BDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş, Abdullah Öcalan'ın 4 mektup yazacağını ve demokratik özerklikten vazgeçtiğini açıkladı.
Bir iki hafta içerisinde İmralı'da bir görüşme daha olacağını aktaran Demirtaş, eşbaşkanların ve CHP'nin de gidebilmesini istedi.
Cumhuriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Utku Çakırözer'e konuşan Demirtaş önemli açıklamalar yaptı. Çakırözer'in "Demirtaş: CHP de İmralı’ya Gidebilmeli" başlığıyla yayımlanan (9 Ocak 2013) yazısı şöyle:
BDP heyetinin İmralı’ya gidişinin ardından BDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş’ın yapacağı açıklamalar merak konusuydu. Demirtaş grup konuşmasında “İmralı ile başlamış bir müzakere yok” dedikten sonra müzakerelerin başlayabilmesi için koşullar sıraladı. Öcalan’ın İmralı’daki koşullarının iyileştirilmesi ve KCK (örgütün Kandil ve Avrupa ayakları) ile de müzakerelerin başlaması öne çıkan talepleriydi.
Konuşmasından sonra Meclis’teki odasında yaptığımız görüşmede ‘koşulların düzeltilmesi’ talebinin aslında Öcalan’a ait olduğu da anlaşıldı. Demirtaş’ın sorularımıza verdiği yanıtlardan çıkan önemli başlıklar şöyle:
Sadece niyet ve irade var: Öcalan’ın arkadaşlarımıza aktardıklarında basında, kamuoyunda konuşulan birçok şey yok. Niyet, kararlılık ve irade paylaşmış. Ama 4 mektup yazacakmış, demokratik özerklikten vazgeçmiş... Yok bunlar. Şu anda müzakere yok. Bu sürece bir ad vereceksek müzakere girişimi diyelim. Usul tartışılıyor şu anda.
İmralı’ya ikinci heyet: İmralı ile ikinci bir görüşme mutlaka olacak. 1-2 hafta içinde yapılacak. İlk görüşmeye katılanları hükümet, İmralı ve biz beraber belirledik. Bu ikinci görüşmede eşbaşkanların da olmasını isteriz. Sürecin hızlanması lazım.
Silah müzakeresi KCK ile yürümeli: Mekanizmanın tamamlanması için bizle de, KCK (örgütün dağ ve Avrupa kanadı) ile de ve DTK ile de görüşülmesi lazım. Başbakan bu gerçeği görüyor. Boşuna ‘Oslo ya da başka bir yer’ demiyor. Silah bırakma onlarla görüşülmeli. Zaten bu süreci kurgulayanlar onu da düşünmüştür. Yasa, anayasa yapımı için de bizim olmamız lazım.
CHP de gidebilmeli: İmralı katı rejimi gevşemeli. Öcalan da görüşmede ‘Başkaları da gelebilmeli’ demiş. Sadece biz değil CHP de, diğer partiler de İmralı’ya gidebilmeli. Silivri’ye, Diyarbakır’a ve diğer cezaevlerine giden CHP İmralı’ya da gidebilmeli. Bu güveni de artırır. Sürece destek verebilecek herkes Öcalan ile görüşebilmeli.
Televizyonu bile yok: Biz de istesek ‘Öcalan’a özgürlük verin’ diyebiliriz. Hükümetin ‘Silah bıraksınlar’ sözüne benzer şekilde. Müzakere koşullarının dengelenmesi lazım. Bunlar uç şeyler değil. Öcalan’ın bir televizyonu bile yok. Bilgiye belgeye ulaşımı sınırlı. Örgütüyle temas kurabilmeli.
CHP’ye tepki iyi olmadı: CHP olursa çözüm daha iyi, daha kolay olur. Biz elimizdeki bilgileri isterlerse diğer partilerle de paylaşmaya hazırız. Başbakan’ın CHP’ye tepkisi iyi olmadı. Hükümete kredi verirken süreç hakkında bilgi sahibi miydi bilemiyorum. Çünkü biz değildik. O sözler bir açık çek midir bilemiyorum. Çok cesurca sözler. Çok önemli ve değerli. Ama Başbakan’ın cevabı aynı değerde değildi. Başbakan Kılıçdaroğlu’nun sözünün değerine göre yanıt vermeliydi.
Seçim kaybetmeyi göze almalılar: Hükümet hem sorunu çözeceğim diyor, hem silahların bırakılmasını istiyor, Kürtleri kaybetmeyeyim diyor, oylarım da düşmesin diyor. Gerekirse seçimi kaybetmeyi göze alabilmeli. Provokasyon için pusuya yatmış bekleyenler olabilir. Tüm taraflar provokasyonlara pabuç bırakmamalı.
Norveç ev sahipliği için istekli: Oslo sürecinin ev sahibi oldukları için Norveç büyükelçisiyle görüştüm. Yeninden ev sahipliği fikrine kapalı değiller. Hükümet ile de görüşeceklerdir muhtemelen.