HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’la ilgili savcılıklar tarafından TBMM’ye gönderilen dokunulmazlık fezlekelerin içeriği ortaya çıktı. Demirtaş'ın, “Cumhurbaşkanı olmadan önce, Recep Tayyip Erdoğan, ne kadar aktardın sen bu terör örgütüne? Örtülü ödenekten Fethullah Gülen'e gönderdiğin, örgütüne hibe ettiğin paranın haddi hesabı yok” konuşması ile bir başka konuşmasında söylediği “Biz evlatlarımızı Saray'a kurban etmek istemiyoruz" sözleri nedeniyle fezleke hazırlandığı bildirildi. Demirtaş'la ilgili son gelen 4 fezlekeden üçünü TCK’nin ‘Cumhurbaşkanına hakaret’ suçunu düzenleyen 299. maddesi oluşturdu.
Demirtaş hakkında düzenlenen fezleke içerikleri şöyle:
Fezleke 1
Diyarbakır Başsavcılığı
Suç tarihi: 31.07.2016
Hazırlanma Tarihi: 9.03.2017
Suç: Terör Örgütü Propagandası, Suçu ve Suçluyu Övmek
Diyarbakır'da düzenlenen Darbelere Hayır Demokrasi Hemen mitingindeki konuşma üzerine hazırlanmış bir fezleke.
“Çözüm ve müzakere dediğimiz şey, en erdemli yoldur. Her cesaretli siyasetçinin denemesi gereken en erdemli yoldur. Bunun yolunu defalarca haykırdık. Defalarca doğruyu işaret ettik. Sizler Sayın Öcalan'ı İmralı'da bir esir gibi tecrit altında tutmaya devam ettikçe işte bu yol açılmıyor.”
Fezleke 2
Diyarbakır Başsavcılığı
Suç tarihi: 15.08.2016
Hazırlanma Tarihi: 23.02.2017
Suç: Cumhurbaşkanına Hakaret, Suç İşlemeye Alenen Tahrik Etme
Diyarbakır'da;
“Cumhurbaşkanı olmadan önce, Recep Tayyip Erdoğan, ne kadar aktardın sen bu terör örgütüne? Örtülü ödenekten Fethullah Gülen'e gönderdiğin, onun örgütüne hibe ettiğin paranın haddi hesabı yok. Bütçeden harcadığın paranın haddi hesabı yok. Bu ülkede birileri terör örgütüne yardım ve yataklıktan, destekten yargılanacaksa senden başlamak lazım.”
Fezleke 3
Diyarbakır Başsavcılığı
Suç tarihi: 30.06.2016
Hazırlanma Tarihi: 21.02.2017
Suç: Cumhurbaşkanına Hakaret, Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini Alenen Aşağılama
Sayın Demirtaş, 15 Temmuz darbe girişiminden iki hafta önce, Diyarbakır'da kayyum atamalarına karşı yaptığı bir konuşmada şunları söylüyor;
“Daha fazla kan, daha fazla kan. Topraklarımızı kanla sulayalım, yoksa vatan olmaz diyor. Bir ide çıkıp bu kan kimin kanı kardeşim diye sormuyor. Fakir fukaranın çocuğunun kanı. Kim bu gidişattan şikâyetçiyse sesini yükseltsin Karadeniz'de, Trakya'da. Ege'de, İç Anadolu'da eğer buna karşı itirazı varsa insanlar sesini yükseltsin, biz yükseltiyoruz. Savcı şu cümlelerin altını çizmiş, kalınlaştırmış: Bizimle el ele versinler, barış istiyorum desinler. "Biz evlatlarımızı Saray'a kurban etmek istemiyoruz" desinler.”
Fezleke 4
Diyarbakır Başsavcılığı
Suç tarihi: 4.11.2016
Hazırlanma Tarihi: 19.01.2017
Suç: Cumhurbaşkanına Hakaret
Demirtaş'ın 4 Kasım 2016’da gözaltına alındığı gün savcılıktaki sözleri nedeniyle hazırlanmış fezleke;
Demirtaş;
“Milletvekili sıfatıyla karşınızdayım. Benim temsil ettiğim bu kimliğe ve halkın iradesine saygısızlık yapılmasına izin vermem mümkün değildir.”
“Şaibelerle dolu bir siyasi geçmişe sahip olan Erdoğan emretti diye başlatılan bu yargı tiyatrosuna figüran olmayı kabul etmiyorum.”
