HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Ankara'da 29 kişinin hayatını kaybettiği saldırıyı gerçekleştiren Abdulbaki Sömer için Van'da kurulan taziye çadırını ziyaret eden HDP Van Milletvekili Tuğba Hezer'le ilgili tartışmaya ilişkin olarak, kendisiyle konuştuğunu ve "Ben olsaydım öyle bir ortamda gitmezdim" dediğini aktardı.
“Seçim bölgesinde ve tanıdığı bir aile. Taziye ziyaretinden çok onların çocuğu mu, değil mi, aileyi ziyaret ediyor" diyen Demirtaş, "Vekillerimizin genel hassasiyete karşı dikkatli davranmalarını kendilerine rica ettim. Hükümetin psikolojik savaş argümanı olarak kullanması çok çirkindir" ifadesini kullandı.
HDP grup toplantısının ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Demirtaş'ın açıklamalarından satır başları şöyle:
“Anayasanın tek maddesini değiştirelim. Bütün dokunulmazlıklar sınırlanacak. Vekil sadece Yargıtay’da yargılayacaklar. Hem özünü korumak istiyoruz dokunulmazlığın hem de sınırsız dokunulmazlıkla vekiller zırh verilmesini engelliyoruz. Koyduğumuz samimi bir teklif. Kendilerinden korktuklarından hiç şüphemiz yok ama onlara karşı haksızlık yapacağını düşündüğü yargı bize neler yapmaz ki. Yapıyor da şu anda. Başbakan’ın güvenmediği bir yargıya biz güvenmek zorunda mıyız? Çakallar sofrasına atmasına izin verebilir miyiz? CHP’nin dikkatli olması lazım. Bu bir tuzaktır. Muhalefet zaten bedel ödüyor. Burada yargılanmaktan kaçan iktidar vekilleridir. Asıl zıhtan faydalanan o. Bu başkanlığa giden yolda parlamentoyu dizayn eden girişimdir. Hiç öyle kılıfa büründürmeye çalışmasınlar. Bu seçimde başaramadıklarını seçim dışı yöntemlerle hayata geçirme girişimidir. CHP’nin bu konuda dikkatli olması gerektiğini söylüyoruz.”
“AKP böyle bir oylamada vereceği fireyi göze almalıdır. Bakarsınız AKP de bu ahlaksızlığa karşı çıkacak vekil olur. Yok, Karma Komisyon’da bizim vekillerin dosyalarını kaldırmayı düşünüyorlarsa kıyameti koparırız. Öyle kolay değil, sadece ilk 3 vekili getirip oradan. Hepsinin tek tek ele alınması için gerekeni yaparız. Kendilerinin de dosyasını görüşeceğiz. Bahçeli’nin de dosyasını görüşeceğiz. Ne özelliği var; Gökten zembille mi inmiş. Biz siyasetçiyiz. İçeri de dışarıda da aynı ilkeler doğrultusunda mücadele etmeye devam ederiz. Grubumuzun yarısı hayatının yarısını cezaevinde geçirmiş insanlar. Cezaevi bizim ikinci evimizi korkacak tırsacak halimiz yok. Haftalık grup toplantıların orda yaparız.
“Tek parti tarafından sunulacak Anayasa teklifi anayasa teklifi değildir. Sayıları yetse bile toplumsal sözleşme yapılamaz. Hatadır. Anayasa olamaz dayatma, zorba kanunun olur. Saray kanunu olur ama anayasa olamaz. Biz parlamento içinde ve dışında asla desteklemeyiz. AKP’nin keyfine göre hazırladığı bir yasaya anayasa deyip katılamayız. Bizimle uzlaşılmadan yapılacak bir anayasaya, anayasa ismi veremeyecektir. Dayatmayla parlamentodan geçirseler bile referandumdan geçirmeyi başaramazlar. Bu toplum buna ‘evet’ diyecek kadar koyunlaşmış bir toplum değil.
