Tutuklu yargılandığı davanın duruşmasında savunma yapan eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, 24 Haziran seçimleriyle ilgili, Ben büyük hilesi, benim içeride tutulmamdır. Ben dışarıda olsaydım sonuçlar farklı olacaktı" dedi. Mahkeme heyetine seslenen Demirtaş, "Beni serbest bırakıp seçim akşamı yine tutuklayabilirdiniz" ifadesini kullandı.
Edirne F Tipi Cezaevi'nde 4 Kasım 2016'dan bu yana tutuklu bulunan Demirtaş 'ın tutuklu yargılandığı davanın duruşması Ankara'da başladı. Demirtaş bir önceki duruşma mazeret bildirerek katılmamıştı.
Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmaya Demirtaş, SEGBİS yöntemiyle katıldı. SEGBİS ile savunma yapmak zorundayım diyen Demirtaş, şu ifadeleri kullandı:
"Ankara'ya gidiş gelişlerimiz 24 saat sürebiliyor. Bu tür bir seyahate sağlık durumum uygun olmadığı için, duruşmaya mecburen SEGBİS ile çıkmayı kabul ettim. Kayda geçsin diye belirtiyorum."
Gazete Duvar'ın aktardığı habere göre Demirtaş savunmasına 24 Haziran seçimleriyle devam etti. Demirtaş, "24 Haziran seçimleri, yargılandığım bu dava üzerinde çok büyük bir algı operasyonun yapıldığı, yargı sürecine açık bir müdahalenin gerçekleştiği bir kampanya şeklinde geçti. Bunu, bütün delilleriyle dosyaya sunacağız. 24 Haziran seçimlerinde, anlatmama gerek bile olmayacak şekilde siz mahkeme heyetinin önünde algı operasyonları yapıldı. Cumhurbaşkanı ve Başbakan bazen günde 3 defa, bazen 5 defa beni suçlu ilan ettiler. Siz mahkeme heyetinin göreceği, duyacağı şekilde. Partim beni Cumhurbaşkanı adayı gösterdi, avukatlarım da tahliye başvurusunda bulundu. İkiye karşı bir oyla tutuklu kalmama kararı verdiniz. Siz beni serbest bırakıp seçim akşamı yine tutuklayabilirdiniz. Kaçacak halim yoktu. Cumhurbaşkanı adayı olarak partimi, halkın umutlarını bırakıp kaçacak değilim" dedi.
Demirtaş sözlerine şöyle devam etti:
"Kaçacak olsaydım defalarca fırsatım oldu, kaçmadım. Tutuklanacağımı bile bile yurt dışından geldim. Ama siz [mahkeme heyeti], bir Cumhurbaşkanı adayının içeride kalması kararını verdiniz. Bir aday —mevcut Cumhurbaşkanı- devletin bütün olanaklarını kullanarak kampanya yürütürken, her gün 3-5 miting yaparken ben içeride tweet atmak zorunda kaldım. Bunun nedeni mahkeme heyetidir. Her ne kadar yargı üzerinde ağır baskı olduğunu bilsem de mahkemenizin, yargının onurunu ve milletin iradesini koruyacak bir tutum sergileyeceğine inanmıştım ama maalesef tutukluğumun devamına karar verdiniz.
Avukatlarım, Anayasa Mahkemesi'ne (AYM) başvuru yaptı. AYM, seçimlerin üzerinden 4 ay geçmiş olmasına rağmen halen başvurumu ele almış değil. Durum bu kadar vahim, bu kadar içler acısı. Seçim oldu bitti, AYM benim dosyamı incelemeye bile almadı.
Halkı savundum, ezilenleri savundum. Bazı muhalefet partileri ekonomik kriz aniden gelmiş diye düşünüyorlar, hayır. Ekonomik kriz bağırıyordu. Şimdi muhalefet partileri 'Aynı gemideyiz' diyorlar. Ben de Cumhurbaşkanı adayıydım. Aynı gemide değilim ben. Ben ezilenlerin, yoksulların gemisindeyim. Ben talancıların, rüşvetçilerin gemisinde değilim. Aynı gemide değiliz. Asıl bu ülkenin rantçıları başka bir gemidedir ve lükstür onların gemisi. Onlar batmayacaklar. O nedenle aynı gemide değiliz.
Bunları anlatabilseydim 24 Haziran seçimlerinin sonucu farklı olurdu. Seçimin en büyük hilesi, benim içeride tutulmamdır. Ben dışarıda olsaydım sonuçlar farklı olacaktı."
"Terör örgütü kurma ve yönetme", "Örgüt propagandası" ve "Suç ve suçluyu övme" iddialarıyla suçlanan Demirtaş, 142 yıla varan hapis cezası istemiyle yargılanıyor. Diyarbakır'da açılan dava, güvenlik gerekçesiyle Ankara 19'uncu Ağır Ceza Mahkemesi'ne alınmıştı. Demirtaş hakkında son 1 yılda 33 dava açıldı. Demirtaş'ın yarın Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davası, daha önce kendisi hakkında hazırlanan ve dokunulmazlığının kaldırılması için TBMM'ye gönderilen 31 fezlekenin toplamından oluşuyor.