HDP Sözcüsü Osman Baydemir de bugün düzenlediği basın toplantısında Demirtaş hakkında düzenlenen fezlekelerle ilgili şunları söylemişti:
"2017’ye 72 no’lu fezleke; suçu ve suçluyu övme örgüt propagandası yapma. Diyarbakır’da darbelere hayır mitinginde yaptığı konuşmadan dolayı Meclis’e fezleke gönderilmiş.
Demirtaş şöyle konuşmuş:
'Çözüm ve müzakere dediğimiz şey en erdemli yoldur. Her cesaretli siyasetçinin denemesi gereken en erdemli yoldur. Bunun yolunu defalarca haykırdık. Defalarca doğruyu işaret ettik. Sizler Sayın Öcalan'ı İmralı'da bir esir gibi tecrit altında tutmaya devam ettikçe işte bu yol açılmıyor.'
Bu sözler terör propagandası olarak kodlanmış. Aynen Demirtaş’ın ifade ettiği gibi darbeyi önlemenin ne önemli yolu çatışmasızlık demokrasi ve insan haklarıdır. Bu konuşma suç unsuru oluyorsa Sur’u, Cizre’yi yıkan generaller neden cezaevinde, savaş suçluları niye cezaevinde. Bunu Demirtaş söylediği için mi suç oluyor. Bir Kürt lider darbeciye darbeci dediği için mi suç oluyor?
“Gülen’le olan ilişkini dünya alem biliyor, Demirtaş söyleyince suç”
Bir diğer fezleke; 2017 – 3, Cumhurbaşkanına hakaret. Demirtaş şöyle konuşmuş: “Cumhurbaşkanı olmadan önce, Recep Tayyip Erdoğan, ne kadar aktardın sen bu terör örgütüne? Örtülü ödenekten Fethullah Gülen'e gönderdiğin, onun örgütüne hibe ettiğin paranın haddi hesabı yok. Bütçeden harcadığın paranın haddi hesabı yok. Bu ülkede birileri terör örgütüne yardım ve yataklıktan, destekten yargılanacaksa senden başlamak lazım.”
Suç bunun neresinde? Sen değil miydin ne istediler de vermedik diyen. AKP Genel Başkanı’na sesleniyorum “Paraysa para, arsaysa arsa makamsa makam.” Sen kendin söylemedin mi? Gülen’le 12-13 yıllık ilişkini, ortaklığını dünya alem biliyor. Bir muhalefet liderinin bunu ifade etmesinin neresi suç?
2017-36 no’u fezlekede yer alan ifade:
“Daha fazla kan, daha fazla kan. Topraklarımızı kanla sulayalım, yoksa vatan olmaz diyor. Biri de çıkıp bu kan kimin kanı kardeşim diye sormuyor. Fakir fukaranın çocuğunun kanı. Kim bu gidişattan şikayetçiyse sesini yükseltsin Karadeniz'de, Trakya'da. Ege'de, İç Anadolu'da eğer buna karşı itirazı varsa insanlar sesini yükseltsin, biz yükseltiyoruz. Bizimle el ele versinler, barış istiyorum desinler. 'Biz evlatlarımızı Saray'a kurban etmek istemiyoruz' desinler.”
Savcı şu cümlelerin altını çizmiş, kalınlaştırmış: “'Bizimle el ele versinler, barış istiyorum desinler. Biz evlatlarımızı Saray'a kurban etmek istemiyoruz' desinler.” Bundan dolayı dava açılmış. Her kim ki bu ülkede çocukların Saray’a kurban edilmesine, savaşa kurban edilmesine göz yumuyorsa Allah onun bildiği gibi yapsın. Bir yandan kan dökülmesin diyen Demirtaş için fezleke hazırlanıyor. Oluk oluk kan akacak diyen 3. sınıf mafya liderlerinin sırtı sıvazlanıyor.
En az 20 yıllık avukatlık meslek hayatımda da karşılaşmadığım bir fezleke. 2017’ye 4 no’lu fezleke. Cumhurbaşkanına hakaret. 4 Kasım darbesinden sonra düğmeye basmak suretiyle savcılığa çıkarılıyor. Savcılıkta Demirtaş beyanda bulunuyor: “Milletvekili sıfatıyla karşınızdayım. Benim temsil ettiğim bu kimliğe ve halkın iradesine saygısızlık yapılmasına izin vermem mümkün değildir. Bu yargı, Erdoğan’ın talimatıyla işliyor” diyor. Yalan mı?
Meclis’te konuşmak yasak, mitingde konuşmak yasak, mahkemede kendini savunmak yasak. Bunun adı faşizmdir. Faşizm ancak ve ancak direnerek aşılabilecek bir illettir. Ve ancak Demirtaşların dönüşüyle aşılabilecek bir beladır."