HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, en az 102 kişinin hayatını kaybettiği Ankara katliamıyla ilgili olarak “Türkiye’yi bir iç savaşa doğru götürmek hedefleniyor. Ancak biz AKP’liler gibi davranmayıp iç savaşa izin vermiyoruz" diyor.
Demirtaş, Meclis’te bir grup gazeteciye Ankara katliamıyla ilgili çarpıcı açıklamlar yaptı. Cumhuriyet'ten Mahmut Lıcalı'nın haberine göre, Demirtaş’ın açıklamaları özetle şöyle:
Barış mitingini düzenleyici kurul son dakikada “siyasetçiler konuşmasın” deyince biz de saygı duyduk. Konuşma olsaydı ben, Kemal (Kılıçdaroğlu) Bey, diğer siyasi parti başkanları hep beraber sahneden selamlama yapacaktık. Ama herkesin programı uygun değildi. Gelseydim toplanma yerinde değil Sıhhiye’de olurdum.
Katliamı devlet yaptı dediğim için nasıl devlet dersin diyorlar... Ben 1999 yılından beri avukatlık yapıyorum. 8-9 yıldır da siyasetçiyim. Adana, Mersin teşkilatlarımız bombalandı, Diyarbakır mitinginde bombalı saldırı yapıldı, Suruç oldu... Devletin bu durumlarda nasıl davrandığını çok iyi biliyorum. Hepsinde devlet refleksini gördük. Devlet bizi terörist olarak görüyor, bize karşı öyle bir mücadele ediyor ki; bunun milyonda birini IŞİD’e yapsa anlarım.
Cumhurbaşkanı ve Başbakan söylemleriyle bizi hedef gösterir, hiç kimseye talimat vermesine gerek kalmaz. Devletin alt birimleri bu mesajı alırlar. Olası bir saldırı ihtimali varsa altta görev yapan istihbaratçı, güvenlik gücü yukarıdan gelen siyasi mesaja göre hareket eder. Bizzahati bu işi örgütleyen MİT, istihbarat veya emniyet elemanları vardır. Sürekli bilgi alırlar. Bunları yönlendirirler; şurası bombalanacak diye. Mekanizma böyle işler. Ben buna devlet diyorum, yoksa Cumhurbaşkanı ve Başbakan oturdu şurayı bombalayın diye karar aldı değil.
HDP Türkiye’de birleştirici role soyundu. Alevi, Sünni, Hıristiyan ilk defa HDP’de bir araya geldi. Bunu devletin kendisi tehlike olarak görüyor. Bizimle birlikte hareket etmek isteyenleri korkutmak istiyorlar. İkincisi, seçim sürecindeyiz ve HDP gibi bir partinin oylarını ciddi oranda artırması devlet açısından bir tehdit olarak görülüyor. Bu nedenle bir devlet aklı bu saldırılarda devreye giriyor.
Saldırıların HDP’ye yaradığı iddiası yanlış. İddia ediyorum 7 Haziran öncesi anketlerin hepsini takip ettim ve bizim de araştırmalarımız vardı. Diyarbakır saldırısı bize oy getirmemiştir. Bir çok insanda kaygı yaratmıştır. Ankara da aynı şekilde... Biz kendimizi şiddetten uzak tuttukça ısrarla bizi kan, gözyaşı, ölümle aynı gösteren ve bizden kaynaklıymış gibi bir algı yaratılıyor.
Sayın Bahçeli’nin bu kadar kapalı durmasını doğru bulmuyorum. Fikirlerimiz, dünya görüşlerimiz birbiriyle hiç uyuşmayabilir, uyuşmak da zorunda değil. Ama bu ülkede kan duracaksa - ki durmalı - Sayın Bahçeli’nin bunda katkısı olur. Bu katkıyı esirgememesi lazım.
Türkiye’yi bir iç savaşa doğru götürmek hedefleniyor. Şok acı karşısında iç savaş tetiklensin istiyorlar. Ancak biz inanılmaz bir denge yakaladık HDP ve Türkiye’de barış isteyen demokrasi çevreleri olarak. Saldırı ne kadar ağır olursa olsun, iç savaşa izin vermiyoruz. Dengeyi biz sağlıyoruz. Bunun olmamasına bizim duruşumuz vesile oluyor. İyi ki de öyle oluyor. Onlar gibi davransark, AKP’nin yönetim ve usulu, tarzı gibi demeçler versek kesinlikle iç savaş çıkar.
Herkes dikkatli olmalı. Ancak korku havası ile olmamalı. IŞİD, Suriye ve Türkiye’de tümüyle AKP’nin kontrolündedir demiyorum. Türkiye’de AKP’nin kontrol edemediği bir IŞİD gerçeği var. Allah korusun, AKP’ye bile saldırırlar.
PKK’nin tek taraflı ateşkes ilanından sonra, operasyonlar arttı. ‘Aman ölümler durmasın’ diye uğraşıyorlar. Toplum bu travmayı kesintisiz yaşasın istiyorlar. AKP, kan ve gözyaşıyla siyaseti dizayn etmek istiyor. Hükümet ölümler durmasın diye operasyonları durdurmuyor.