Türkiye medyasının en büyük grubu olan Doğan Medya Grubu'nun satışı için anlaşmaya varıldığı öğrenildi. Doğan Holding Onursal Başkanı Aydın Doğan, Mayıs 2011'de Milliyet ve Vatan'ı sattığı Erdoğan Demirören'le Doğan Medya Grubu'nun satışı konusunda anlaştı. 3 Kasım 2002'de iktidara gelen AKP ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'la ciddi sorunlar yaşayan Doğan Grubu ve kurucusu Aydın Doğan'ın satış kararı, Türkiye tarihindeki en büyük medya el değiştirmesini ifade ediyor. Satışı değerlendiren Cumhuriyet, "Demirören, gözyaşlarıyla medya devi oldu" yorumunu manşetine taşıdı.
Doğan Holding Onursal Başkanı Aydın Doğan, Mayıs 2011’de Milliyet ve Vatan’ı sattığı Erdoğan Demirören’le Doğan Medya Grubu’nun satışı konusunda anlaştı.
TIKLAYIN: Doğan Medya Grubu satıldı!
Cumhuriyet'te yer alan habere göre, AKP ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’la ciddi sorunlar yaşayan Doğan Grubu ve kurucusu Aydın Doğan’ın satış kararı, Türkiye tarihindeki en büyük medya el değiştirmesini ifade ediyor.
Aydın Doğan, 1979’da Karacan ailesinden aldığı Milliyet’le basın sektörüne girdi. 1994’te Simavi ailesinden Hürriyet grubunu satın alarak en büyük medya grubunun sahibi olmuştu.
Doğan medya grubunun Demirören grubuna satışına CHP’den “tekelleşme yaratır, Rekabet Kurumu onay vermemeli” tepkisi geldi. CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, Cumhuriyet’e yaptığı değerlendirmede, Doğan Medya grubunun satışıyla, Türkiye’deki çok büyük bir medya grubunun, tek elde toplanması sonucunu doğuracağını, bunun da son derece sırıntılı sonuçlar vereceğine dikkat çekti. Bu satışın medyada büyük bir tekelleşme sonucu doğuracığın belirten Özel, şunları söyledi: “Bunu Doğan Medya grubunu satın alan aileden veya gruptan bağımsız olarak söylüyorum, dünyada da bu tür dengesiz dağılımların sıkıntılı sonuçlar yarattığı biliniyor. Örneğin İtalya’da da benzer durum yaşanmış ve farklı düzenlemelere gidilmek zorunda kalmıştı. Farklı iş kollarında sermayesi olanların medya sahibi olmaması, sermayesi sadece basın yayın konusunda birikmiş kişilerin medya organlarını satın alabilmesi gibi etik ve yasal düzenlemeler var dünyada. Türkiye’nin bunları konuşması, tartışması gerekiyor. Ama Türkiye’de bu konuda hiçbir düzenleme yapılmadığı gibi, daha da sağlıksız bir sürece doğru ilerleniyor.” Ortaya çıkan durumun iktidar lehine bir tablo oluşturduğunu ve önümüzde de kritik 2019 seçimleri olduğunu vurgulayan Özel, “Rekabet Kurulu bu satışa onay vermemeli. 2019 seçimleri yaklaşırken, bir çok konuda haksız, adaletsiz düzenlemeler, YSK’nin talihsiz kararı ortadayken, medya alanındaki bu tek taraflı kümelenmeyi son derece tehlikeli görüyoruz” diye konuştu.
Petrol Ofisi’nde (POAŞ) örgütlü şekilde akaryakıt kaçakçılığı yapıldığı iddiasına ilişkin devam eden davanın sanıkları arasında Aydın Doğan da bulunuyor. Doğan Grubu, 2000 yılında aldığı Petrol Ofisi’ni 2010’da satmıştı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan-AKP ile Doğan Grubu arasındaki ilişkiler son 16 yılda dalgalı bir seyir izledi. Doğan Grubu birçok kez Erdoğan tarafından sözlü olarak hedef alındı. Grubun bünyesindeki basın kuruluşları bazı dönemler görece muhalif bazı dönemler ise iktidarın yanında konum aldı. Son olarak önceki hafta, hapse girmesine neden olan hakkındaki siyaset yasağını 24 Eylül 1998’de “Muhtar bile olamaz” başlığıyla duyuran Hürriyet’i işaret ederek “28 Şubat davasında yargılanmalılar” mesajını vermişti.
