Demirtaş’ın Öcalan’la görüşme talebi ne anlama geliyor, HDP bu başvuruya nasıl bakıyor?

Demirtaş’ın Öcalan’la görüşme talebi ne anlama geliyor, HDP bu başvuruya nasıl bakıyor?

Edirne Cezaevi'nde tutuklu olan HDP’nin eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Çarşamba günü Abdullah Öcalan’la görüşme talebiyle Adalet Bakanlığı’na başvurdu. Öcalan’ın çatışma ve gerilimin düşürülmesindeki rolüne dikkat çeken Demirtaş, üç yıla yakın süredir uygulanan “tecride" son verilerek, ziyaretine izin verilmesini istedi.

Yaklaşık 1 ay önce HDP Eş Başkanları Pervin Buldan ve Mithat Sancar’ın Öcalan’la görüşme başvurularına yanıt vermeyen Adalet Bakanlığı, Demirtaş’a da henüz bir yanıt vermiş değil.

Peki Demirtaş’ın, olumlu sonuç alma olasılığı düşük görülen talebi ne anlama geliyor? Bu girişim yeni bir “çözüm süreci” hamlesi mi?

Siyasi kulislerde; Öcalan’ın gerilimi düşürme konusundaki rolüne dikkat çeken Demirtaş’ın bu girişimin altında seçim sürecine girerken yeniden 7 Haziran-1 Kasım 2015 sürecinin yaşanmaması için rol üstlenme arayışının yattığı yorumları yapılıyor.

Demirtaş da görüşme başvurusunu yaptığı Çarşamba günü akşamı Halk TV’ye gönderdiği açıklamada, “yeni bir çözüm sürecinin başlayacağına dair en küçük bir emare veya bilgi” olmadığına dikkat çekti.

Demirtaş görüşme talebinin gerekçesini de, “giderek tırmanan gerilim ve can yakan çatışmalar” karşısında yerinde oturmak yerine, siyasetçiler olarak “inisiyatif alma” isteğine dayandırdı.

Kimi yorumculara göre de Demirtaş, olumlu yanıt alsa da almasa da bu başvuruyla, “silahların susması, sürecin barışçıl çözüme evrilmesine" dönük bir “irade beyanında” bulunuyor.

 

HDP’li Temel: Başvuru kararı ortaklaşılarak alındı

Demirtaş’ın İmralı ile görüşme girişimi aslında yaklaşık 2 ay öncesine dayanıyor. O dönemde de Demirtaş’ın böyle bir girişimde bulunmak istediği, ancak HDP yönetiminden “vize çıkmadığı” iddiaları siyasi kulislere yansımıştı.

Peki HDP yönetimi bu iddialara ne diyor, son başvurudan Genel Merkez’in bilgisi var mı?

HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Tayip Temel, Demirtaş’ın bu başvuruyu yaparken parti yönetimine de bilgi verdiğini söyledi.

BBC Türkçe’ye konuşan Temel, daha önceki başvuru girişimlerini genel merkezin engellemesinin ise “teknik olarak” mümkün olmadığını söyledi:

“Selahattin Bey'in bazı girişimlerini genel merkezle ortaklaştırdığını söylemek gerekir. Fakat teknik olarak da böyle bir başvuruyu genel merkezin engellemesi mümkün değil. Dolayısıyla o haberler tamamen spekülasyon.

"Ama şu oldu; hem yaptığı başvuru hem de bu tartışmalar gelip gitti genel merkez ile Selahattin Bey arasında. Bir planlama, bir ortaklaşma temelinde oldu.

"Kendisinin daha önce de bu yönde önerileri oldu ama burada bir engelleme değil, bir ortaklaşmadan bahsediyoruz.”

Temel geçen ay HDP Eş Genel Başkanları Mithat Sancar ve Pervin Buldan’ın da Öcalan’la görüşme başvurusunda bulunduğunu, ayrıca partili bazı milletvekillerinin başvurusunun da hala Adalet Bakanlığı’nda beklediğine işaret etti.

Temel, parti yöneticileri ve Demirtaş’ın görüşme başvurularının gerekçesini iki temel nedene dayandırdı:

“Bu başvurularda amacımız şu: Büyük bir hukuksuzluk var ortada. Anayasa, İnfaz, Ceza Yasası ve mahpusların sahip olduğu bütün haklar askıya alınmış durumda.

"Hiçbir avukat veya üçüncü görüşçü diye tanımladığımız görüşmelerin hiçbiri olmadığı gibi, siyasi aktörlerin de oraya ziyaretleri mümkün olmuyor. Bu hukuksuzluğa vurgu yapmak ve dikkat çekmek için yapılıyor bu başvurular.

“İkincisi yine Öcalan’ın çatışma ve savaş politikalarına karşı çabaları oldu durdurmaya dönük. En azından diyalog ve müzakere zeminine dönüşmesi için PKK ile. Şimdi buna Kuzey Doğu Suriye yönetimiyle çatışma da eklendi.

“Bunları sonlandırabilecek ve yeni bir boyuta taşıyacak olan esas olarak Öcalan. Selahattin Bey'in başvurusu da bu çerçevede değerlendirilebilir. Kendisi de gönderdiği son yazıda, neden başvuru yaptığını detaylı bir şekilde ortaya koyuyor.

"Ama Adalet Bakanlığı’nın hem avukatlara hem de başvuran siyasi aktörlere bir dönüş yapmaması da ayrıca değerlendirmeye değer.”

İktidarın İmralı’ya dönük görüş ve iletişim yasağını sürdürürken bir yandan da spekülasyonlara açık kapı bıraktığını savunan Temel, “Bu konuda başvurulara olumlu-olumsuz cevap verilmediğini görünce, siyaseten özellikle tercih edildiğini görüyoruz” görüşünü savundu.