'Davutoğlu’nun Nihat Kazanhan’ın ölümünde yalan beyanda bulunduğu ortaya çıktı'

'Davutoğlu’nun Nihat Kazanhan’ın ölümünde yalan beyanda bulunduğu ortaya çıktı'

CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu, Cizre’de 12 yaşındaki Nihat Kazanhan’ın ölümüne ilişkin ortaya çıkan görüntüler sonrası, Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun “Burada net olarak ifade etmek istiyorum; bunun, herhangi bir şekilde emniyet görevlilerimizin kurşunlarıyla öldürülmesi söz konusu değil. Orada ne fiili bir müdahale ne de gaz kullanımı söz konusu oldu” sözlerini hatırlatarak, “Bu görüntüler Davutoğlu’nun kamuoyunu yanıltmak için doğru olmayan beyanda bulunduğunu ortaya çıkarmıştır” dedi.

Cizre’de son olarak Yafes Mahallesi’nde 12 yaşındaki Nihat Kazanhan’ın öldürülme anına ait görüntüler ortaya çıktı. Görüntülerde aralarında hiç büyük bir insanın olmadığı, 10-15 yaşlarındaki çocuklara polis biber gazlarıyla saldırıyor, çocuklar da polislere taş atıyordu. Olay sırasında Nihat Kazanhan aniden yere düşüyor, başbakan başta olmak üzere bakanlar ve devlet görevlileri hep bir ağızdan Nihat Kazanhan’ın polis kurşunuyla öldürüldüğünü reddediyorlardı. Ancak ilerleyen günler, ölümün polis silahından geldiğini ortaya çıkardı ve olayla ilgili 1 polis memuru tutuklandı.

CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu’nun yazılı açıklaması şöyle:

“14 Ocak’ta Cizre’de gerçekleştirilen bir müdahale sırasında 12 yaşındaki Nihat Kazanhan başından vurularak katledilmişti. Bu olay üzerine Başbakan Ahmet Davutoğlu, sonradan doğru olmadığı anlaşılan şu beyanda bulunmuştu: ‘Burada net olarak ifade etmek istiyorum; bunun, herhangi bir şekilde emniyet görevlilerimizin kurşunlarıyla öldürülmesi söz konusu değil. Orada ne fiili bir müdahale ne de gaz kullanımı söz konusu oldu.’

 

‘Doğru olmayan beyanda bulunduğunu ortaya çıkarmıştır’

 

Dün akşam görsel medyaya yansıyan ve polis kamerasından çekilmiş olan görüntüler, 12 yaşındaki Nihat Kazanhan’ın polis tarafından vurulduğunu ve olay sırasında gaz mermisi de kullanıldığını açık bir biçimde ortaya koymuştur. Bu görüntüler Ahmet Davutoğlu’nun kamuoyunu yanıltmak için doğru olmayan beyanda bulunduğunu ortaya çıkarmıştır. Aynı şekilde İçişleri Bakanı Efkan Ala da kamuoyunu yanlış bilgilendirerek şunları söylemişti:‘Birtakım sitelerde polisin silahıyla veya gaz bombasının parçasıyla vefat ettiği söyleniyor. Bu kesinlikle doğru değil. Zaman zaman orada polise karşı silah kullanılıyor, polis silahla karşılık veriyor. Terör bölgesi, terörün olduğu yerde bu tür çatışmalar da olabiliyor. Toplumsal olaylar oluyor gaz kullanılıyor. Ama bugün bu yok. Bugün herhangi bir polis müdahalesi, silahla ya da gazla olmamış. Buna rağmen bununla birlikte bu çocuğumuz orada vefat etmiş.

 

‘Doğru olmadığı ortaya çıkan beyanlarınızın arkasında mısınız?’

