'Demek AYM yargıçları hayvanlardan da hayvan olmalıydılar!..'

'Demek AYM yargıçları hayvanlardan da hayvan olmalıydılar!..'

Adnan Menderes’in 10 yıllık iktidarı ile şımardığını ve yargıyı başında olduğu yürütmenin denetimine alıp ‘dikta’ yolunu açtığını yazan Cumhuriyet gazetesi yazarı Özgen Acar, “27 Mayıs 1960 Devrimi’nden sonra, yeni anayasayı yapan Kurucu Meclis’in temel ilkesi “güçler ayrımı” idi. Bu nedenle Amerika’daki gibi Türkiye’de ilk kez ‘Anayasa Mahkemesi (AYM)’ kuruldu” dedi.

Özgen Acar yazısında, “Şimdi büyük hukukçu (!) olan imam Tayyip Efendi çıktı “Anayasa Mahkemesi’ne saygım yok...” dedi. Bakanlar Kurulu’nun ardından Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç ‘AYM’nin kararı düzeltilmelidir” açıklamasını yaparken ekledi: “Böyle bir özgürlük hayvanlar âleminde bile yok!’ Demek ki AYM yargıçları, hayvanlardan da hayvan olmalıydılar!” ifadesine yer verdi.

Özgen Acar’ın Cumhuriyet gazetesinin bugünkü (11 Nisan 2014) nüshasında yayımlanan, “AYM Yerine AVM!” başlıklı yazısı şöyle:

 

‘AYM Yerine AVM!’

 

“Öküz tahta çıkarsa padişah olmaz, ama saray ahır olur”!.. (Çerkez Atasözü)

Eskiden bakkal ayrı, manav ayrı, kasap ayrı dükkânlarda işlerini yaparlardı. “Çağdaşlaşmaya” aşamalı geçilince bakkal ve manav birleşti, adı İngilizceden yürütülerek “market” oldu. Bir süre sonra onlara kasap da eklenince “süpermarket” adı verildi. Oysa eskiden bu bütünlüğe “pazaryeri” denilirdi. Hatta bu sözcük İngilizceye “bazaar” diye geçmişti!

Kayseri’de günümüzde adı Kültepe olan Kaniş antik kentinin dibinde kurulan Anadolu’da “Karum” bilinen en eski pazaryeridir. 3-4 bin yıl önce Hititler’in “Karum’una (pazaryerine)” Mezopotamya’dan tüccarlar “mal” getirir, dönüşlerinde da “mal” götürürlerdi.

Eskiden ayakkabıcı, gömlekçi, çamaşırcı, pastaneler, lokantalar de ayrı dükkânlarda idiler. Çağdaşlaşma ilerleyince “süpermarketlere” birkaç kat eklendi, bu dükkânlar da bu yeni yapıların çatıları altına taşındı. Bunlara da -bereket Türkçe- “Alış Veriş Merkezi” denildi.

İşin en ilginç yanı, basında eskiden kısaltmalar için bir kural vardı. Önce tam ad yazılır, sonra parantez içinde kısaltılırdı. Artık “Alış Veriş Merkezi” yazılmasına gerek duyulmadan kısaca (AVM) yazılır oldu...

Günümüzde büyük kentlerde neredeyse her köşede bakkal dükkânı yerine AVM’ler açılıyor. Hatta öyle yaygınlaştı ki İstanbul’da Gezi Parkı’nda ve Ankara’da da Devlet Tiyatroları ile bağlantılı İrfan Şahinbaş Atölyesi’nde yıllanmış ağaçlara kıyılarak yerlerine AVM’lerin dikilmesine de heveslenildi.

***

Amerika merkez bankası konumundaki “Federal Rezerv’in (FED)” başına yılbaşında ilk kez bir kadın, Janet Yellen getirildi. Amerikan devlet sisteminin “federal (eyalet)” yapısının gelişmesine koşut olarak FED’in birkaç yüzyıldır kurulması tartışılmıştı.

Ancak 1907 ekonomik bunalımının uzantısı olarak, Başkan Voodrov Vilson FED’i kurdu. FED, başkandan, Amerikan Kongresi’nden emir almadan bağımsız çalışacaktı. Böylece üstün güç Amerikan ekonomisinin yeni bunalımlara düşmesi önlenecekti.

Şimdi Yellen, Amerika başkanından da güçlü olarak, tüm dünya borsalarını da etkileyecek kararlar alıyor. Dünya borsaları açıldığında ilk olarak Yellen’in o gün ne dediğini öğrenip ona göre karar veriyorlar!

