Türkiye’nin 2011-2012 yıllarında Polonya’dan ithal ettiği yaklaşık 3 bin sığır etinde deli dana hastalığına rastlandığı belirlendi. Söz konusu etleri, hem özel şirketlerin hem de Et ve Balık Kurumu’nun ihraç ettiği belirtilirken, ifadelerileri alınan Tarım Bakanlığı uzmanlarının ‘Tahlil raporları Polonya dilinde yazıldığı için ne yazdığını anlamadık’ dediği belirtildi.
Cumhuriyet'ten Alican Uludağ'ın haberine göre, Bu durum Polonya’nın başlattığı soruşturma kapsamında Türkiye’den adli yardımlaşma talebinde bulunmasıyla öğrenildi. Polonyo’daki et analiz şirketlerinin, kesilen hayvanları BSE testi yapmadığı halde, yapılmış gibi rapor verdiği tespit edildi. İfadesi alınan Tarım Bakanlığı uzmanları, söz konusu etlerde Deli dana hastalığı olup olmadığını bilmediklerini, tahlil sonuçlarının Polonya dilinde olduğu için anlayamadıklarını savundu. Buna ilişkin Türkiye’de ise herhangi bir soruşturmanın olmadığı belirtildi.
Cumhuriyet’in resmi kaynaklardan aldığı bilgiye göre, Türkiye’de önde gelen et şirketleri ile Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’na bağlı Et ve Süt Kurumu, 2011-2012 yıllarında Polonya’dan et ithal etti. Toplam ithal edilen et miktarının 3 bin büyükbaş kadar olduğu ifade edildi. Ancak Polonya , yaptığı incelemelerde (Bovine Spongiform encephalatopathie) BSE olarak bilinen Deli dana hastalığına rastlandı. Bunun üzerine soruşturma başlatan Polonya makamları, hastalık şüphesi taşıyan etlerin ihraç edilmesine göz yuman kendi görevlileri ve özel şirketlerini soruşturmaya dahil etti. Et ihraç ettiği ülkelerle temasa geçen Polonya , Adalet Bakanlığı aracılığıyla Türkiye’den adli yardımlaşma talebinde bulundu.
Bu kapsamda 2011 ve 2012 yıllarında sığırların kesimi için Polonya’ya giderek bu işlem sırasında hazır bulunan Tarım Bakanlığı uzmanlarının ifadesine başvuruldu. Adalet Bakanlığı kaynaklarından alınan bilgiye göre; uzmanlar, savcılığa ifadede Polonya’da büyükbaş hayvanlarından kesim sonrası numune aldıklarını ve oradaki firmalarda tahlil yaptırıldığını söyledi. Kesilen büyükbaş hayvanların daha sonra soğuk hava depolarına konulduğunu belirten uzmanlar, “Peki, kesilerek depoya konulan sığırlar size geri verilirken hastalıklı başka hayvan verilmediğine nasıl emin olabiliyorsunuz” sorusuna yanıt veremedi. “Tahlil sonuçlarını baktınız mı” sorusuna ise uzmanlar, “Bize sonradan gönderilen tahlil raporları Polonya dilinde yazıldığı için ne yazdığını anlamadık” dedi.
Konuyla ilgili Cumhuriyet’in ulaştığı Tarım Bakanlığı yetkilisi, Polonya’daki Deli danasalgınını doğrularken, olayın Türkiye ile ilgisi bulunmadığını öne sürdü. Yetkili, “Polonya’da o tarihte böyle bir olay yaşanmış. Oranın bir et analiz firması, başka bir et analiz firmasını ‘Bu şirket BSE testi yapılmadan test yapılmış gibi rapor düzenledi’ diyerek şikâyet etmiş. Polonya da kendi iç soruşturmasını başlatmış. Olay tamamen Polonya’nın kendi iç sorunu. Onlar testten geçirmese dahi biz gelen etleri tekrar testten geçiriyoruz. Bizde olsa zaten bu hastalık ortaya çıkardı” dedi.
Polonya’dan ithal edilen etlerde Deli dana hastalığına rastlanması, gözleri bir kez daha ithal etlerin güvenirliliğine çevirdi. Türkiye, son dönemde artan et fiyatlarını düşürmek için çeşitli ülkelerden canlı hayvan veya karkas et ithalatında bulundu. İthal edilen bu etler, Et ve Süt Kurumu’nun anlaştığı iki markette satılıyor. Ancak bu ithalat, Türkiye’deki et fiyatlarını düşürmeye yetmedi. Polonya da, Türkiye’nin et ithal ettiği ülkeler arasında önemli yer tutuyor.
Gıda Mühendisi Yrd. Doç. Dr. Bülent Şık, Deli dana hastalığının en korkutucu hastalıklardan biri olduğunu belirterek “Eğer satılmışsa bu ağır bir zafiyet demek” dedi.
Deli dana hastalığının ‘hayvanın hayvana yedirilmesinin bir sonucu’ olduğunu vurgulayan Şık, gazetemize yaptığı değerlendirmede, bu hastalığın 1996’da İngiltere’de milyonlarca hayvanın imha edilmesiyle sonuçlanan ağır bir krize yol açtığını hatırlattı. Şık, hastalık sürecini şöyle anlattı: “Deli dana hastalığı ilk olarak İngiltere’de 1996 yılında ağır bir krize yol açtı. Hayvanların kesime gönderildikten sonra insani tüketim amacıyla kullanılmayan bazı kesimlerinin (sakatat, kemik, tırnak, kan gibi) öğütülerek tekrar hayvan yemlerine katılarak beslenen hayvanlara o yemlerin yedirilmesi sürecinde, hastalığa neden olan bir etken açığa çıkıyor: Prion. Bu prion, bazı hayvanların beyninde bulunan bir etken. Bu hayvanların beyninin tekrar öğütülerek yemlere katılması ile yayılan bir hastalık. Söz konusu yemlerin yenmesi, bunu yiyen hayvanların dokularının yine yeme karıştırılmasıyla yavaş yavaş, diğer hayvanlara yayılıyor. “Deli dana hastalığı” ya da sığır spongiform (sünger görünümünde) ensefalopati (BSE) bu şekilde ortaya çıkıyor. BSE, insanlarda sinir sistemini ağır biçimde tahrip ediyor.”
BSE’nin çok ciddiye alınması gereken, öldürücü bir hastalık olduğunu belirten Şık, “Beyin dokusunu delik deşik eden bu hastalık, konuşma gibi motor becerilerde tahribata yol açıyor. Kas ve kol becerileri zihnin ilk etkilenen kısmı. Titreme ve yürüyememe başlıyor, bilişsel fonksiyonlar azalıyor” dedi.