Demans teşhisi konan Aysel Tuğluk'un avukatları: Kişiye göre hukuk işletiliyor

Demans teşhisi konan Aysel Tuğluk'un avukatları: Kişiye göre hukuk işletiliyor

Hatice Kamer

Demans teşhisi konulan ve sağlık sorunları yaşayan HDP’li Aysel Tuğluk’un avukatları, müvekkillerinin serbest bırakılmamasına tepki gösterdi.

Tepkiler, 28 Şubat Davası nedeniyle müebbet hapis cezasına çarptırılan ve yaklaşık bir yıldır cezaevinde olan eski Genelkurmay 2. Başkanı Çevik Bir’in demans nedeniyle tahliye edilirken Tuğluk’un tutukluluğunun devam etmesi üzerine arttı.

Çevik Bir’in avukatı Ümit Kara, müvekkilinin ileri demans hastası olduğunu, cezanın anlam ve sonucunu idrak edemediğini, yemek yemeyi unutarak aç kalması nedeniyle yaşam tehlikesini içeren sağlık sorunları yaşadığını belirterek tahliye edilmesi talebiyle savcılığa dilekçe vermişti.

Aysel Tuğluk'un avukatlarından Serdar Çelebi Çevik Bir için verilen tahliye kararını, '‘Bu durum, aynı hastalık teşhisi konmuş iki vatandaşın kanun önünde eşit olup olmamasıdır'' şeklinde değerlendirirken, avukat Reyhan Yalçındağ Baydemir ise, “Kişiye göre hukuk işletiliyor” şeklinde yorumladı.

Aralık 2016'dan beri Kocaeli 1 No'lu F Tipi'nde tutuklu olan HDP’nin eski Eş Genel Başkanı Aysel Tuğluk, vekilliği döneminde yapmış olduğu basın açıklamaları ve siyasi faaliyetleri sebebiyle hüküm giydi.

Tuğluk ayrıca kamuoyunda "6-8 Ekim Kobane" dosyası olarak bilinen ve HDP'li siyasetçilerin yargılandığı Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesi'nin dosyasından da yargılanıyor.

Tuğluk'a, ilk defa geçen yıl Seka Devlet Hastanesi'nde demans teşhisi kondu.

Ardından 22 Mart 2021 tarihinde Kocaeli Tıp Fakültesi Adli Tıp Kurulu da, Tuğluk'un hastalığının, “kronik ilerleyici seyirli ve cezaevinde tek başına hayatını sürdürmesini engeller nitelikte” olduğunu belirterek cezasının infazının ertelenmesi gerektiği yönünde bir rapor yazdı.

Şubat ayında Adli Tıp Kurumu'na (ATK) sevk edilen ve üç gün gözlem altında tutulan Tuğluk için ATK,  "cezai sorumluluğunun tam olduğunu" kanaatine varmış, buna karşılık savunma yapıp yapamayacağına ilişkin mahkemenin sorduğu soruyu ise yanıtsız bırakmıştı.

Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulu'nun raporu sonucunda avukatların Kocaeli Cumhuriyet Başsavcılığı nezdinde yapmış olduğu talepler de reddedilmişti.

Demans teşhisinden sonra Aysel Tuğluk, ilk defa pazartesi günü Kobane Davası’nın 15’nci duruşmasında hakim karşısına çıktı.

Mahkeme heyeti, ATK raporlarındaki “Kısmen savunma yapabilir” ibaresini gerekçe göstererek Tuğluk’un ifadesini aldı.

Kocaeli 1 Nolu F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi'nde kalan Aysel Tuğluk, SEGBİS ile bağlanmak için avukatı ve aynı cezaevinde birlikte kaldığı Gültan Kışanak, bir diğer tutuklu HDP’li siyasetçi Figen Yüksekdağ’ın refakatinde mahkeme salonuna bağlandı.

Mahkemede savunma yapan Aysel Tuğluk’un avukatı Serdar Çelebi, müvekkilinin sağlık durumuna ilişkin birçok rapor verdiklerini hatırlattı, kendisini savunacak durumda olmadığını yineledi, ifade vermeye zorlanmasının kötü muamele, işkence olduğunu savundu.

Konuşma güçlüğü çeken ve ‘Kendimi savunabilecek durumda değilim’ diyen Aysel Tuğluk'a sorulan soruların çoğu yanıtsız kaldı.

BBC Türkçe’ye konuşan Avukat Serdar Çelebi, mahkeme heyetinin günün sonunda duruşma tutanağına Tuğluk'un konuşma güçlüğü çektiği ve sorulara cevap vermediği bilgisini kaydettiğini belirtti.  