 

Ortaya çıkan görüntüler, gerek Başbakan gerekse İçişleri Bakanı’nın yargısız infaz yapan polisi korumaya ve bu cinayetin üstünü örtmeye çalıştıklarını göstermektedir. Sayın Davutoğlu ve Ala’nın şu sorularıma yanıt vermelerini bekliyorum: Hala Nihat Kazanhan cinayeti konusundaki doğru olmadığı ortaya çıkan beyanlarınızın arkasında mısınız? Cinayetten hemen sonra, sizi bu beyanda bulunmaya iten şey neydi? Başta Nihat Kazanhan’ın ailesi ve Cizre halkı olmak üzere tüm kamuoyundan bu doğru olmayan beyanlarınız için özür dileme erdeminde bulunacak mısınız? Yoksa bu cinayeti de ‘paralele bağlayıp’ sorumluluğunuzdan kurtulmaya mı çalışacaksınız?

 

HDP’li Sarıyıldız: Efkan Ala ve Bülent Arınç şimdi ne diyecek?

 

Görüntülerin televizyonlarda yayınlanmasının ardından konuşan HDP Şırnak Milletvekili Faysal Sarıyıldız, İçişleri Bakanı Efkan Ala’nın olayın hemen ardından, polisin gaz bombası kullanmadığı, böyle bir saldırının gerçekleşmediği yönünde yaptığı açıklamayı hatırlatarak, “İçişleri Bakanı Ala şimdi ne diyecek? Bülent Arınç da, ‘Cizre’de dindarlara ait bir mahalle yakıldı’ demişti. Bir gerçeklik bu kadar çarpıtılır, hakikatlik bu kadar mı çarpıtılır” dedi.HDP Şırnak Milletvekili Faysal Sarıyıldız, İçişleri Bakanı Efkan Ala’ya tepki gösterdi. Ala’nın “Polis gaz kullanmadı, bir saldırı gerçekleştirmedi” açıklaması yaptığını belirten Sarıyıldız, “O gün polis çocuk öldürüyordu, İçişleri Bakanı o açıklamayı yaptı ama kim ne amaçla o görüntüleri sevis etti? Bilemeyiz. Ama gerçek ortaya çıktı. Polis gaz da kullanmıştı, polis hedef gözeterek çocuk da öldürmüştü. Şimdi İçişleri Bakanımız ne diyecek?

 

‘O hafta 4 çocuğumuz katledildi, zırhlı araçlarla vuruldu bu çocuklar’

 

Orada polis sadece Nihat’a değil, o hafta içerisinde 4 çocuğumuz daha katledildi. Zeki Alar’ın görüntüleri çıkarılsın, Ümit Kurt’un görüntüleri çıkarılsın ortaya. O kayıtların hepsi var çünkü. Zırhlı araçlarla vuruldu bu çocuklar. Bugünkü görüntü de zırhlı araca ait görüntüler. O zırhlı araçların hepsinde kamera kayıt cihazları vardır. Onları da çıkarsınlar. Bu çocuklar niye ölüyor? Bölge niye karışıyor? Provokasyonlar nasıl gerçekleşiyor? Anlaşılacaktır. Devletin bu provokasyonların içerisinde nasıl olduğu, olup bitenleri nasıl karanlık bir tezgah olduğunu, bu tezgahcıların nasıl polis olduğu ortaya çıkacaktır” dedi.

 

‘Bülent Arınç gerçekleri çarpıttı’

 

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın da olaylarda, dindarlara ait bir mahallenin yakıldığı yönünde açıklama yaptığını ifade eden HDP’li Sarıyıldız, “Ama ne yapıldı; Bülent Arınç çıktı; ‘Cizre’de dindarlara ait bir mahalle yakıldı’ dedi. Gerçeklik bu kadar, hakikat bu kadar mı çarpıtılır? Büyük bir yalandı, niye yalandı? Cizre’de yakılan bir mahalle yoktu. Cizre’de dindarlar ve dinsizler, sosyolojik bir sınıflandırma yoktu. Kategori bir söz konusu değildi. Hükümet gazeteleri, manşetleriyle Cizre olayını çarpıttılar. Hükümete bağlı polisler, çocuk vurdu ve onunla ilgili Cizre’deki olayların tırmandığı ortaya çıktı. İlk gün İçişleri Bakanı nasıl bir açıklama yaptıysa, artık gerçekliği yansıtmıyorsa, hiçbir gerçekliği kalmadıysa, kalkıp ikinci bir açıklama yapması gerekiyor; ‘evet bana bağlı polisler Cizre’de çocuk öldürdü’ demesi gerekir. Böyle demez ise, biz bu süreçteki samimiyetlerine inanmayacağız. Halkımız bunların hiçbir değerlerine inanmayacak” şelinde konuştu.