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Turgay Olcayto: “Türkiye’de ana akım dediğimiz medyanın giderek yok olduğunu görüyoruz. Daha doğrusu halka doğru haber verme ve bilgilendirme yükümlülüğünü unutmuş görünüyorlar. Bunlardan az çok halkın haber alma ve gerçekleri öğrenme hakkı adına eleştirisel gazetecilik yapabilen bir grubun ortadan kalkmasını söz konusu bu satışla. İster istemez bu satışla işsiz kalacak arkadaşlarımızın da olacağını düşünüyoruz. İşsiz kalacak meslektaşlarımızdan kaçı iş bulabilir? Konu netleştiğinde tekrar görüşümüzü paylaşacağız.”
Türkiye Gazeteciler Sendikası Genel Başkanı Gökhan Durmuş: “Doğan Grubu’nun satılması Türkiye’de merkez medyanın varlığının da sona ermesi anlamına gelmektedir. Türkiye’de medyanın bugünden itibaren tamamen tek sesli hale geleceği aşikardır. Yandaşlaşma operasyonu Doğan grubunun da el değiştirmesiyle birlikte tamamlanmıştır. Eğer bu satışın arkasında AKP iktidarı varsa onlar açısından da kendilerine oy vermeyen yüzde 50’lik halkı gözden çıkardığı görülmelidir. Bir muhaliflikten bahsedemesek de hala haber veren yaygın bir medya kuruluşu daha ortadan kalkmış bulunmaktadır. Türkiye’de habere ulaşmak artık daha da zorlaşacaktır. Bu aynı zamanda basın özgürlüğü konusunda Türkiye’nin geriye gidişini hızlandıracaktır. Bu satışın ardından tenkisatlarda gündeme gelecek ve işsiz gazeteci sayısı artacaktır. Bu süreçte gazeteciler daha az zarar görmek için kendi aralarındaki dayanışmayı arttırmak zorundadırlar.”
DİSK Basın İş: Türkiye gazetecilik tarihinde dönüm noktalarından birin Aydın Doğan’ın sektöre girmesidir. 1979’da Milliyet gazetesini alarak sektöre giren Aydın Doğan, Türkiye’nin en büyük medya patronu oldu. Doğan grubunun el değiştirmesi ise Türkiye açısından dönüm noktalarından biri oldu. Bu satışın arkasındaki güç aslında Demirören ya da başka bir sermaye grubu değil bize göre. Bu değişikliğin gerçek aktörü, 2019 seçimi öncesi medyada tek sesi sağlamak isteyen iktidardır. Milliyet ve Vatan gazetelerinden iktidarın hoşlanmadığı tüm gazetecileri kovan Demirören’in Cumhurbaşkanı Erdoğan ile ağlayarak yaptığı telefon konuşmaları hala hafızalardadır. Üzerindeki baskıdan yılan ‘Nereden girdim bu işe’ diye ağlayan medya Demirören, artık Türkiye’nin en büyük medya patronu. İktidar artık ‘Alo Fatih’ hattı kurmadan neredeyse tüm medyanın sahibi durumda. Artık Cumhuriyet, Birgün, Evrensel, Tele1, sendika. org gibi yayın organları dünden çok daha değerli durumda. Halk haber alma hakkına ve gerçekleri kamuoyuna duyurmak için olağanüstü çaba gösteren bu yayın organlarına daha çok sahip çıkmalı. Bu satış ile birlikte çok sayıda meslektaşımızın işsiz kalacağını bilmek bir kehanet değil. Tüm baskıları dayanışma ile aşacağız.”
Erdoğan Demirören ve ailesinin çoğunlukla madencilik, enerji ve inşaat sektörlerinden gelen servetinin 1-1,5 milyar dolar civarında olduğu tahmin ediliyor. Erdoğan Demirören, Milliyet ve Vatan gazetelerini yayınlayan şirketin çoğunluk hisselerini elinde bulunduran Demirören Holding A.Ş.’nin en büyük hissedarı konumunda.
