Birleşik Taşımacılık Çalışanları Sendikası (BTS) İzmir Şubesi tarafından sürgünlere karşı başlatılan oturma eylemi 39'uncu haftasına girdi. TCDD'nin özelleştirilme planına karşı çıkan BTS İzmir Şube Başkanı Erdal Akyol, "Yapılmak istenen özelleştirme AKP usulü bir özelleştirmedir. Kâr özelleştirilecek ama zarar halka yıkılacak, toplumsallaştırılacaktır. Tıpkı geçilmeyen köprülerde, tünellerde, kullanılmayan yollarda olduğu gibi" dedi.
KESK'e bağlı BTS İzmir Şubesi, sürgünlere ve sendikal baskılara karşı direnişini sürdürüyor. İzmir Alsancak Garı önünde yaptıkları oturma eylemi 39'uncu haftasına giren demiryolu işçileri, özelleştirme adı altında TCDD'nin sermayeye peşkeş çekilmesine izin vermeyeceklerini söyledi.
"Baskılar, Sürgünler Bizi Yıldıramaz" ve "Direne Direne Kazanacağız" sloganları atan işçiler adına bir açıklama yapan BTS İzmir Şube Başkanı Erdal Akyol, "TCDD'nin mallarının peşkeş çekilmesine izin vermedik, vermeyeceğiz. Bu kurumun peşkeş çekilmesine karşı sesimizi yükselttiğimiz için, sendikal görevimizi yerine getirerek kurumdaki olumsuzlukları dile getirdiğimiz için, kamuoyuyla paylaştığımız için, çalıştığımız kuruma sahip çıktığımız için sürgün edildik. Ama her hafta söyledik; onlar gidecek biz kalacağız" dedi.
Akyol, sürgünlerden birinci derecede sorumlu tuttukları TCDD 3. Bölge Müdürü Ergün Yurtçu'nun görevden alındığını anımsatırken, "Bu kurumda yapılan peşkeş çekmelere, yolsuzluklara karşı çıkabilen duyarlı değerli yöneticiler de var. Yaptığımız basın açıklamalarında ihbar niteliğinde olan birçok söylemde bulunduk. Bunu değerlendiren kurumumuz ilgili konular hakkında inceleme başlatmış ve Ergün Yurtçu ile bazı görevlileri görevden almıştır" diye konuştu.
TCDD'nin AKP döneminde bilerek ve isteyerek içinin boşaltıldığını savunan Erdal Akyol, kurumun 2018 yılı zararının 2 milyar 557 milyon TL, 2019 yılı zararının 2 milyar 546 milyon TL, 2020 yılı zararının ise 3 milyar 866 milyon TL olduğunu dile getirdi. Akyol, 2021 yılında da 3 milyar 259 milyon TL zarar beklendiğinin bir genel müdür tarafından açıklandığını aktardı.
Ülkede yaşanan tren kazalarının temel nedeninin de sermayenin kâr hırsı doğrultusunda kamu hizmetlerinin içinin boşaltılması olduğunu ileri süren Akyol şunları söyledi:
"Dolayısıyla demiryollarının özelleştirilmesi halk düşmanı bir politika olup daha yıkıcı sonuçları zamanla ortaya çıkacaktır. Tren kazalarının ve ölümlerin temel sorumlusu, sermaye düzeni, onun temsilcisi iktidar ve onun yandaşlarıdır. Demiryolları ülkenin kalkınması ve emekçilerin ulaşım hakkı açısından vazgeçilmezdir. Karayollarına milyonlarca lira akıtan, halktan toplanan deprem vergilerini dahi duble yollara aktaran AKP iktidarı, demiryollarını kendi kaderine teslim etmiştir. Amaçları, yağma ve talan uğruna ülke açısından çok önemli bir kamu hizmetini göz göre göre bir avuç para babasının kâr hırsına teslim etmektir. Biz bunun benzeri bir tabloyu Telekom, TEKEL, Petkim, MKE özelleştirmelerinde görmüştük. Telekom borç batağına atıldı, ülkemizdeki tütün ürünleri üretimi tamamen emperyalist tekellerin insafına geçti. Özelleştirilen TCDD’yi bekleyen tehlikeyi görmek için uzaklara bakmaya gerek bulunmuyor."
Akyol, demiryolcuları zorlu bir sürecin beklediğini belirtirken, şöyle devam etti:
"Yapılmak istenen özelleştirme, AKP usulü bir özelleştirmedir. Kâr özelleştirilecek ama zarar halka yıkılacak toplumsallaştırılacaktır. Tıpkı geçilmeyen köprülerde, tünellerde, kullanılmayan yollarda olduğu gibi yolcu garantili trenler olacak, ya da yolcunun az olduğu hatlarda kamu hizmeti yapılmayarak yolcu trenleri kaldırılacaktır. Bizler buradan bir kere daha ilan ediyoruz ki, baskılara sürgünlere liyakatsiz atamalara karşı, özelleştirmeye karşı sesimizi yükseltmeye devam edeceğiz. İşimize aşımıza çalıştığımız kuruma sahip çıkmaya devam edeceğiz. Hukuku, adaleti, barışı, laikliği, demokrasiyi kazanmak için sokak sokak, meydan meydan, iş yeri iş yeri kol kola, omuz omuza demokratik mücadele hakkımızı kullanacağız."