Selahattin Demirtaş: Başbakan erken seçim kararı alıp Türkiye'yi seçime götürmeli

Selahattin Demirtaş: Başbakan erken seçim kararı alıp Türkiye'yi seçime götürmeli

BDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, 17 Aralık operasyonu sonrasında internette yayımlanan ses kayıtlarına yönelik AKP’nin tutumunu eleştirerek, “KCK soruşturmalarından Başbakan'ın haberi vardı. Dinleme meselelerinden Başbakan'ın haberi vardır, desteği vardır. Cemaat AKP'ye karşı kesimlere kaşı dinleme yapıyordu, Başbakan da bunu onaylıyordu” değerlendirmesinde bulundu.

Başbakan Tayyip Erdoğan'ın dinlemelere karşı tepkisini tutarsızlık olarak değerlendiren Selahattin Demirtaş, "Başbakan panik ve tutarsızlık içinde. Olayları tahlil etmeden yanlış adımlar atıyor. Kendi polisim beni dinlemiş diyor. Bizi İngiliz polisi mi dinliyor. Seni dinlemek için ayrı bir polis mi yapalım" dedi.

Demirtaş, HDP'nin batıda seçimlere girmesine ilişkin, "HDP, muhalif odakların bir şemsiye partisi olarak örgütlendi. HDP bu şemsiye görevini şimdilik başardı. HDP, anamuhalefet olma ihtimali ile CHP'nin de önüne geçecektir. Bu seçimden sonra CHP'nin solu temsil etmediği, rotayı sağakıydığı anlaşılıcaktır. Orta bir boşluk çıkacak. HDP bu boşluğu dolduracak" dedi. 

BDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın CNN Türk televizyonunda gazeteci Şirin Payzın’a yaptığı açıklamalardan satır başları şöyle:

 

 

Kaset savaşları

 

İlkesel olarak yasa dışı insanların dinlenmesi bizim karşı oludğumuz desteklemediğimiz bir durum.

Muhalefet elini ovuşturup yeni kasetlerin çıkmasını bekliyor.

 

Yolsuzluk operasyonu

 

17 Aralık operasyonu olmadan önce yolsuzluk iddialarını gündeme getirdik. Hiç bir savcı bunları soruşturmadı.

17 Aralık ile birlikte şu gerçek ortaya çıktı: Hukuku siyaset inin kullanan anlayış var.

AKP zaten kalibresi belil olmuş bir parti olarak seçimlere gidiyor.

AK Parti'nin hırsızlığa bulaşmış siyasetini zaten biz teşhir ediyorduk.

Ortaya çıkan belgeler bizim şaşırdığımız durumlar değil.

 

Çözüm süreci

 

KCK soruşturmalarından Başbakan'ın haberi vardı. Dinleme meselelerinden Başbakan'ın haberi vardır, desteği vardır.

Şimdi bu durumdan rahatsız olmaya başladılar, bu ilkesiz bir tutumdur.

AKP kendi eliyle yaratığı canavarın kurbanı olmuş durumda.

AKP sözcüleri 'siz bizim rüşvetimizi görmezden gelin, biz barış meselesini halletmek istiyoruz' diyorlar.

Biz de barış süreci önemlidir, ama yolsuzluk ve rüşvet operasyonları örtülerek barış yolunda gidilemez diyoruz.

İktidarda hangi parti olursa olsun, Kürt sorunu için çaba sarfedeceğiz.

AKP eğer muhatap olmaktan çıkarsa, biz oluşan alternatiflerle barış mücademesini sürdürürüz.

Çözüm sürecini AK Parti'ye bağımlı kalmadan devam ettireceğiz.

Belki de HDP-BDP bloğu alternatif olur.

HDP-BDP yerel seçimlerde başarılı olursa koalisyon oluşturup iktidar alternatifi olabalir. Yerel seçimlere kadar bu alternatif daha da güçlenecektir.

Nevroz'da Abdullah Öcalan'ın yeni bir mesajı olmayacak.

Çözüm sürecinde tek taraflı ilerleyen bir süreç var. Bizler tarafından atılan adımlar var. AKP üzerine düşen temel adımları atmıyor. Tek taraflı barış gerçekleşmez.

Süreç tek taraflı olarak ilelebet ilerlemez.

 

Özerklik tartışması

 

Özerklik ilan edeceğiz demedim, inşa edeceğiz dedim. Bu mesele öcü gibi gösterildi.

Bir halk kendisi yönetemz mi?

Halk bizim sunduğumuz projeyle yerelden yönetsin diyoruz. Düşman olalım demiyoruz. İktidar bunu özellikle "Türkiye'nin topraklarında ameliat yaptırmayız" diyerek panik yaratmaya çalışıyor.

Özerklikten halkın değil, Başbakan'ın korkması lazım.

Belediyeler aracılığıyla ana dilde eğitim yapılabilir.

 

Dinlemeler

 

Başbakan panik ve tutarsızlık içinde. Olayları tahlil etmeden yanlış adımlar atıyor. kendi polisim beni dinlemiş diyor. Bizi İngiliz polisi mi dinliyor. Seni dinlemek için ayrı bir polis mi yapalım.

Senin polisin Gezi'de 9 kişi öldürdü. Bu yıl içinde 44 kişi polis tarafından öldürüldü. Polis destan yazıyordu...

Başbakan'a yakışmıyor bu... Ayrım yapamaz. Böyle bir yetkisi yok.

Bu haliyle uzun zaman Türkiye'yi yönetme şansı da yok. Erken seçim kararı alıp Türkiye'yi seçime götürmelidir. Bu Başbakan'ın Türkiye'de Başbakanlık yapma gücü kalmamıştır.

Türkiye'de bugün çok ciddi bir kavga var. Devleti ele geçirme kavgası bu. Cemaat ve AKP açısından baktığınızda devlete sahip olmak istiyorlar. 11 yıldır yönettikleri devleti artık tek başlarına yönetmek istiyorlar.

 

HSYK onayı

 

Cumhurbaşkanı HSYK yasasıyla sorumluluğundan kaçmıştır. Veto edilip geri gönderilmesi gerekirdi.

 

İmralı ile görüşmeler

 

Biz gazeteciler, akil insanların da İmralı'ya gitmesini bekliyorduk. Ama bunlar da olmadı. MİT yasasında MİT yetkililerine görüşme yetkisi veriliyor. Bu görüşmelerin tek tarafı MİT'midir. Hayır her kesim bunun içinde. Çözüm süreci konusunda hükümet adım atmadı. Barış Türkiye tarafından sahiplendi. 17 Aralık'a kadar bu böyleydi. AKP ayak diredi.

İmralı'ya gidiş gelişlerin olması, trafiğin kesilmemesi lazım. İmralı'dan yapılan her çağrı Kandil'den yanıt buldu. Bu konuda bir ayrılık yok.

 

Batıda HDP, doğuda BDP

 

HDP ile Batıda seçimlere girmek doğru bir karardı. HDP, muhalif odakların bir şemsiye partisi olarak örgütlendi. BDP'nin de bu seviyeye gelmesi için çaba sarfettik tabi ki, HDP bu şemsiye görevini şimdilik başardı. HDP, anamuhalefet olma ihtimali ile CHP'nin de önüne geçecektir. Bu seçimden sonra CHP'nin solu temsil etmediği, rotayı sağa kıydığı anlaşılıcaktır. Orta bir boşluk çıkacak. HDP bu boşluğu dolduracak.