Bizde de “Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası (TCMB)” aynı amaçla kuruldu. Gelin görün ki, yerel seçimden sonra Tayyip Efendi TCMB’ye açıkça “faizi indirin” talimatını verdi. Çünkü o bir imam değil, sanki Yellen gibi ya da TCMB’nin Başkanı Erdem Başçı gibi iktisatçıydı!

Başçı önce “Enflasyon inmeden faiz oranı düşmez. Kararı, Para Politikası Kurulu verir!” sözleri ile olması gerekeni söylediyse de iki gün sonra tükürülen yalandı, faizde 2 puanlık gizli indirime gidildi!

***

Amerika, 1787 Anayasası’nın ve demokrasinin temeli olan “yasama, yürütme, yargı” arasındaki güçler ayrımı ilkesini benimsemiştir. Bu anayasa ile kurulan “Amerikan Yüce Mahkemesi (AYM)”, Anayasa Mahkemesi konumunda olup yargının doruğundadır. Kararı karardır!

Türkiye’de ise Demokrat Parti’nin Başbakanı Adnan Menderes, 10 yıllık iktidarı ile şımarınca yargıyı; başında olduğu yürütmenin denetimine alıp “dikta” yolunu açmıştı. 27 Mayıs 1960 Devrimi’nden sonra, yeni anayasayı yapan Kurucu Meclis’in temel ilkesi “güçler ayrımı” idi. Bu nedenle Amerika’daki gibi Türkiye’de ilk kez “Anayasa Mahkemesi (AYM)” kuruldu.

Şimdi büyük hukukçu (!) olan imam Tayyip Efendi çıktı “Anayasa Mahkemesi’ne saygım yok...” dedi. Bakanlar Kurulu’nun ardından Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç “AYM’nin kararı düzeltilmelidir” açıklamasını yaparken ekledi: “Böyle bir özgürlük hayvanlar âleminde bile yok!” Demek ki AYM yargıçları, hayvanlardan da hayvan olmalıydılar! Sonrasında, üstelik hukuktan yana olması gereken Adalet Bakanı Bekir Bozdağ “AYM sınırları aştı. Bu kabul edilmez” çıkışını yaptı.

Bu arada koltuğunu ağustosta koruyup koruyamayacağı belli olmayan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, “O mahkemenin üyelerini ben seçtim...” diyerek AYM’ye destek, hükümete karşı çıktı. Mahkemenin Başkanı Haşim Kılıç, “Biz yetkiyi anayasadan aldık” sözleri ile yüksek yargıçlar adına tepkisini açıkladı.

Tayyip Efendi durmadı, AYM’ye “Tarih sizi affetmez!” dedi. Anlaşılan Tayyip Efendi çağdaşlaşma anlayışının uzantısı olarak, AYM’yi de AVM yapmak istiyor! Bundan böyle Türkiye’de haftanın günleri “Cumartesi, AVM, AVMertesi, Salı...” diye söylenirse şaşırmayalım!

***

“Dediğim dedik, öttürdüğüm düdük...” diyen Kuzey Kore Devlet Başkanı Kim Jong-un, tüm erkeklerin saçlarını kendisinin ki gibi kestirmelerini istedi. Gariptir bu istek, yabancı internet sitelerinde ilk olarak Tayyip Efendinin resimlerine uygulandı!

 

Tarih Topluluğu...

 

Yeni bir “Tarih Topluluğu” oluşumu Türkiye’ye kazandırılıyor. Atatürk’ün kurduğu Türk Tarih Kurumu ve Türk Dil Kurumu, 1980 darbesi ile Cumhuriyetin temel amaçlarından saptırıldı, yanlış ellere teslim edilegeldi.

Bırakın ilk, ortaöğretim kurumlarını, üniversitelerin bu alanlarındaki fakültelerinde bile tarih ve dil eğitimi güçsüzleştirildi. Bu olumsuz gelişmeler üzerine, “Atatürkçülük ve Cumhuriyetçilik” ilkelerini benimseyen tarihçiler “Tarih Topluluğu (TT)” adlı özerk bir kurumu oluşturmak için birleştiler.

Çeşitli etkinlikler ve yayınlarla topluma hizmet etmeyi hedefleyen (TT), Türkiye’den uzaklaştırılan ve Amerika üniversitelerinde Türk tarihi ve toplumu araştırmaları ile öne çıkan Niyazi Berkes’in doğumunun 106. doğum yılı nedeniyle “çağdaşlaşma” konusunda ilk etkinliklerini düzenledi.

Konunun uzmanı bilim adamları Korkut Boratav, Sina Akşin ve Remzi Demir, bugün Cumhuriyet Ankara Kültür Merkezi’ndeki söyleşilerinde konuyu Ankaralılara sunacaklar.