“Referandum, AKP’nin Anayasaya veya yeni anayasaya ‘evet hayır’ değil; ‘diktatörlük mü, demokrasi mi’ oylaması olacak. Kampanya bu şekilde yürüyecek. Durum iyi görünmüyor. Türkiye toplumunun diktatörlüğü evet diyecek kadar aklını yitirdiğini düşünmüyorum ben. Referandumu kaybedecekler.
“Başbakan Sur’u kendilerinin yıktığını kabul etmeli. Doğrudan kendisinin emri ile Cizre’de Sur’da da yıkım yapıldı. Barikattakiler o yıkımı yapmadılar. Kirli propaganda malzemesi yapmaktan vazgeçsinler. Bundan dolayı bir özür borçlular. Sur’dan dolayı yıkımdan dolayı sivil halktan özür dilemesi lazım. Normal meşru sonuç değil bu. Bir ülke yönetimi kendi yurttaşlarına sivil yerleşim yerlerine tank ve ağır silahlarla operasyon yapıyorsa bu savaş suçudur. Bunu bir asimilasyon ve tekleştirme fırsatçılığına dönüştürmeye çalışması da pişkinliktir resmen.
“30’a yakın devlet hüküm sürmüş ve onların izleri vardır Sur’da. Şimdi sen oraya sadece Türk-Sunni kimliğiyle yeni bir inşa ve anlayışıyla yaklaşırsan bunun adı faşizmdir. Hiçbir faşist anlayış Sur’u bu şekilde inşa etmeyi başaramaz. Bu konuda Büyükşehir Belediyesi tarafından hazırlanmış bir imar planı zaten var. UNESCO tarafından hazırlanmış ve onaylanmış bir plan var. Yoksa Sur inşa edilmesin demiyoruz. O planı değiştirmeden hakları da yok zaten SİT alanıdır ve UNESCO bu şekilde destekleme kararı almıştır. Diyarbakır’ın bazı AKP’li vekilleri Sur’daki ihaleleri yüzde 10’luk kar payı dolaştırılarak yapılıyormuş. Benim adım söylenerek yapılıyormuş. Bu milletvekilinin bir ihale almaya çalışıldığının danışmanlarımızdan biri tanık olmuş. Uçak beklerken buna tanık olmuş. İhale pazarlığı yapılırken. Oradan rant zengin olma hayalleri kuranlar avuçlarını yalayacaklar. Diyarbakır halkının öfkesinden korksunlar. İnsanlar katledikten sonra zengin olmayı hayal edenler halkın öfkesi ile karşılacaklar.
“Kendisiyle konuştum ağır saldırı yönelttiler ona. En genç arkadaşımız. Siyaseten fazla deneyimi yok ama çok vicdani. Aramızda en fazla etkilenen belki o. Kendisine şunu söyledim; ben olsaydım öyle bir ortamda gitmezdim. Art niyetle yapmadığına şüphem yok.
“Seçim bölgesinde ve tanıdığı bir aile. Taziye ziyaretinden çok onların çocuğu mu, değil mi, aileyi ziyaret ediyor. Bir anda psikolojik kampanya başlıyor. Toplum buna tepki göstermek eleştirmek hakkına sahiptir, bütün bu kaygıları burada ortaya çıkan korkuları anlamak zorundayız. Vekillerimizin genel hassasiyete karşı dikkatli davranmalarını kendilerine rica ettim. Hükümetin psikolojik savaş argümanı olarak kullanması çok çirkindir.
“Bizim de elimizde yüzde yüz veri yok. TAK diye bir örgüt üstleniyor. Daha önce de bu örgütün eylemleri sonrası net tavır koyduğumuzu hatırlıyorum. Sivilleri hedef alan terör eylemlerin kabul etmek, meşru görmek mümkün değil. Hem tehditlerini hem saldırılarını durdurmalı. Asla kabul etmiyoruz. Sivil insanları doğrudan hedef alan hiçbir eylem meşru olamaz.”