Başbakan Ahmet Davutoğlu, "komşularla sıfır" sorun yaklaşımıyla başlayan, ancak gelinen noktada bölgedeki birçok ülke ile sorunlu hale gelindiği eleştirilerine hedef olan hükümetin dış politikasına ilişkin olarak, "Sayın Cumhurbaşkanımız da, ben de Suriye politikası nedeniyle çok eleştirildik. Ama ikimiz de sıradan insanlar olarak kimin karşısına çıkarsak çıkalım Suriye konusunda başımız dik durur. Çünkü kapıyı kapatmadık, biz görür müyüz göremez miyiz bilemem, ama onlarca yıl sonra bile bir destan yazılacak bu konuda" iddiasını dile getirdi.
Önceki akşam (25 Temmuz 2015) İstanbul’daki Başbakanlık ofisinde gazetelerin genel yayın yönetmenleri ile bir araya gelen Davutoğlu, toplantıda "HDP’nin terörle arasına mesafe koymadıkça Abdullah Öcalan’la görüştürülmeyeceğini" de söyledi.
Toplantıya katılan gazeteciler arasında yer alan Hürriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Sedat Ergin’in aktardığına göre Başbakan Davutoğlu'nun toplantıda yaptığı açıklamalardan bazı bölümler şöyle:
"Kandil dahil Kuzey Irak’ta bilinen bütün hedefler, Suriye’de DEAŞ’ın en önemli karargâh ve yığınakları bombalandı. Hedeflerin tümü eksiksiz bir şekilde tasfiye edildi. Etkin bir müdahale oldu.
Hedefimiz, sınırımızda DEAŞ görmek istemiyoruz. Nasıl yaparız, hangi aşamalarda yaparız, o bizde mahfuz ama görmek istemiyoruz. Yerine ne geçecek, ılımlı muhalefetin oraya yerleşmesini istiyoruz.
ABD ile geldiğimiz noktada, yapılan anlaşma içinde bizim kaygılarımızı veya beklentilerimizi gideren unsurlar derç edildi belli ölçülerde. Mesela air cover (hava koruma) önemli bir husus. DEAŞ’a karşı mücadele eden Özgür Suriye Ordusu veya ılımlı unsurların havadan korunması… Alana biz kara gücü sokmayacaksak –ki sokmayacağız- orada kara gücü olarak bizimle işbirliği yapan belli unsurların korunması. Bir de eğit-donat faaliyeti istenilen hızda olmasa da yapılır hale geldi. Burada nihayet şartların gerektirdiği, ihtiyaçların karşıladığı bir ortak zemin oluştu. İncirlik de dahil olmak üzere koalisyon ile işbirliği yapmak konusunda mutabık kalındı. Önümüzdeki günlerde gerekli adımlar atılacak.
Diyarbakır’daki öldürme talimatı Kobani’den değil Kandil’den gitmiştir. Talimatları veren Kandil dahil bütün odaklar cezalandırıldı. Bundan sonra böyle…
Silahlı gruplar Türkiye’yi terk edecek. Dolayısıyla madem HDP diyalogdan söz ediyor, her şey konuşulabilir diyor, gitsinler kiminle konuşurlarsa konuşsunlar; ister Kandil ile ister orayla, “Çıkın bu ülkeden, silahlı gruplar bu ülkeden çıksın” desinler. Önce silahlı gruplar terk edecek.
Öcalan normal bir mahkûm olarak Türkiye’de avukatı ile yakınlarıyla görüşür ama bir siyasi heyetle görüşmesi için önce o siyasi heyetin teröre karşı açık ve net bir şekilde tutum almasını bekleriz. Bütün silahların bırakılacağı ve silahlı grupların Türkiye’yi terk edeceği hususunda hem beyan hem de adımın atılması gerekir. Bunu görmeden sadece bir süreç devam ediyormuş gibi bir görüntü vermek için yapılacak ziyaretlerde bir fayda mülahaza etmiyoruz.
Sayın Cumhurbaşkanımız da ben de Suriye politikası nedeniyle çok eleştirildik. Ama ikimiz de sıradan insanlar olarak kimin karşısına çıkarsak çıkalım Suriye konusunda başımız dik durur. Çünkü kapıyı kapatmadık, biz görür müyüz göremez miyiz bilemem ama onlarca yıl sonra bile bir destan yazılacak bu konuda."