Kamuoyunda Demir Yumruk olarak bilinen soruşturmada ikinci iddianame tamamlandı. Aralarında Hüseyin Eryılmaz ile Forum AVM’lerin sahibi Hulusi Belgü’nün de bulunduğu 46 kişi hakkında “suç işlemek amacıyla örgüt kurmak ve yönetmek” ile “kamu kurumları zararına dolandırıcılık” suçlarından 43 yıla kadar hapis istemiyle dava açıldı. İddianamede Yılmaz, örgüt kurucusu olarak gösterilirken, Belgü ise yöneticilikle suçlandı.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen Demir Yumruk soruşturmasında 3 ayrı suç örgütüne yönelik geçen Haziran ayında operasyon düzenlenmiş ve bu kapsamda gözaltına alınan Erol Evcil ile diğer iki suç örgütünün yöneticileri olduğu iddia edilen Hüseyin Eryılmaz ile Melih Karabacak’ın da aralarında bulunduğu bazı isimler tutuklanmıştı. Başsavcılık, operasyonun ardından dosyayı 3 ayrı suç örgütü yönünden ayırmış, soruşturmanın ilk aşamasını tamamlayarak aralarında Erol Evcil’in de bulunduğu 17 kişiye dava açmıştı. Soruşturmada ikinci kısım da tamamlandı. Başsavcılık, bir hakimle ilişkisi olduğu da iddia edilen Hüseyin Eryılmaz ile Forum AVM’lerin sahibi ve bir dönem Fenerbahçe’de başkan adayı olan Hulusi Belgü’nün de aralarında bulunduğu 46 kişi hakkında iddianame düzenledi.
İddianamede, Eryılmaz örgüt kurucusu olarak gösterilirken, Belgü ile birlikte Muzaffer İzgi, Soner Eryılmaz ve Mustafa Kırsaç da örgüt yöneticiliği ile suçlandı. 14 şüpheliye örgüt üyeliği, diğer şüphelilere ise “örgüte yardım” ve “dolandırıcılık” suçlamaları yöneltilen iddianamede, örgüt kurucu ve yöneticilerinin “suç işlemek amacıyla örgüt kurmak ve yönetmek” ile “kamu kurumları zararına dolandırıcılık” suçlarından 43 yıla kadar hapsi istendi.
İddianamede, demir çelik sektöründe faaliyet gösteren suç örgütünün dışarıdan kütük demir alarak fabrikalarında işledikten sonra piyasaya sürdüğü, demir alışverişinin bir kısmının faturalı, bir kısmını da faturasız yapıldığı, tape kayıtlarına göre faturasız alışların “ B “, “ İKİ “, “ ALTTAN “ olarak isimlendirildiği belirtildi. Kayıt dışı paranın sisteme nasıl sokulduğu da anlatılan iddianamede, gerçek dışı ticaret hacmi yaratılarak, sahte fatura “kapaması” yapıldığı öne sürüldü.
İddianamede, Vergi Denetim Kurulu müfettişlerince, şüphelilere ait firmalara ilişkin çok sayıda rapor düzenlendiği halde hileli davranışların tam olarak tespit edilemediği ve şüphelilerin ortaya çıkan hukuki ihtilaftan yararlanarak, aynı sistemle yoluna devam ettiği iddia edildi. Örgütün, dolandırıcılık suçunu işlerken “kapama” ve “giydirme” olarak adlandırılan iki yöntem kullandığı ifade edilen iddianamede, kapama işlemi “Gerçek olmayan bir ticarete gerçek izlenimi vermek için, kağıt üzerindeki alıcı tarafın, satıcı tarafa banka kanalıyla para ödemesi, işlem sonunda ise bu paranın nakit olarak elden alıcıya geri verilmesi ya da alıcının borçlu olduğu tarafa verilmesi” şeklinde açıklandı. İddianamede, giydirme olarak tabir edilen yöntemin ise, “şüphelilerin faturasız aldıkları demiri organizasyon kapsamında kullandıkları firmalar üzerinden sahte fatura düzenleyerek yada demir çelik sektöründe bilinen adı ile giydirmecilerden fatura temin etmek sureti ile piyasaya satma” olduğu anlatıldı.
Bu yöntemle, verginin sahte faturayı düzenleyen paravan şirkete kaldığı, bu firmanın da vergiyi ödeyemediği, ancak sonrasında sahte fatura üzerinden gerçek satış yapılarak faturasız malın “giydirildiği” anlatılan iddianamede, bu şekildeki hileli hareketler ile devletin vergiyi temin edemeyerek zarara uğradığı vurgulandı. İddianamede, Eryılmaz’ın kayıt dışı satışlarının kayıtlı satışlarından çok daha yüksek olduğu da öne sürülerek, tape kayıtlarında da kayıt dışı satış yapmaması durumunda fabrikayı kapatacak seviyeye geleceğini belirten konuşmaların yer aldığı belirtildi.