Demirtaş: Halk, Öcalan özgür olmadan barışın gelmeyeceğini anladı

Demirtaş: Halk, Öcalan özgür olmadan barışın gelmeyeceğini anladı

BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, "Halk Sayın Öcalan özgür olmadan çözüm olmayacağını, barışın gerçekleşmesinin kolay ve mümkün olmayacağını görüyor. O nedenle Sayın Öcalan'ın arkasında. Bundan sonra bu kararlılıkla öncelikli gündem olarak Sayın Öcalan'ın özgürlüğünü gündemin birinci maddesine alarak çalışmalarını da direnişini de sürdürecektir" dedi. BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Diyarbakır'da yaşananların devlet terörü olduğunu söyledi.

Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) tarafından Diyarbakır'da yapılması planlanan mitinge izin verilmemesi ve ardından meydana gelen olayları protesto etmek için yapılan oturma eylem basın açıklamasıyla sona erdi.

Yenişehir ilçesindeki Sümerpark'ta dün akşam üzeri toplanan BDP milletvekilleri, belediye başkanları ve partililer, dün yapılması planlanan ancak valilik tarafından izin verilmeyen miting nedeniyle meydana gelen olayları protesto etmek için oturma eylemi başlatmıştı.

Oturma eylemi, BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın yaptığı basın açıklamasının ardından sona erdi. Partililer olaysız bir şekilde dağıldı.

İstasyon Meydanı'nda yapılması planlanan basın açıklaması, çevredeki okullarda sınav olması nedeniyle Sümerpark içinde yapıldı.

PKK lideri Abdullah Öcalan lehine sloganların atıldığı basın açıklamasında konuşan BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, dün yaşananların devlet terörü olduğunu ileri sürerek, "Dün devletin burada çıplak zorundan, copundan, panzerinden başka hiçbir şeyi yoktu. Elinde sadece panzeri, copu, şiddeti kalan bir devlet meşruiyetini yitirmiştir. Uzun süredir burada, Kürdistan'da AKP rejimi meşruiyetini yitirmiştir. Zorla, baskıyla, şiddetle, devlet terörüyle ancak ayakta durabiliyorlar. Bütün bu faşizan uygulamalara karşı halkın kararlı duruşu vardır. Kürt halkı 24 saattir alanlarda 'Sayın Öcalan özgür olmalı' diyor. Devlet ısrarla bu talebin ortaya çıkmaması için 24 saattir sokak sokak faşizm uyguluyor. Halkın bu direnişi AKP'nin bütün çabalarını boşa çıkardı. Halk Sayın Öcalan özgür olmadan çözüm olmayacağını, barışın gerçekleşmesinin kolay ve mümkün olmayacağını görüyor. O nedenle Sayın Öcalan'ın arkasında. Bundan sonra bu kararlılıkla öncelikli gündem olarak Sayın Öcalan'ın özgürlüğünü gündemin birinci maddesine alarak çalışmalarını da direnişini de sürdürecektir" dedi.

"AKP faşizmi temsil ediyor"

Hükümetin bütün bu olup bitenlerden ders çıkarması gerektiğini belirten BDP lideri Demirtaş, "Eğer zerre kadar halkın iradesine saygıları kalmışsa, ya da en azından halka saygı duymuyorlarsa kendi siyasi istikballerini düşünüyorlarsa, halkın iradesini dikkate almak zorundalar. Çünkü bu halk zorbalıkla durdurulabilecek bir halk değil. Bu halkı durduracak tek şey taleplerinin gerçekleşmesidir. AKP faşizan düzeni bu topralarda meşruiyetini yitirmiş durumda. Bu meşruiyeti sağlamasının imkanı da yoktur. AKP ağzıyla kuş tutsa bu topraklarda artık faşizmi temsil ediyor. Başka bir temsiliyet gücü yoktur.

Bütün AKP'de olanlarda olup biteni bir kez daha düşünmelidir. Nerede yer aldığını, hangi faşizan düzene hizmet ettiğini bütün AKP'liler görmelidir. Vicdanlı olan herkes artık o anonim şirketi terk etmelidir. O rant, çıkar, zulüm partisini terk etmelidir. Halkının yanında yer almalıdır"diye konuştu. Hukuk dışı uygulamalara halkın kendisinin müdahale ettiğini belirten Demirtaş, "AKP'nin polisleri her yerde zorbalık uygulamışlardır. İşkenceye varan uygulamalar yapmışlardır. Düşmanca saldırarak ulaşabildikleri herkese işkence yapmışlardır. Diyarbakır sokakları halen gaz kokuyor.