‘Ne Kürtler eşit olabiliyor ne de muhalifler’

Demans hastası Çevik Bir’in tahliyesiyle ilgili avukat Serdar Çelebi, "Bu, aynı hastalık teşhisi konmuş iki vatandaşın kanun önünde eşit olup olmaması durumudur" dedi:

“Eşitilik meselesine gelince bu ülkede maalesef ne Kürtler eşit olabiliyor ne de muhalifler. Onların bir şekilde ceza çekmesi gerekiyor galiba:

“Eğer Çevik Bir hasta ise, cezaevinde kalamıyorsa elbette ki tahliye olmalı ama aynı teşhisten Çevik Bir çıkarılıyor ve Aysel Tuğluk tutulmaya devam ediyorsa demek ki ortada ikili bir hukuk var.”

Çelebi, demansın cezaevinde kalmaya uygun bir hastalık olmadığını, hastaların toparlanabilmesi için beynin güçlenmesi ve ortamın değişmesinin elzem olduğunu vurguladı:

“Dört duvar arasında bir insanın beyni güçlendirecek aktivitelere ulaşma imkanı yok. Çevik Bir’i demans olduğu için tahliye edilmesini uygun gören karar Aysel Hanım’a da uygulanmalıydı ama yok, iki yüzlü kararlar görüyoruz.”

'Kişiye göre hukuk işletiliyor'

Tuğluk'un avukatlarından Reyhan Yalçındağ Baydemir ise ATK kararına karşı defalarca itirazda bulunduklarını, Tuğluk'un her defasında ATK'ye götürülerek ‘cezaevinde kalabilir’ şeklinde kararlar verildiğini söyledi:

“22 Haziran tarihli ATK 3. İhtisas Kurulu raporuna karşı da itirazda bulunduk, ayrıca AYM de ihtiyati tedbir talepli başvurumuz için aylardır karar vermedi:

“Bizim verdiğimiz Kocaeli Tıp Fakültesi raporu. Türkiye İnsan Hakları Vakfı raporlarını esas almıyorlar ve kişiye göre bir hukuk işletiliyor.”

Çevik Bir’e demans teşhisi Eylül’de kondu

Çevik Bir’e 3 Eylül 2021 tarihinde demans teşhisi kondu. İstanbul Adli Tıp Kurumu da bir ay sonra açıkladığı raporunda Bir’in cezaevinde kalmasına bir engel olmadığını belirtti.

Dokuz ay sonra, 21 Haziran’da avukat Ümit Kara’nın sunduğu yeni dilekçe ile Çevik Bir İzmir Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne sevk edildi, yapılan tetkikler sonucunda, Bir’in durumunun kötüleştiği belirtildi.

Raporda Çevik Bir’in cezaevi koşullarında hayatını yalnız idame edemeyeceği, demansın ilerlediği, hastalığı cezasının infazının ertelenmesi gerektiği belirtilerek şu ifadelere yer verildi:

“Hastalığı süreklidir. Hastanın rehabilitasyon ile düzelebilecek bir hastalığı olmadığı için R tipi ceza infaz kurumunda kalması uygun değildir.”

Avukat Kara, 15 Haziran’da İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı’na infaz erteleme talebiyle dilekçe verdi ve 21 Ağustos 2021'den bu yana cezaevinde tutulan emekli orgeneral Çevik Bir hakkında tahliye kararı verildi.

Yeneroğlu: 'Çevik Bir ile Aysel Tuğluk aynı zulmün mağduru'

DEVA Partisi Hukuk ve Adalet Politikaları Başkanı Mustafa Yeneroğlu, ağır hasta ve ileri derecede engelli mahkumların durumuyla ilgili geçtiğimiz hafta yazılı açıklama yaptı ve emekli orgeneral Çevik Bir ile siyasetçi Aysel Tuğluk'un aynı zulmün mağduru olduğunu savunmuştu.

Cezaevlerinde 651’i ağır olmak üzere 1.517 hasta tutuklu ya da hükümlünün bulunduğu belirten Yeneroğlu, hasta mahpuslar için hastaneler tarafından ‘hapishanede kalamaz’ raporları verilmesine rağmen ATK tarafından verilen aksi yöndeki raporlarla ağır hastalığı olan mahpuslar mağdur edildiğini belirtmişti.

Öte yandan Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, 22 Temmuz’da bir açılışta yaptığı konuşmada cezaevinde tek başına hayatını idame ettiremeyecek durumda olanlarla ilgili yeni düzenlemelerin hazırlığında olduklarını duyurmuştu.