Edirne Cezaevi'nde tutuklu eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş yüzde 50+1 tartışmasına ilişkin olarak, "Sorun cumhurbaşkanının seçilme oranı değil bir bütün olarak sistemin tamamıdır." dedi, bu tartışmaya dahil olmamak gerektiğini dile getirdi.
Demirtaş, Artı TV’nin sorularını yanıtladı. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun helalleşme çağrısını bir niyet beyanı ve ilk adım olarak önemli bulduğunu söyledi. İktidar ve yakın çevresinden, Kılıçdaroğlu’nun çağrısına yönelik açıklamaları provokatif bulduğunu ve dikkate alınmaması gerektiğini belirtti.
Demirtaş, “Türkiye'ye özgü bir yüzleşme süreci hayata geçirilebilir. Eş Genel Başkanımız Mithat Sancar bu konunun uzmanlarındandır. Elbette ki, yüzleşmenin bir boyutu da Kürtleri kapsayacaktır. Ancak yaralı toplumlar sadece Kürtlerden ibaret de değildir.” değerlendirmesini yaptı.
Konuyla ilgili, “Helalleşme” adlı yazısında kullandığı “Biz de helalleşeceğiz” ifadesinin çarpıtıldığını, kendisinin Kürtler adında birilerinden özür dilediğinin zannedildiğini söyledi ve tepki gösterdi.
Demirtaş, “Kürt halkının devlete özür borcu yoktur. Bununla birlikte, Kürtlerin siyasi temsilcilerinin kendi eksiklikleri ve hataları nedeniyle hem Kürtlere hem de diğer kesimlere bir özür borcu vardır. Benim de yazımda açıkça belirttiğim buydu. Yoksa mağdurun egemene özür borcu yoktur, olamaz.” ifadesini kullandı.
Demirtaş, "Muhalefet temsilcileri Erdoğan’ın gidici olduğunu her fırsatta dile getiriyor. Sizce Erdoğan gidici mi?" sorusuna verdiği yanıtta, Erdoğan rejiminin çöktüğünü, devlet içindeki güç odaklarının artık Erdoğan'a destek vermeyeceğini ve suça ortak olmayacağını belirtti.
Demirtaş, "Erdoğan rejimi çözüldü, dağıldı, bitti. Sadece uzatmaları oynuyor ve bu süre içinde de tahribat yaratmaya devam ediyor. Bence devlet içindeki hiçbir güç odağı artık Erdoğan'ın arkasında durarak ona destek olmayacak ve suça ortak olmaktan kaçınacaktır.” düşüncesini dile getirdi.
Demirtaş, Erdoğan sonrası ve yeni sistem inşasında Kürtler ile HDP'nin pozisyonunu ise şöyle tarif etti:
“Partimiz mevcut ittifakların dışında konumlandığını zaten ilan etmişti. Ne seçim sürecinde ne de seçim sonrasında HDP ve Kürtler olup biteni tribünden izlemeyecektir. Aksine, siyasetin yapıcı unsuru olarak sürecin merkezinde olacaktır. Yüz yıl önceki gibi, cumhuriyet adeta yeninden inşa edilirken bir kez daha Kürtlerin ve diğer kesimlerin dışlanmasına, yok sayılmasına fırsat verilmemelidir. Aksi takdirde demokrasi de gelişmez, sorunlar da çözülmez.”
“AKP dağılıp çöktüğü için ‘iktidarımı nasıl kurtarırım?’ telaşıyla tartışmaya açıyor bu konuyu. Bizim işimiz AKP iktidarının nasıl kurtulacağı değil, sandığa nasıl gömüleceğini tartışmak ve bunu yapmaktır. Muhalefetin yüzde 50+1 gibi bir gündemi olmamalı.”
Demirtaş, HDP'nin ittifaklara ve cumhurbaşkanlığı adaylığına ilişkin politikasını da değerlendirdi.
“HDP'nin cumhurbaşkanlığı seçiminde aday çıkarıp çıkarmayacağına, kimi destekleyeceğine tabanıyla birlikte HDP yönetimi karar verir. Günü geldiğinde bizlerin de görüşünü alarak, partimiz tavrını netleştirecektir. Henüz verilmiş bir karar bulunmuyor. Ben sadece AKP-MHP’nin yürüttüğü HDP’yi kriminalize etme planının ne kadar işe yaramaz ve aptalca olduğunu anlatmaya çalıştım.”
Millet İttifakının "HDP ile yan yana olmaktan kaçındığı" izleniminin de sorulduğu Demirtaş şunları kaydetti:
“Kimse HDP ile yan yana oturmaya mecbur değil. HDP kimseye dayatmada bulunmuyor, kimseye şantaj yapmıyor veya yalvarmıyor. HDP’yi yok sayan, HDP ile konuşmayan, diyalog kurmayan hiç kimse, kim olursa olsun HDP’nin desteğini alamaz. HDP’nin kapıları diyaloğa sonuna kadar açık iken bunu değerlendirmemek büyük hata olur. Ama ben sağduyunun devreye gireceğine ve tüm muhalefetin seçim döneminde güçlü bir diyalog ve iş birliği zemini yakalayacağına inanıyorum.”
"HDP'nin başına yeniden geçmeyi düşünüyor musunuz? sorusuna Demirtaş, “Tabii ki siyasetten ve mücadeleden hiçbir zaman kopmadım, kopmayacağım. Benim için siyaset koltuk veya yetki demek değildir. Partimin ve halkımın vereceği her türlü görevi yürütmekten onur duyarım sadece.” yanıtını verdi.
"Cumhurbaşkanı seçilirse yapacağı ilk üç icraatının ne olacağı" sorusuna ise Demirtaş'ın yanıtı şu oldu:
“Çıkaracağım bir kararnameyle, gazetecilerin siyasetçilere bu tür sorular sorarken ilk icraatlarını üçle sınırlandırmasını yasaklardım :) Çünkü Türkiye gibi bir ülkede yapılacak ilk üç şey değil, yapılacak ilk yüz şey, hatta bin şey var. Dolayısıyla bu soruya gönül rahatlığıyla, üç şey sayıp cevap vermem mümkün değil.”
Özlediklerini ve dışarı çıkması durumunda ilk yapmak istediklerine ilişkin olarak da “Dışarıda olan her şeyi özledim doğal olarak. Hızla dışarıdaki normal hayatıma adapte olmaya çalışırım herhalde.” dedi.
-Boş bir duvara yazı yazma şansınız olsaydı ne yazardınız?
“Lütfen bu duvara yazı yazmayın :)”