Helikopterlerden, yerden, her taraftan bütün şehir ablukaya alınmış ve zulme tabi tutulmuştur. Böyle bir iktidarın artık çözüm getiremeyeceği herkes tarafından anlaşılmıştır. Bu saatten sonra AKP'ye karşı direniş dışında çözüm arayışının mümkün olmadığını herkes görmüştür. Biz çözümden yana elimizi uzattıkça o ellere cop vuruluyorsa o elin sahipleri de direnmesini bilirler. AKP'nin karşısında diz çökmeden, geri adım atmadan dik durarak çözümü gerçekleştirebiliriz. Bunun başka yolunun olmadığı dün daha iyi ortaya çıkmıştır. Faşizm ne kadar büyürse büyüsün zalim kendi zulmünde boğulacaktır. Bundan sonra zulmün olduğu yerde halk aynı ruhla direnecektir. Sayın Öcalan özgür kalana kadar bu direniş ruhuyla mücadelemizi sürdüreceğiz"dedi.

Aysel Tuğluk: "Direnişe devam"

DTK Genel Başkan yardımcısı Aysel Tuğluk ise, devletin tankıyla topuyla dün halka karşı savaş ilan ettiğini, bundan sonra direnişe devam edeceklerini, çünkü kendilerine başka bir yol bırakılmadığını söyledi.

Tuğluk, "AKP iktidarı Kürt halkına imha ve inkar politikaları ile diz çöktürmeye çalıştırıyor. Bu halk AKP'nin bu dayatmalarına karşı diz çökmeyecektir. Sayın Öcalan 354 gündür avukatları ve ailesiyle görüştürülmüyor. 354 gündür gemi bozuk, tamirde, hava muhalefeti diyerek bu görüşmeyi engelliyorlar. Düşünün ki bir devlet acizliğe düşüp yalan söylüyor. Bir devlet İmralı'da evrensel hukuk ilkelerini, insan haklarını tanımıyor. Açıkça yalan söylüyorlar. Bütün bunlar AKP iktidarının imhacı ve inkarcı politikalarının bir sonucu olarak gerçekleşiyor.

Sayın Öcalan sıradan bir kişi ve tutsak değildir. Sayın Öcalan milyonlarca insanın irademdir dediği bir siyasi önderdir. Son Kürt isyanının lideridir. Sayın Öcalan bu topraklarda barışın ve birlikte yaşamanın güvencesidir. Siz Sayın Öcalan'ı tutsak ederek barışı tutsak ediyorsunuz. Siz orada tecriti geliştirerek çözümü tutsak ediyorsunuz. Kürt halkın diz çökürmek için yapıyorsunuz. Sayın Erdoğan'ın şunu bilmesini istiyoruz. Bu çabalarınız diz çöktirmek içinse Kürt halkı diz çökmeyecektir. Bu ülkenin Başbakan'ı gidip Suriye'de, Libya'da, Mısır'da demokrat kesiliyor. Ama söz konusu Kürtler olunca tam bir faşizm maskesi takılıyor. Tam bir iki yüzlü politika izleniyor. Suriye'de, Mısır'da, Libya'da demokrat, Kürtlere gelince faşist ve zalim"diye konuştu.

Tuğluk, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Bugüne kadar herseyi bedel ödeyerek kazandık. Bundan sonra AKP'ye karşı demokrasi mücadelesini bedelini ödeyerek gerçekleştireceğiz. Bir kez daha AKP iktidarını uyarıyoruz. Bu gidişat iyi bir gidişat değildir. Bu halkın tahammülü daha fazla zorlanmamalı. Bu halkın tahammülünün bir yere kadar olduğu unutulmamalıdır. Bunun için yol yakınken bu politikalarınızdan vazgeçin. Sayın Öcalan üzerindeki tecrit politiklasını kaldırın. O bozuk dediğiniz gemiyi çalıştırın. Sayın Öcalan'ın barışa katkı sunacağı koşulları bir an önce yaratın. Nihayetınde Sayın Öcalan'ın özgürlüğüne giden süreci başlatın. Başka türlü bir barış yolu yoktur. Halkımız yalnız değildir. Halkımıza dayatılan bu inkar ve imha politikalarına karşı bütün Kürdistanlıları ve tüm dostlarımızı, kardeş halklarımızı bu ırkçı zihniyete karşı ortak mücadele cephesi yaratmaya çağırıyoruz. Halkımız şunu çok iyi bilsin ki; bu yolun sonu özgürlüktür. Kazanan halkımız olacaktır."

Basın açıklamasından sonra BDP'liler olaysız bir şekilde dağıldı.