Eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, AKP'nin anayasa değişikliği teklifi kapsamında HDP'yi ziyaret etmesinin ardından başlayan tartışmalara ilişkin olarak, "HDP ile görüşmeyi kendine zul sayıp antidemokratik tutumunda ısrar eden muhalefetin gönlü hoş olsun diye HDP’liler siyasetin kapılarına kilit mi vursaydılar" değerlendirmesini yaptı. Muhalefeti eleştiren Demirtaş, "Muhalefet, bu görüşmeden kendine pay çıkarıp meşru siyasetin temsilcisi HDP ile hızlı bir görüşme trafiği başlatacağına, bunu AKP’yi yıpratma ve üstü kapalı şekilde yine HDP’yi kriminalize etme furyasına dönüştürmeyi tercih etti" düşüncesini dile getirdi.
Demirtaş, Artı Gerçek'te kaleme aldığı yazıda, "36 (otuz altı) taksitle banka kredisiyle kaban!750 (yedi yüz elli) milyon dolara banka kredisiyle havuz medyası! Kemerköy’deki Demirören arazisinin Ziraat Bankasına devri sonrasında yeşil alanların talanına başlanması üzerine bir peşkeş skandalı tekrar gündeme gelirken aynı haberlerin altında, yoksullar için 36 ay taksitle kaban haberi de vardı. Bir alttaki haberde ise savaşa ve kimyasal silah iddialarına karşı yapılan protesto yürüyüşleri ve gözaltılar... En altta ise Züppeli Hoca’nın bir ticaret odası seçimine açıktan müdahalesi. Türkiye’nin gerçek ve acı fotoğrafı buyken herkes işi gücü bırakmış HDP-AKP fotoğrafı üzerine spekülatif tartışmalar yapıyor. Ne olacaktı ya!" ifadesini kullandı.
Demirtaş şunları kaydetti:
“HDP’nin olduğu masada biz asla olmayız” diyerek HDP ile görüşmeyi kendine zul sayıp antidemokratik tutumunda ısrar eden muhalefetin gönlü hoş olsun diye HDP’liler siyasetin kapılarına kilit mi vursaydılar
Tabii ki bu görüşmeye aşırı anlam yüklemeye, öküzün altında buzağı aramaya gerek yok. Ancak tüm baskı, zulüm, sindirme politikalarına rağmen dimdik ayakta kalmayı başarmış HDP’yi hiç kimse yok sayamaz. Bunu yıllardır tüm HDP’liler, anlata anlata dilimizde tüy bitti.
Muhalefet, bu görüşmeden kendine pay çıkarıp meşru siyasetin temsilcisi HDP ile hızlı bir görüşme trafiği başlatacağına, bunu AKP’yi yıpratma ve üstü kapalı şekilde yine HDP’yi kriminalize etme furyasına dönüştürmeyi tercih etti. Gerçekten akıl alır gibi değil.
Beyefendiler, hanımefendiler! Memlekette 36 ay taksitle kaban satılıyor, kaban!
Toplumun yüzde 70’i yoksulluk sınırının altında. Emekçiler kan ağlıyor, çiftçi ile esnaf inim inim inliyor, siz halen HDP ile görüşülür mü görüşülmez mi tartışması yürütüyorsunuz!
HDP tabanı dahil olmak üzere emekçi, yoksul halkın tamamı, değil 36 ay, 136 ay taksitle bile kaban alabilecek durumda değil.
Öte tarafta yatından, lüks villasından, cipinden, sarayından memnun olmayıp onları yenisiyle değiştiren bir avuç sömürgen varken lütfen boş boş tartışmayı bırakın ve yoksulluğu, açlığı, savaşı umutsuzluğu bitirecek gerçekçi bir programı oluşturmak ve bunu çok berrak ve sade bir şekilde açıklamak üzere bir araya gelin.
HDP, çözüm için diyaloğa açık olduğunu gösterdi. Bunu görmek istemeyenler, ortaya çıkacak sonucun sorumlusu olurlar.
En kötü şartlarda kaban 36 taksitle olur ama demokrasi taksitle olmaz.
Ya hep ya hiç. Ya tam demokrasi ya tam faşizm.
HDP’nin tercihi belli, geri kalanlar kararlarını versinler artık.