Doların bu sabah psikolojik sınır olan 3 TL’nin üzerine çıkmasıyla ekonominin gidişatı ile ilgili endişeler artarken, Başbakan Ahmet Davutoğlu kaygı uyandırıcı bir durum olmadığını belirterek, “Bunlar refleksif tepkiler. Yapısal ve kalıcı kriz tepkileri değil. Eğer çok kaygılı olsaydım Sayın Bahçeli’yle görüşmeyi pazartesi akşamı yapmazdım yani cuma günü olsun diye haber gönderirdim” açıklamasında bulundu.
Bazı gazetelerin Ankara temsilcileriyle dün bir araya gelen Davutoğlu, ekonomiye ilişkin gazetecilerin sorularını yanıtladı. Hürriyet gazetesi Ankara Temsilcisi Deniz Zeyrek’in haberine göre; Davutoğlu özetle şu mesajları verdi:
“Her görüşme sonrasında bizzat çıkıp basına açıklama yaptım, ikili dil kullanmadım. Sayın cumhurbaşkanımız anayasaya uyarak anayasal sınırlar içinde 116. Maddeye dayalı olarak bir karar aldığında Sayın Cumhurbaşkanımızı kim izam edebilir? Eğer o karar alınmak durumunda kalır da hükümeti kurarsam yine anayasal çizgide kaldığım için kuracağım.
Hiçbir ülke bir yılda 4 seçimi böyle az ekonomik hasarla atlamazdı. Ne bütçe disiplinimizde, ne bankacılık sistemimizde, ne para politikalarımızda bir sapma oldu. Dar gelirlilerimizin, enflasyondan ve büyümenin yavaşlanmasından etkilenmemesi için tedbir de alıyoruz, yatırımlarımız durmuyor. Türkiye’nin şu ana kadar notunda, bütün bu risklere ve terörle mücadeleye de rağmen bir olumsuzluk trendi yok.
Geçen hafta Bakanlar Kurulu yaptık, arkasından ekonomi bakanlarını toplantıya çağırdım. Ondan önce de Merkez Bankası Başkanı'nı kabul ettim. Sayın Babacan’la birlikte dünya ekonomisindeki gelişmelerle ilgili çok geniş bir brifing aldım. Yani terörle mücadele, koalisyon çalışmaları sürerken, bir taraftan halkı ilgilendiren, diğer taraftan küresel ekonomiyle ilgili toplantılara da devam ettim.
Sayın Kılıçdaroğlu’yla ikinci görüşmeye karar verdiğimizde doların düşmesiyle Sayın Bahçeli’yle işler bitince doların yükselmesine baktığınızda aynı şeyde, yani bunlar refleksif tepkiler. Yapısal ve kalıcı kriz tepkileri değil. Birinde olumlu yönde, diğerinde olumsuz yönde.
Eğer çok kaygılı olsaydım Sayın Bahçeli’yle görüşmeyi pazartesi akşamı yapmazdım yani cuma günü olsun diye haber gönderirdim, piyasaların kapanmasını gözetirdim. Bu tür şoklara karşı ekonomimize ve piyasamıza güvendiğimiz için her an her görüşmeyi yapıyoruz. Yani burada kaygılandırıcı bir durum yok. Ama dünyada var. Bizim o trendleri takip ederek doğru kararlar almamız lazım. Turizm sektöründe aldığımız kararlar oluyor, tek tek noktasal müdahalelerle birtakım kriz şeylerinin önüne geçiyoruz.”