Demirel, Büyük Anadolu Vakfı'nın geleneksel aylık söyleşileri kapsamında, Sheraton Otel'de düzenlenen ''Yeni bir Dünya Düzenine Doğru Giderken Türkiye Ne Yapmalı'' konulu toplantıya katıldı. Konuşmasına, ''Vatan topraklarını bekleyen askerlerimizin Aktütün karakolunda uğradığı menfur saldırıyı nefretle kınıyorum'' diyerek başlayan Demirel, şehitlere Allah'tan rahmet ailelerine ve Türk halkına baş sağlığı diledi. Demirel, ''Şehitler hepimizindir, acıları, elemleri bizimdir. Türkiye'yi bir acı ve elem kaplamıştır. Bu ümitsizlik değildir. Şehidine sahip çıkmaktır'' diye konuştu. Ağustos ayında Gürcistan ile Rusya arasında Güney Osetya özerk bölgesi konusunda çıkan gerginliğe değinen Demirel, bunun ''bir dünya olayı'' olduğunu belirterek, SSCB'nin dağılmasından sonra Kafkasya ve Orta Asya'da birçok devlet kurulduğunu ancak, ''19 yıldır buralardaki durumun oturmadığını, bölgenin sağlam iplerle bağlı olmadığını'' kaydetti. Demirel, Rusya'nın izole edilmesi durumunda, dünyanın yeni sıkıntılarla karşı karşıya kalacağını, bu nedenle, Avrupa'dan uzaklaştırılmaması, hatta yakınlaştırılması, Avrupa'nın sınırlarının da Ural Dağlarından Tanrı Dağlarına kadar gitmesi gerektiğini söyledi. Türkiye'nin Gürcistan sorununda ''maceracı politika izlemediğini'' savunan Demirel, sorunla ortaya çıkan boğazlar konusuyla ilgili olarak da ''Umuyorum ki bu son hadiseden sonra, büyük devletler kendi aralarında veya şu veya bu biçimde Türkiye, boğazlar rejiminin yeniden düzenlenmesi bakımından bir zorlamayla karşı karşı kalmaz'' dedi. Demirel, yine de ''kolay kolay ne Lozan'ın ne de Montrö'nün deldirilebileceğini'' kaydetti. “Mesele Türk-Kürt kavgası değildir” Demirel, terörle mücadeleyle ilgili soru üzerine, ''Türkiye'nin başındaki olayın terör değil, ülkenin bölünmesi, ülke toprakları üzerinde bağımsız devlet kurma sorunu'' olduğunu söyledi. ''Sanki, Türkiye'de, Türkiye Cumhuriyeti devletinden, Türkiye Cumhuriyeti kanunlarından şikayeti olan Türk vatandaşları varmış da bunların kurtarılması lazımmış gibi bir görüntü dışarıya hakimdir'' diyen Demirel, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının hangi etnik kökenden gelirse gelsin, beraber yaşama şuurundan uzaklaşmamaları gerektiğini kaydetti. Demirel, şöyle devam etti: ''Bu mesele bir Türk-Kürt kavgası değildir. Beraber yaşamak isteyen Türklerle, beraber yaşamak isteyen Kürtler, kopmak isteyenlere fırsat vermelidir. Bu mesele hiç bir zaman bir Türk-Kürt hadisesi haline gelmemelidir ve ben 'Kürdüm', ben 'Türküm' diyen bütün vatandaşlarıma 30 senedir sesleniyorum; Birbirinize, aranızda hiçbir mesele yokken, durup durduğunuz yerde, düşman gibi bakmayın. Hiçbir mesele yok, alıp veremediğiniz ne var yani. Bu ülkenin havasını soluyorsunuz, ekmeğini yiyiyorsunuz, eşit şartlara sahipsiniz. Vali, general, yüksek mahkemelerin en başına kadar çıkıyorsunuz, parlamenter, başbakan, cumhurbaşkanı oluyorsunuz, bunlar az şeyler değil. Bu ülke kimden neyi esirgiyor, değerini bilin. Beğenmediğiniz şey varsa, gelin beraber düzeltelim, ama gelin Türkiye'nin birliğini koruyalım, en önemli hadise o.'' ''Hadiseler ne kadar can sıkıcı olursa olsun, Türkiye'nin bölünemeyeceğini'' vurgulayan Demirel, ''Bu mümkün değildir. Türkiye'yi böldürtmemenin bedeli neyse, bu millet onu ödemeye hazırdır. Meydan okuyor değilim, herkesin menfaatine bir şey söylüyorum. Bu bana düşer onun için söylüyorum, gelin yol yakınken herkes aklını başına toplasın'' diye konuştu. Demirel, ''kimsenin Türkiye Cumhuriyetinin gücünü, kudretini demeye kalkmaması'' uyarısında bulunarak, ''Acımız büyük, ama biz bu acının altında kalmayız. Onun için, acaba yapamadığımız bir şey var mı? Olabilir. İlgili makamlar onu düşünürler. Şunu söyleyeyim ki bu mücadeleyi yapan askerler ki ben bu mücadeleyi 20 yıldır takip ediyorum, bunu kahramanca yapıyorlar ve mümkün olduğu kadar halka zarar vermeden, halkı koruyarak yapmak istiyorlar'' dedi. “Adamın telefonunu dinlemeyin” Demirel, Türkiye'de koropsiyon (rüşvet, yolsuzluk vb.) konusunun yoğun bir şekilde konuşulduğunu ve bunun ''hayra alamet olmadığını'' söyledi. Belirli iddialar varsa, bunun ''panzehirinin açıklık'' olduğunu ifade eden Demirel, iddia edenden ispat etmesinin, burada da açıklığın gerektiğini belirtti. Demirel, ''Özgür bir Türkiye istiyorsan, adamın telefonunu dinlemeyin, orta yerde açık suç olmadan vatandaşlar suçlu hale getirilebilir mi? Herkesi, 'Ben suçlu muyum' haleti ruhiyesine getirebilinir mi?'' dedi. Demirel, dünyada yaşanan krizin, ekonominin daralması ve işsizliğin artması anlamına gelen ekonomik kriz olmadığını, para krizi bulunduğunu söyledi. Türk ekonomisinin dünyanın ilk 10'u arasına girmesinin yılda yüzde 3 nüfus artışıyla mümkün olamayacağını, bunun yüzde 1-1,2 seviyesinde olması gerektiğini belirten Demirel, ama aynı zamanda nüfusun iyi eğitimli, üretici, uygarlığa hakim olması gerektiğini bildirdi. Ermenistan ile ilişkiler konusundaki bir soru üzerine Demirel, dostlukları ''halat çekmeye'' benzeterek, Türkiye kadar toleranslı bir ülkeyi kimsenin bulamayacağını, ''kimsenin babalarımızı, dedelerimizi kötületemeyeceğini'' sözlerine ekledi.