 

‘Güvenin olmadığı ortamda süreç ilerlemez’

 

Güvenin tesis edilmediği bir ortamda sürecin ilerlemeyeceğini savunan Sarıyıldız, böylesi bir yaklaşımın olduğu Cizre’deki hendekleri kapatmayacaklarını belirterek, şöyle konuştu:“Dolayısıyla bu süreçte güvenin tesis edilmediği bir ortamda, bu süreç ilerlemez. Bu sürecin ilerlemesi için önce hükümetin bakanların samimice açıklamada bulunması gerekiyor, bu sürece samimi yaklaşmaları gerekiyor. Aslında KCK’ye bağlı YDG-H isminde gençlik örgütünün artık şehirlerde hendeklerin kapatılmasını, yüzü kapalı gençlerin kalmayacağı, halkı rahatsız edecek her türlü tutumdan uzak duracağı yönündeki açıklaması talimatının hemen akabinde, Cizre’deki kirli tezgah ortaya sokuldu. Biz bir hafta sonra hendekleri kapattığımız gün, zırhlı araçlar kapattığımız hendeklerin üzerinden geçerek Ümit Kurt’u, 15 yaşındaki çocuğu katletti. Hatip Dicle, sayın Öcalan’ın malum mesajını halkla paylaştığı saatlerde 12 yaşındaki Nihat katledildi. Böyle bir ortam vardı. Halkımızı ikna etmekte çok zorlanıyoruz. Çünkü devlete güvenmiyorlar. Gördük işte, İçişleri Bakanı, ‘kesinlikle böyle birşey olmadı’ dedi. Görüntülerde var, hepsi 10, 11 ve 12 yaşındaki toplam 6-7 çocuk vardı. Çocuk arkası panzere dönük iken hedef gözetiyor ve ensesinden vuruluyor. Böyle bir yaklaşımın olduğu yerde, halkı ikna etmek çok güç. Şuan bu hendekler onun için tutuluyor. Bazen mahalleye gidiyorum, yaşlılar söylüyor; ‘valla bu hendekleri kapatırsanız hepimizi alırlar.’ Böyle güvensiz ortam söz konusu.”

 

'Hüda-Par ile sorun yoktu'

 

Sarıyıldız, mahallenin orta yerinde hakim bir tepelerde zırhlı polis araçlarının konuşlandığını belirterek, “Sözüm ona HÜDA PAR ile halk arasında olası bir olayın önüne geçmeye dönükmüş. Baştan beri HÜDA PAR’la bir sorun yoktu. Bu olaylar başlarken belli düzeyde dahil etmeye çalıştılar, belli düzeyde alet oldular. O zırhlı araçların orda tutulması başlı başına bir provokasyondur. O nedenle sayın Öcalan’ın, KCK’nin değerlendirmeleri açıkça bu ülkenin, bu sürecin geleceği acısından çok önemli. Biz de önemsiyoruz ve aslında pratikleşmesi için bu çocuklar, biz de elimizden geleni yapıyoruz. Ama hala kör bir ortam, sayın İçişleri Bakanı Efkan Ala çıkıp şunu itiraf etmesi gerekiyor, ‘doğrudur bana bağlı polisler Cizre’de çocukları katletti. Bu çocukların anne ve babalarından özür diliyorum. Bu süreçte bunlar yaşanmaması gerekiyor’ demesi lazım” ifadelerini kullandı.

 

HDP’li Sarıyıldız, soru önergesi verdi

 