Milliyet Gazetesi’nde manşete taşınan ‘İmralı Zabıtları’ başlıklı haberinin ardından dönemin Başbakanı Erdoğan, mitinglerde ve açılışlarda ‘batsız sizin gazeteciliğiniz’ sözleriyle azarlamıştı. Mayıs 201’’deki dönemin başbakanı Erdoğan ile Milliyet’in sahibi Erdoğan Demirören arasındaki diyalog kamuoyuna yansımıştı. Bu görüşmelerde, dönemin başbakanının, işadamı Demirören’i bir haber sebebiyle “azarladığı,” bu haberi yapanların işine son verilmesini istediği ve sonuç olarak işadamı Demirören’in ağladığı duyuldu.Konuşmada Erdoğan, haberi yapan muhabir ve dönemin Milliyet genel yayın yönetmenine hakaret etmiş, Vatan ve Milliyet’ten kimseyi Başbakanlık uçağına almayacağını söylemişti. Görüşmede Demirören, Erdoğan’la görüşmesinin sonlarına doğru ise ‘nasıl girdim bu işe ya, kim için’ diyerek ağlamaya başlamıştı. Erdoğan Demirören’in telefon konuşmasının ardından “Hayatında hiç kimsenin kendisine bu kadar ağır laf etmediğini, telefonu kapattıktan sonra ağladığını” söylediği öne sürülmüştü.
Aydın Doğan, iş hayatının ilk yıllarında lastik, bisiklet, radyo, ticari araç, iş ve inşaat makineleri tüccarlığı, nakliyecilik ve müteahhitlik yaptı. 1970 yılına kadar da zahirecilik ve ecza depoculuğu ile uğraştı, 1974’ten sonra da İstanbul Ticaret Odası Meclis ve Yönetim Kurulu Üyeliği’nden sonra Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Yönetim Kurulu Üyeliği’nde bulundu. Aydın Doğan, 1979’da Karacan ailesinden aldığı Milliyet’le basın sektörüne girdi. 1994’te Simavi ailesinden Hürriyet grubunu satın alarak Türkiye’nin en büyük medya grubunun sahibi olan Aydın Doğan, yaklaşık 40 yıldır kesintisiz olarak medya sektöründeydi. Doğan, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın liderliğindeki AKP’nin 3 Kasım 2002 seçimlerinde iktidara gelmesinin ardından iş hayatında en sıkıntılı dönemini yaşadı. Doğan Grubu, Nisan 2011’de Milliyet ve Vatan’ı, internet siteleri dâhil bütün haklarıyla toplam 74 milyon dolara Demirören-Karacan ortaklığına satmıştı
-Haber Ajansı : Doğan Haber Ajansı (DHA)
-Televizyon: Kanal D, CNN Türk, Tv2, Dream TV, Dream Türk
-Gazeteler : Hürriyet, Posta, Fanatik, Hürriyet Daily News, TME
-Haber Portalları : hurriyet. com.tr, posta.com. tr, fanatik.com.tr, hurriyetdailynews. com
-Dergiler : Doğan Burda Yayıncılık (Autoshow, Autoshow Tercih Rehberi, Atlas, Foto Atlas, Atlas Tatil, Atlas İstanbul, Atlas Tarih, Acıbadem Hayat, Beef&Fish, Blue Jean, Head Bang, Bulvar216, Brides, Burda, Burda Büyük Beden, Campus, Capital, Chip, Elle, Elle Man, Diabetic Living, Elle Wedding, Elle Decoration, Elle Shooping Book, Elle Beauty Book, Elele, Bebeğimle Elele, Evim, Evbahçe, Ekonomist, Ceo- Life, Formsante, Pozitif, Hello, Hello Fashion, Hey Girl, Yaz Keyfi, Hotelier, Güncel Hukuk, Haftasonu, İstanbul Shooping Guide, İzmir Guide, Ankara Shopping Guide, İstanbul Life, Best of İstanbul, Lezzet, Şımartan Tatlar, Level, Maison Française, Maison Française Banyo Mutfak, Maison Française Emlak Yaşam ve Mimarlık, Maison Française Celebrity Homes, Medicana, Pedal, PC Net, Popular Science, Sağlıkla Randevu, Start Up, Tempo, The Rake, Dolce Vita, Tempo Astroloji, Tempo Sanat, The Economist Tempo, Tempo Travel, Yacht Türkiye, Revolution, Tekstil İşveren), Doğan Egmont, Doğan Kitapçılık n Radyo Yayıncılı ğı: Radyo D, Slow Türk, CNN Türk Radyo, radyonom. com
-Online reklam ve e-pazarlama: Medya- Net, www.arabam.com, www.hurriyetemlak. com, www.hurriyetoto. com, www.yenibiris.com, www.ekolay.net, www. yakala.co, hurriyetaile. com, mahmure.com, bigpara. com
-Basım , Dağıtım ve Dış Ticaret : Doğan Dağıtım, Doğan Printing Center, Doğan Media International, Doğan Dış Ticaret
-Dijital TV Platformu : D-Smart, Blu TV
-Avrupa Faaliyetleri : Kanal D Romanya, Euro D