Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, 11 Haziran 2014 tarihinde Türkiye'nin Musul Konsolosluğu'nu basarak diplomatlar dahil 49 kişiyi rehin alan Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) örgütünün "öfkeyle bir tehdit olduğunu" belirtti, ancak "Sünni Araplar dışlanmasaydı bu öfkenin birikmeyeceğini" söyledi. Davutoğlu, "IŞİD dediğimiz yapı radikal, terörize gibi bir yapı olarak görülebilir. Ama oraya katılanlar arasında Türkler, Araplar, Kürtler vardır. Oradaki yapı, daha önceki hoşnutsuzluklar, öfkeler büyük bir cephede geniş bir reaksiyon doğurdu" dedi.
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, bugün NTV canlı yayınında, PKK, PYD, peşmerge ve Bağdat yönetiminin IŞİD'e karşı bir araya gelmesinin ileride bir denge değişimi yaratıp yaratmayacağıyla ilgili soru üzerine, şunları belirtti:
"Öylesine bir kaos ortamı var, koalisyonlar çok çabuk değişebiliyor. Daha yakın zamana kadar PYD ile KDP Suriye'de büyük bir mücadele veriyordu. Ama daha büyük bir tehlike söz konusu olduğunda yine konjonktürel koalisyonlar doğabiliyor. Esas itibarıyla burada temel problem ve çözümü de nihayette bulacağımız yer, Irak ve Suriye devletinin devlet aklının, belli bir mezhebe, etnisiteye ve klana dayalı olmaktan çıkması. IŞİD dediğimiz yapı, bir çekirdek olarak, radikal terörize bir yapı olarak görülebilir ama oraya katılan kitlelerin ki bu kitlelerin içinde Türkmenler ciddi çoğunluktadır, Sünni Araplar var, Kürtler var, bunu böyle bilmek lazım. Daha önceki hoşnutsuzluklar, öfkeler, dışlanmışlıklar ve hakaretler bir anda büyük bir cephede geniş reaksiyon doğurdu. Eğer Irak'ta bizim hep dostça ve kardeşçe tavsiye ettiğimiz gibi Sünni Araplar süreçten dışlanmamış olsaydı bugün Musul ve Anbar gibi ana damar Sünni Arap vilayetlerde öyle bir öfke birikmesi olmazdı."