90 Dakika programında açıklamalarda bulunan Hıncal Uluç, Galatasaray'da yaşanan değişimin en büyük sebebinin Alman teknik direktör Michael Skibbe'nin takımdan ayrılması olduğunu söyledi. Hıncal Uluç, 90 Dakika programında haftanın öne çıkan spor olaylarını değerlendirdi. Galatasaray'da takımın başına Bülent Korkmaz'ın gelmesinin bu kulüpte bir takım şeylerin değişmiş olmasına sebep olmuş olabileceğini dile getiren Uluç, "Değişimin en önemli sebebi Skibbe'nin gidişidir. Onun yerine ben de gelseydim psikolojik değişiklikler olacaktı. Kocaelispor'dan 5 yiyyen takım, Bordeaux'e nasıl 4 atar takım haline geldi? Hem de mutlak kazanmak zorunda olduğu bir maçta. Son dakikada gelen gol Bülent Korkmaz'ın mucizesi değil. Bu Galatasaray'ın büyük kulüp oluşudur. Sarı-kırmızılıların tarihinde böyle Avrupa başarıları çoktur. Bir de Bordeaux öyle çok iyi bir takım değil, kimse gözünde büyütmesin" şeklinde konuştu. KONYASPOR-GALATASARAY Konya'daki maçı Galatasaray'ın kazanmadığına dikkat çeken tecrübeli yorumcu, "Maçta Galatasaray'ın bir tane golü var. Arda'nın cin gibi bir davranışı artı yüzde 90 da şansıyla kazanılmış bir gol o. Olmayacak bir gol doğdu orada. Bir de Lincoln'ün kaçırdığı bir pozisyon var o kadar. Buna karşılık Konyaspor, Galatasaray'ı Kocaelispor'a çevirecek kadar pozisyona girdi. Konyaspor'un tek eksiği orada Taner diye birisi yok. Taner, Konyaspor'da olsaydı bu maç da 5-1 biterdi" dedi. Galatasaray'ın Konyaspor deplasmanında hiçbir şey oynamadığını iddia eden Uluç, "Burada kimse Bülent'i eleştirdiğimi zannetmesin. Gerçek şu ki, Bülent çok uzun, çok ince ve çok dolambaçlı bir yolda. Galatasaray'ın kadrosu Fenerbahçe, Beşiktaş ve diğer takımlara göre göreceli olarak daha iyi; ama sahaya çıkan takım isminin gerektirdiği takım değil. İtalya Milli Takımı'nın 3. kalecisi De Sanctis kaleci ise ben futboldan anlamıyorum. Ne zaman gol yiyeceği, ne zaman kurtarış yapacağı belli olmayan bir kaleci benim için iyi bir kaleci değildir. Ne zaman, nasıl çıkacağını bilmiyor, kalede ne zaman durulur bilmiyor. Yenecek golü yesin benim o kaleciye itirazım yok. Ama yenmeyecek golü yemesin" diye konuştu. Bülent'in devraldığı savunmanın döküldüğünü ifade eden tecrübeli yorumcu, "Sağda Sabri, solda Hakan Balta savunma adamları olarak hayatlarının en kötü dönemlerini yaşıyorlar. Sabri yüzde 50 savunma yüzde 50 forvet biri onu anlıyorum; ama Hakan Balta'nın bu kadar döküldüğünü ben hayatımda görmedim. Stoperlerin gediklerini kapatan bir oyuncuyken, Galatasaray'ın sol kanadı şimdi kevgir gibi. Ortada en güvenilen, en hırslı adam Servet yok. Bir tarafta pozisyon ve bireysel hatalarıyla Meira ve her an penaltı yapabilecek bir Emre Aşık. Forvette de hala Hakan Şükür'ün H'sini bulabilmiş değiller. Ne Milan Baros ne de Ümit Karan. Bana sorarsan yine en iyileri Ümit. Hiç olmazsa hırsla koşuyor, zıplıyor. Nonda oyunda yok zaten. Milan Baros da küçük maçların oyuncusuydu, şimdi onları da oynayamıyor. Galatasaray'ın üstün yönü ise, orta sahadaki kaliteli adam zenginliği. Kewell, Lincoln, Arda gibi çok iyi ayaklara sahip. Ama bu orta sahanın tamamının da çok üst düzeyde oynadığı maç sayısı çok az. Galatasaray'ın en büyük eksikliği de duran toplar. Duran top hazırlığı yapmaları gerekiyor" dedi. FENERBAHÇE-SİVASSPOR İstatistiklerin bu maç için çok şey ifade ettiğini dile getiren Uluç, "Sivasspor bu maçta 2 kere öne geçti. 90 dakikalık bir maçta 2 kere öne geçen bir takım, kaç dakika galip oynar? Sivasspor'un Fenerbahçe karşısında üstün olduğu süre 3 dakika. Birinci galibiyet 1 dakika, ikinci galibiyet de 2 dakika sürmüş. İkinci olarak Fenerbahçe'nin bütün istatistiklerde Sivasspor'u ezdiğini görüyoruz. Sivasspor bugün bulunduğu yeri oynadığı futbolla haketmiş değil. Diğer takımlar çok daha kötü olduğu için oradalar" dedi. Alex ve Emre'nin çok iyi performans sergilediğinin altını çizen Uluç, "İlk devre sahada basmadık yer bırakmayan bir Alex vardı. İlk defa olarak ben Alex'in enerjisini, kuvvetini ekonomik kullanamadığını gördüm. İlk yarıda o kadar çok koştu ki ikinci yarıda yok oldu sahadan adeta. Tam Alex bitti derken, birden bire başka bir yıldız doğdu sahada. Ben böyle bir Emre'yi 2000 yılında Galatasaray'ın Süper Kupa'yı kazandığından bu yana görmedim. İtalya maçları da dahil. 45'er dakika oynayan bu iki adam, bu istatistiklerin baş aktörü oldular ve Sivas'ı bitirmeye yettiler" diye konuştu. Sivasspor'un kalecisi Petkovic'in de gününde olmadığını ve Bülent Uygun'un oyuna zamanında müdahale edemediğini belirten tecrübeli yorumcu, "Uygun, ikinci yarının başında iki değişikliğe birden gitti. Musa Aydın ve Sylla'yı çıkardı, Onur ve Murat Erdoğan'ı oyuna aldı. Bu durumda takım 3-2 geride ve hücuma ihtiyacı var. Akla ilk gelen isim Balili, müthiş de bir kontratak oyuncusu olduğu biliniyor. Ama Bülent, Onur ve Murat Erdoğan'ı oyuna alıyor. İnsan bu değişiklikten ne bekler? diye düşünüyorum. Görüyorum ki, Uğur Boral olağanüstü hücumlar, akınlar yapıyor ve yanında da Alex var. Ordan gelen akınların ve gollerin sorumlusu, hayatının en kötü maçlarından birini oynayan Abdurrahman Dereli; fakat Musa Aydın ve Sylla'yı çıkartarak oyunu dengelerim diye düşünüyor Bülent. Balili iş işten geçtikten sonra oyuna giriyor. Yani Sivasspor iyi oynatılmadığı gibi iyi de yönetilmiyor" dedi. BEŞİKTAŞ-İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ Beşiktaş'ın İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ni mağlup etmesini teknik direktör Mustafa Denizli'nin şansına bağlıyan Uluç, "Bu galibiyet Mustafa Denizli'nin Muhteşem şansıyla ifade edilebilir ancak. Hasagiç'in sakatlanması birinci, Beşiktaş'a galibiyeti getiren gol de ikinci şans faktörüdür" diye konuştu.