Dededi Osmanlı İmparatorluğu'nda jinekolog olan Dr. Irvin Cemil Schick, Chicago Üniversitesi’nden iki akademisyenle birlikte hazırladığı 'Osmanlı Cinsellik Terminolojileri Sözlüğü'nü hazırladı.
Daha önce Harvard ve MIT gibi üniversitelerde dersler veren akademisyen Dr. Irvin Cemil Schick, Chicago Üniversitesi’nden Dr. Helga Anetshofer ve Nazlı İpek Hüner-Cora’yla birlikte hazırladıkları “Osmanlı Cinsellik Terminolojileri Sözlüğü”nü ve Osmanlı’daki cinselliği Habertürk'ten Sami Akbıyık'a anlattı. Romanya doğumlu dedesi Dr. Jean Miclesco’nun 1890’lardan itibaren Osmanlı İmparatorluğu’nda jinekolog olarak görev yaptığını kaydeden Schick, sözlüğü yurtdışında bir yayınevinden yayınlayacaklarını belirterek, şimdiye kadar 600’e yakın kelime ve terim tespit ettiklerini kaydetti. Her Osmanlıca terimin kökenini, İngilizce karşılığını ve edebiyatta kullanılışının en az bir örneğini verdiklerini kaydeden Schick, çalışmalarının tamamlanmaya yakın olduğunu ifade etti.
Osmanlı’da kullanılan cinsel terimlerin günümüzden çok daha zengin olduğunu söyleyen Dr. Schick, “O dönemde bir cinsel nesne için 10-15 ayrı isimlendirme kullanılabiliyor. Bugün kullandığımız cinsel terimlerin sözlüğü hazırlanmaya kalkılsa kitap 50 kelimeyi bulmaz. Osmanlı’da kullanılan terimler için şimdiye kadar 14. yüzyıl ortalarından, cinsellik anlayışının değişime uğramaya başladığı 19. yüzyıl ortalarına kadar Osmanlı edebiyatından örnekleri taradık ve 600’e yakın kelime saptadık. Bu örneklemi genişletmeye devam ediyoruz. Birkaç yüz kelime daha bulursak hiç şaşmam” dedi. Osmanlıca’da “eşcinsellik” gibi kuşatıcı bir kavramın olmadığını vurgulayan Dr. Schick, 19. yüzyıl ortalarına kadar heteroseksüellik ve homoseksüelliğin günümüzde olduğu kadar birbirinden keskin ve katı bir biçimde ayrılmadığını kaydetti. Bugün olduğu gibi farklı cinsel tercihlere karşı önyargılı davranılmadığını söyleyen Schick, “Bir meşrep meselesi. Aynı zamanda tercih ve zevk meselesi” açıklamasını yaptı. Günlük yaşamda Osmanlı’da kadınlarla erkeklerin serbestçe bir arada olamadığını söyleyen Schick, bunun erkeklerle kadınların gizli gizli buluşmadığı anlamına gelmediğini belirtti.
Sanat ve edebiyattaki cinsellik içeriklerinin 19. yüzyıldan sonra değiştiğini vurgulayan Dr. Schick, “İslam’da beden, Hıristiyanlıkta olduğu gibi günah kaynağı değildir. Meşru çerçevede cinsellik helaldir, hatta sevaptır. Cinselliğin bastırılması ancak son dönemde ve büyük ölçüde Batı etkisiyle başlamıştır. Bunun sonucunda bugün cinsiyetler arası ilişki bu kadar keskin çizgilerle ayrışmış oldu. Örneğin Nasreddin Hoca fıkraları, Karagöz oyunları eskiden son derece açık saçıktı. Eski yazmalar da öyle... Son dönemde bunlar temizlendi. Ama yok olmadı. Biraz yeraltına indi, o kadar” dedi.