Öte yandan, HDP Şırnak Milletvekili Faysal Sarıyıldız, 12 yaşındaki Nihat Kazanhan’ın polis tarafından vurulma anını gösteren görüntüleri Meclis gündemine taşıdı. Konu hakkında Başbakan Ahmet Davutoğlu’na yazılı soru önergesi veren Sarıyıldız, Kazanhan’ın öldürülmesinin hemen ardından Şırnak Emniyet Müdürlüğü yaptığı açıklamada, ilçede herhangi bir toplumsal olay yaşanmadığı ve polisin de hiçbir şekilde müdahalede bulunmadığı yönündeki iddiayı hatırlatarak, “Şahsınız ve İçişleri Bakanı Efkan Ala da, aynı eksende bir açıklama yaparak, polisin olay mahallinde silah ya da biber gazı kullanmadığını ileri sürdü. Yapılan bu açıklamaların ardından Diyarbakır Kriminal Polis Laboratuarı tarafından hazırlanan raporda; Nihat Kazanhan’ı vuran kurşunun av tüfeği mermisine ait olduğu, ‘Ayrıca 6-8 Ekim olaylarında av bayilerinin yağmalandığı kayıtlarımızda mevcut olduğundan, bu iş yerlerinden yağmalanan fişeklerin kullanılmış olduğu kuvvetle muhtemeldir’ iddiası ortaya atıldı. Ancak 28 Ocak günü bir televizyon kanalında yayınlanan görüntülerde Nihat Kazanhan’ın polis tarafından öldürüldüğü anı anına görüntüleniyor. Yayınlanan görüntülerin polisin kullandığı zırhlı araçtan görüntülendiği de açıkça görülmektedir” dedi.“Bir kez daha görüldü ki Türkiye’de kolluk güçlerini koruyan ve kollayan siyasal iktidar ile ‘cezasızlık’ zırhı çocuk infazlarının yegane müsebbibidir” diyen Sarıyıldız, çocuğa yönelik öldürme politikaların ve şiddet uygulayan devletin güvenlik aygıtlarının bir an evvel bağımsız denetime açılmasının elzem olduğunu vurguladı. Sarıyıldız, Başbakan Davutoğlu’na yanıtlaması talebi ile şunları sordu:1) Nihat Kazanhan’ın vurulmasının hemen ardından şahsınız ve İşçileri Bakanı Efkan Ala polisin o gün olay mahallinde silah ya da biber gazı kullanmadığını neden ve hangi verilere dayanarak söylediniz? Kamuoyunu neden yanılttınız? Bu algı operasyonundan ötürü kamuoyundan özür dilemeyi düşünüyor musunuz?2) Nihat Kazanhan’ın vurulduğu anı gösteren görüntüler neden ilk gün kamuoyu ile paylaşılmadı?3) Nihat Kazanhan’ın vurduğu belirtilen polis ne zaman tutuklandı? Cizre’de söz konusu olay ile ilgili incelemelerde bulunan Mülkiye Müfettişlerinin hazırladığı rapor tamamlandı mı? Bu raporu ne zaman kamuoyu ile paylaşmayı düşünüyorsunuz?4) Diyarbakır Kriminal Polis Laboratuarı olay sonrası hazırladığı raporda Nihat Kazanhan’ın kafasından çıkan kurşunun av tüfeği mermisi olduğunu, 6- 8 Ekim olaylarında av bayilerinin yağmalanması sonucu elde edilen fişeklerin kullanılmış olduğunun kuvvetli bir ihtimal olduğu şeklinde bir iddiada bulunmuştu. Kriminal laboratuar neye dayanarak böylesi bir rapor hazırladı? Raporun bu şekilde hazırlanmasını siz mi talep ettiniz? Bu düzmece raporu hazırlayanlar hakkında herhangi bir adli ve idari soruşturma başlatılmış mıdır?5) Nihat Kazanhan dışında polis müdahalesi sonucu öldürülen 2’si çocuk 4 kişinin faillerinin ortaya çıkarılması için herhangi bir soruşturma başlatılmış mıdır? Başlatılmışsa soruşturmanın akıbeti nedir? Bu kişilerin vurulma anını da gösteren görüntüler var mıdır?6) Cizre’de sistemli bir öldürme politikası haline gelen çocuk ölümlerinin önüne geçmek, “cezasızlıkö zırhlı ile korunan kolluk güçlerine yönelik etkin bir soruşturma yapmayı düşünüyor musunuz?7) Nihat Kazanhan’ı vuran polisin silahından çıkan kurşunun niteliği ve ismi nedir? Bu devletin toplumsal gösterilerde kullandığı yeni bir silah türü müdür? Söz konusu silah kolluk güçlerinin envanterinde bulunmakta mıdır?