3 yıldır tutuklu bulunan eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş sağlık durumuna ilişkin yaptığı açıklamada, “Sağlığım çok iyi değil maalesef. Zaman zaman göğsümdeki sancı nüksediyor, nefes alışverişimi zorluyor. Tetkikler devam ediyor. Henüz bir teşhis konulamadı” dedi.
TIKLAYIN - Demirtaş ile görüşen HDP'li İpekyüz: Tetkik sonuçları bekleniyor
Geçtiğimiz hafta cezaevinde bilinci kapanan ve bir hafta hastaneye götürülmeyen Demirtaş avukatları aracılığıyla Evrensel gazetesinden Meltem Akyol’un sorularını yanıtladı. Demirtaş, partisinin erken seçim çağrısına da değinerek, “Bu adımın devamını getirmek gerekiyor” görüşünü savundu.
“Yargı paketi çıktı, hakkınızda iki tahliye kararı, bir AİHM kararı var, ama hâlâ hapistesiniz” sorusuna Demirtaş, “Tüm halk faşizmin pervasız, ahlaksız, ağır saldırısı altındadır. Bizim sözde yargılamalarımız da bunun bir parçasıdır. AKP-MHP ortaklığının yargı içine çöreklenmiş ayağı tarafından rehin alınmış durumdayız. Binlerce siyasi tutsağın pozisyonu tam olarak budur. Bu nedenle kanun, usul, hukuk gibi tartışmalara girmenin bir anlamı yok. Esir kampı veya toplama kampı uygulamalarının 2000’li yıllar versiyonunu yaşıyoruz. Hangi esir kampında adalet, hakim, mahkeme, hukuk vardı ki bu dönemde olsun” yanıtını verdi.
TIKLAYIN - Başak Demirtaş: Selahattin ile dün görüştük, çok öfkeli ve üzgündü
Erken seçim çağrısına ilişkin Demirtaş, “HDP erken seçim çağrısı yaptı ve bence ilk adım olarak bu doğruydu. Şimdi bunun devamını getirmek ve seçime nasıl, hangi ittifaklar ve hangi ilkelerle gidileceğini netleştirmek, bunun için asgari bir demokrasi programı ilan edip hayata geçinceye kadar faşizme karşı her yerde mücadeleyi örgütlemek gerekir. Yoksa HDP istedi diye erken seçim olmayacak. Ama halkın önüne somut bir program ve demokrasi blokunun ilanı ile çıkılıp konferanslar, mitingler, yürüyüşler ve yaratıcı sivil itaatsizlik eylemleriyle kitle desteği görünür kılınırsa (Ki çok fazla destek olacaktır) erken seçim çağrısı daha anlamlı hale gelir ve karşılık da bulur” ifadelerini kullandı.
Sağlık durumunu partiye geç ileten Demirtaş ile HDP arasında gerilim iddiaları olduğuna ilişkin Demirtaş, “Sağlık durumumu dışarıya geç iletmek benim kararımdı. HDP’nin bu nedenle haberi olmadı. Bunca sorunun ve hasta tutsağın olduğu bir dönemde gerçekten de sağlık meselem gündem olsun istemedim. Bakın, daha bu hafta Urfa Cezaevinde 64 yaşındaki Emine Aslan Aydoğan, hasta bir tutsak yaşamını yitirdi. Emine anaya Allah’tan rahmet, yakınlarına ve tüm halkımıza da baş sağlığı dileklerimi iletiyorum. Durum gerçekten çok ciddidir. Herkesin hasta tutsaklar sorununa ses vermesi, konuyu gündeme taşıması gerekir. Haber vermemekle belki de eksik düşündüm. Yoksa partimle aramızda en küçük bir sorun ya da gerilim yok. Dışarıda arkadaşlarımız yoğun saldırılara rağmen koşturuyor, mücadele ediyorlar. Her HDP’liyi kutluyor, alınlarından öpüyorum. Direnmeye devam, mutlaka kazanacağız diyorum” açıklamasını yaptı.
Demirtaş’ın kardeşi ve avukatı Aygül Demirtaş 2 Aralık tarihinde Edirne Cezaevi'nde tutuklu bulunan ağabeyinin 26 Kasım’da bilincinin kapandığını ve yedi gündür hastaneye sevk edilmediğini duyurmuştu. Demirtaş daha önce de cezaevinde kalp spazmı geçirmişti.