DBP'li belediye eş başkanları, TBMM'ye sunulacak 'torba tasarı'ya eklenen düzenleme ile 'atanacak' belediye başkanlarının görev yetkilerinin artmasıyla ilgili olarak, "Biz de Erdoğan gibi sandıktan çıktık, atanmış memurları tanımayız" diyorlar.
Kamuoyunda ‘belediyelere kayyum' olarak bilinen özellikle Doğu'da ‘teröre destek' verdiği iddia edilen DBP'li belediye başkanlarının görevden alınıp, yerlerine merkezden atama yapılmasını öngören yasal düzenleme yeni hazırlanan ‘torba tasarıya' eklendi. Torba tasarının, bu hafta içinde TBMM'ye sevk edilmesi ve TBMM tatile girmeden önce de görüşülerek yasalaştırılması hedefleniyor.
Cumhuriyet'ten Kemal Göktaş'ın haberine göre; Belediyelere kayyım atanması tartışması sürerken, DBP’li belediye eşbaşkanları seçilmişler yerine atanmış memurları kendilerinin de halkın da kabul etmeyeceğini söyledi. Eşbaşkanlar, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı ve AKP’yi halkın iradesine saygı duymaya çağırdı.
Tuncer Bakırhan (Demokratik Yerel Yönetimler Birliği Eşbaşkanı ve Siirt Belediye Başkanı):
“Kayyım atanması halinde bizim bu konudaki duruşumuz net olacaktır. Halkın iradesini temsil eden kişilerin yerine devlet memurlarının atanmasını kabul etmeyeceğiz. Halk da bunu kabul etmeyecektir. Halkın bize teslim ettiği iradeyi devlet memuruna teslim etmeyeceğiz. Artık bu aşamada bizi belediyelerden zorla mı çıkarırlar, cebir mi kullanırlar bekleyip göreceğiz. Ama bizler belediyelerimizi terk etmeyeceğiz. Eğer belediyelerimizden rahatsız iseniz somut ve net delil ortaya koyarsınız ama yok. Bazı medya çevreleri, iktidar güdümüyle yalan yanlış haberler yaparak belediyelerimize karşı karalama kampanyası yürütüyor. ‘Düz ovada siyaset yapsınlar’ diyorlardı. Düz ovada siyaset yapanların, açık, net, şeffaf, sürekli müfettiş denetiminde olan belediyeleri siyaset dışına atıyorsunuz. Kürt halkına resmen demokratik siyaset yerine çatışma alanı gösteriliyor.
Ne yapalım peki, size uymuyorsa? İstediğiniz gibi davranmıyorsa, esas duruşa geçmiyorsa ne yapacak Kürtler? Bize hükümeti rahatsız etmeyeceğimiz bir yer göstersinler. Oraya gidelim. Konuşmayalım, düşüncelerimizi ifade etmeyelim, yanlışa yanlış, hırsıza hırsız demeyelim. Ama kusura bakmasınlar, biz onları koşulsuz alkışlayacak değiliz. Bu tutum tamamen demokratik zemine büyük bir darbe vurur. İnsanların duygusal bağlarını koparır.”
Seyfettin Aydemir (Silopi Belediyesi Eşbaşkanı): Meclis üyelerimiz çalışmayacak
“Belediyelerimize kayyım atanması durumunda belediye meclis üyelerimiz atanmış devlet memurları ile çalışmayacaktır. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan sürekli olarak ‘Bizi halk seçti ancak halk seçimle götürür’ demiyor mu? Peki o zaman Silopi Belediyesi’nde bizi kim seçti? Silopililer halktan değil mi? Eğer kendilerine çok güveniyorlarsa gelsinler hodri meydan, seçimleri yeniden yapalım. Silopi’de yüzde 85 oyla irade konulmuş, halk bu iradesine sahip çıkacaktır ve atanmış memurun gelmesine izin vermeyecektir. İradesini memura teslim etmeyecektir. Kayyım ile ilgili tavrımız nettir. Atanacak memuru tanımayacağız. Kayyım gelmesi durumunda halkın da tepkisi büyük olacaktır. AKP hep halkın desteğini bizden çektiğini söylüyor. Gerçekten inanıyorlarsa buna gelsinler sandık kuralım. Hesap sorulacaksa sandıkta sorulsun halkın iradesine karşı antidemokratik uygulamalara başvurulmasın.”
