektir. O zaman atılacak adımları BM düşünmek zorunda. İzin verir de kimyasal silahlar delillendirilirse bu sefer yine BM Güvenlik Konseyi üzerine bir görev düşer. Bu insanlık suçunu işleyenlerin üzerine ortak bir uluslararası çabayla gidilmesi ve bir daha bu acının yaşanmaması için gerekli adımların atılmasını sağlayacak şekilde Suriye rejiminin Uluslararası Ceza Mahkemesi de dahil her türlü tedbirle muhakeme edilmesi ve bu rejime hak ettiği cezanın verilmesi."
Davutoğlu, BM Güvenlik Konseyi'nin elindeki bütün verilere rağmen bu yönde bir şey sağlayamaması halinde ise insanlık vicdanını temsil ettiğini düşünen bütün aktörlerin bir araya gelerek, bu konuda atılacak adımları düşünmeleri gerektiğini belirtti.
Suriye'deki kimyasal silah kullanımı iddiasına ilişkin ABD Başkanı Barack Obama'nın, “Yetkililer hali hazırda bilgi topluyor açıklamasına da değinen Davutoğlu, “Hepimiz söylüyoruz bunu. Ortada kimsenin reddedemeyeceği açıklıkta görüntüler var. Bu görüntüler büyük ızdırap verici görüntüler. Sayın Üzümcü'yle görüşmemde de ve görüştüğüm dışişleri bakanları da bu görüntülerden bir kimyasal silah kullanımı konusunda hiçbir tereddüdün olmadığında herkes müttefik. Uluslararası hukuk açısından bağlayıcı bir nitelik taşıması için bunun incelenmesi lazım. Sayın Obama'nın da kastettiğinin bu olduğunu düşünüyorum. Hepimiz BM'nin bu incelemeyi yapmasını talep ediyoruz. Daha sonra herkes daha net tutum alacaktır" diye sözlerini sonlandırdı.