DEMİRTAŞ'TAN ŞAHİN'E CEVAP İSTANBUL (A.A)

-DEMİRTAŞ'TAN ŞAHİN'E CEVAP İSTANBUL (A.A) - 20.12.2010 - BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, 'demokratik özerklik' konusunda, ''Bunu bir tartışın, görülecek ki, demek ki, 'demokratik özerklik' dediğimiz yerinden yönetim herkesin arzuladığı, istediği bir modeldir'' dedi. Demirtaş, ''Demokratik Özerklik'' konusuna ilişkin İstanbul'da, ÖDP, EMEP, TKP ve SDP il başkanlıklarına giderek, bu partilerin genel başkanlarıyla görüştü. ÖDP Genel Başkanı Alper Taş ile Beyoğlu Talimhane'deki ÖDP İl başkanlığında görüşen Demirtaş, burada basın mensuplarına açıklamalarda bulundu. Demirtaş, ÖDP Genel Başkanı Taş ile Türkiye'nin son dönemde, yeni anayasa, öğrencilerin üzerinde artan baskı ve seçimlerde emekçi, demokratik kesimlerin birlikte alternatif bir yolda hareket etmeleri için görüş alışverişinde bulmak üzere bir araya geldiklerini söyledi. Türk Bayrağı'nın tüm ülkeyi temsil ettiğini ve herkesin ortak değeri olduğunu dile getiren Demirtaş, bunun yanında bölgeleri temsil eden ciddi bir model önerdiklerini söyledi. Demirtaş, önerinin tartışılma sebebinin, fikrin BDP'ye ait olmasından dolayı sürdüğünü vurgulayarak, Türkiye'nin er geç yerinden yönetime geçeceğini söyledi. Demirtaş, ''Bunu bir tartışın, görülecek ki, demek ki, 'Demokratik Özerklik' dediğimiz yerinden yönetim herkesin arzuladığı, istediği bir modeldir. O yüzden süreç oraya doğru gidecektir. Biz bu konuyu siyasi partilerle tartışıyoruz. Örneğin ÖDP de bu konuyla ilgili çalışmalar yürütülüyor'' diye konuştu. -''MECLİS BAŞKANI, SİYASİ BİR KURUMU TEMSİL ETMİYOR''- TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin'in açıklamalarına ilişkin olarak da Demirtaş, ''Kendisi bir siyasi kurumu temsil etmiyor. Bütün parlamenterlerin başkanı. Açıklamalar talihsiz olmuştur'' dedi. Türkiye'nin zaten çok dilli bir ülke olduğunu kaydeden Demirtaş, ''Türkçe hepimizin ortak dilidir. Türkçe bu ülkenin resmi dilidir. Hepimiz Türkçe konuşuyoruz ve bundan gocunmuyoruz da. Gurur duyuyoruz'' diye konuştu. Türkiye'de yaşayan Kürt, Çerkez, Arap, Gürcü asıllı bütün vatandaşların ana dilleri olduğunu vurgulayan Demirtaş, ''Bu anadil doğuştan geliyor. Yasalar belirlemiyor bunu. Meclis Başkanının işi midir yani? Allah yaratmış, o anadan babadan doğmuşsun ana dilin olmuş. Bu ülkede doğduğun için bir de resmi dilin var. Meclis Başkanının işi midir buna karışmak?'' şeklinde konuştu. Şahin'in ''Bu açıklamalar parti kapattırır'' sözünü hatırlatan Demirtaş, şöyle devam etti: ''100 tane de parti kapansa bu değişmez. Ana dili Meclis Başkanı belirleyemez. Biz parti olarak da bunları dikkate almak zorundayız. Ana diller vardır, yaşamak zorundadır. Resmi diller var diye 80 yıldır yapıldığı gibi asimile mi etmeye çalışacağız? Yoksa onları nasıl yaşatacağız, zenginliğimiz olarak kullanacağız, eğitim ve diğer alanlarda kullanacağız diye tartışacak mıyız? Meclis Başkanı, 12 Eylül 1980 ruh haliyle konuşuyor. O dönem 30 yıl önceydi. Ama çok merak ediyorsa, o duygulara sahipse yakında tekrar seçim olacak, kendisi emekliye ayrılır. Bir kutu yağlı boya ile bir fırça alır Marmaris'e yerleşir. Orada onun gibi düşünen zatla birlikte resim yapar mutlu olur. Ama Türkiye o dönemleri geçti artık.'' ÖDP Genel Başkanı Alper Taş ise iki partinin de Türkiye'de Kürtlerin ve Türklerin birarada yaşamasını savunan partiler olduğunu belirtti.   ''Demokratik Özerklik'' projesini, bir arada yaşamı savunma projesi olarak gördüklerini vurgulayan Taş, ''Kürt halkının kendi dil, kimlik, kültür sorunlarını aşarak, bunları özgür bir biçimde yaşayarak, Türkiye'nin siyasal, toplumsal yaşama katılmasının Türkiye'yi bölmeyeceğini aksine daha da güçlendireceğini düşünüyoruz'' dedi.