Kadir Kunur (Cizre Belediyesi Eşbaşkanı): Kayyım bindiğin dalı kesmektir
Kayyım ataması çok büyük sıkıntılar doğuracaktır. Türkiye’de meşruiyeti olan yegâne araç seçimlerdir. Kayyım bindiği dalı kesmek ve meşruiyete gölge düşürmektir. Bu ülkede Cumhurbaşkanı da, hükümet de, muhalefet de, parlamento da, muhtarlar ve belediyeler de meşruiyet zemini olan seçimlerle göreve gelirler.
Dolayısıyla seçimle gelen bu kurumları hedefe alıp kayyım atamak bindiği dalı kesmektir. AKP meşruiyet zemininden uzaklaşarak, demokratik siyasete karşı darbe yapıyor. Böyle yaparak da başka darbelere zemin hazırlıyor. Yarın AKP’ye karşı darbe yapılırsa AKP ne ile, hangi yüzle kendisini savunacak.”
DBP Eş Genel Başkan Yardımcısı Demir Çelik: Kayyım hukuki değil, amaç DBP ve HDP’yi susturmak
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AKP iktidarının DBP’li belediyelere kayyım atanacağı açıklamasına ilişkin tartışmalar sürerken Van’da HDP ve DBP’nin nevruz etkinliğine katılan 3 muhtarlığa kayyım atandı. DBP’li 106 belediyeden 25 belediye Eşbaşkanı tutuklandı, 22 belediye eş başkanı görevden uzaklaştırıldı, 6 belediye eşbaşkanı haklarındaki soruşturmalar nedeniyle firari durumda, 2 belediye eş başkanı denetimli serbestlik şartıyla dışarıda, 1 eşbaşkan ise ev hapsinde. DBP Eşgenel Başkan Yardımcısı Demir Çelik, mevcut anayasa ve yasalara göre belediyelere kayyım atanamayacağını vurgulayarak, “AKP ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ısrarla yasa dışı bir durum ortaya çıkarmak istiyor. Parlamento devre dışı bırakılmış, muhalefetsiz ve tek adama dayalı bir Türkiye yaşanmaktadır. Amaç DBP ve HDP’yi susturmaktır, Erdoğan dikensiz gül bahçesi istiyor” dedi.
DBP Eş Genel Başkan Yardımcısı Demir Çelik, mevcut anayasa ve yasalara göre belediyelere kayyım atanamayacağını, görevden alınan belediye başkanının yerine belediye meclisinin yeniden seçim yapıp başkan seçileceğini belirtti. Bu nedenle görevden alınacak bir başkanın yerine kayyım atanmasının hukuken ve ahlaken doğru olmayacağını vurgulayan Çelik “Yapılmak istenen yasa ve anayasadan çok fiili bir durum yaratmaktır. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve AKP, ısrarla yasadışı bir durum ortaya çıkarmak istiyor” dedi.
Muhalefetin susturulduğu bir tek adam yönetimine gidildiğini vurgulayan Çelik, “7 Haziran seçimlerinden sonra parlamento devre dışı bırakıldı. Muhalefetsiz ve tek adama dayalı bir Türkiye yaşanmakta. Erdoğan dikensiz bir gül bahçesi istiyor. Bugün Türkiye’de emek, kadın, gençlik hareketleri, farklı siyasi kesimler susturulmuş olmasına rağmen otoriter zihniyete biat etmesine karşın, Kürt siyasal hareketi buna direnmektedir. Bu anlamda amaç DBP ve HDP’yi susturmaktır, onlara basınç uygulayarak halkların on yıllardır kazandıklarını yok hükmünde sayarak, halkı tek parti ve adama mahkûm eden, parlamenter sistemi rafa kaldırarak, başkanlık sistemini tek adam üzerinden topluma dayatmak isteyen bir zihniyeti gerçekleştirmektir” dedi.
AKP’nin böyle bir girişimden pişman olacağını belirten Çelik, şunları söyledi: “Bu belki iktidar partisine kısa süre için nefes aldıran uygulamalar gibi görünebilir. Onlar da bundan pişman olacak ve özeleştiri yapmaya mahkum olacaklardır. 2015’te Rus uçağını düşürürken ‘Bir daha yaparlarsa bir daha düşürürüz’ diyenlerin bugün gelip dayandıkları nokta, özür dilemek ve yeniden diyalog zeminini aramak ise, kendi vatandaşları olanlar için diyalogu esas almamak ve barışmamak da işin doğasına terstir. Bu anlamda AKP’nin zihniyetini bir dönem daha devam ettireceğe benziyor. Ancak aklın yolu buna fırsat vermemelidir. Kısa sürede demokrasi kazanacaktır. Zaten daraltılmış olan bir siyasette, savaştan medet ummak isteyen geçmişteki iktidarları AKP’ye hatırlatmak isterim.”