Kuzey Afrika, Ukrayna, Tayland… Protesto hareketleri ve kanlı gösteriler manşetlerden düşmüyor. Bertelsmann Vakfı'nın tahminlerine göre dünyayı saran ayaklanmalar önümüzdeki yıllarda azalmayıp, artacak. Çünkü demokratik seçimle işbaşına gelen hükümetler de vatandaşlarının haklarını sınırlıyor, medyaya sansür uyguluyor ya da azınlıkları dışlıyor. İki yıl öncesine kıyasla birçok ülkenin ekonomik durumu daha iyi. Ama refah artışından sadece kentlerde yaşayan orta halli kesim yararlanabiliyor. 2014 transformasyon endeksinde zaruri sosyal reformların ihmal edildiğine de yer veriliyor.
Bertelsmann Vakfı'nın insan hakları uzmanı Hauke Hartmann genel manzarayı “Ekonomik büyüme rantının nasıl paylaştırılacağı açıklığa kavuşturulmadığı ve siyasi elitler değişmemekte ısrar ettikleri sürece toplumdaki kutuplaşma daha da artacak, kötü yönetim, yolsuzluk ve keyfi idare kitleleri daha fazla sokaklara dökecektir. Önümüzdeki yıllarda tabandan gelen baskı daha da büyüyecektir. Kiev ve Bangkok'ta yolsuzluk rejiminin kibrine karşı halkın nasıl ayaklandığına tanık oluyoruz. Teknolojideki ilerleme sayesinde bireyler aralarında daha kolay iletişim kurabiliyor. Sosyal medya gücünü Arap uyanışında gösterdi. Protesto eylemlerinin istisna olmaktan çıkıp adet haline geleceği söylenebilir" sözleriyle özetliyor.
Bertelsmann Vakfı'nın araştırması kalkınma ve transformasyon halindeki 129 ülkeyi kapsıyor. Standart anket soruları arasında, hür seçme imkânı, düşünce özgürlüğünün derecesi ya da insan haklarına riayet dışında sosyal güvenlik, ekonomik gelişme ve yolsuzlukla mücadele de yer alıyor. Anket sonuçları, demokrasi, piyasa ekonomisi ve yönetim kalitesi başlıkları altında toplanmış. Olumlu gelişme endeksinin zirvesinde Uruguay, Estonya ve Tayvan bulunuyor. Suriye, Yemen, Mali ve Sudan son sıraları paylaşıyorlar. Almanya gibi sanayi ülkelerine araştırmada yer verilmiyor.
Araştırmanın ortaya çıkardığı sonuçlardan biri de 2012 yılından beri dünya ülkelerinin yerinde saydığı ve bütün protesto eylemlerine rağmen demokratikleşme yolunda ilerleme kaydedilemediği. Bunun hayal kırıcı olduğunu belirten Hauke Hartmann “Kuzey Afrika'daki gelişmelerin gözle görülür demokrasi temettüsü yaratmasını bekliyorduk. Küresel ortalamanın biraz olsun artacağını ummaktaydık” diyor.
Bertelsmann Vakfı'nın insan hakları uzmanı Hartmann Avrupa ülkelerindeki anket sonuçlarına ise “Basın ve düşünce özgürlüğüne yoğun şekilde müdahale edildiği Avrupa ülkelerindeki yayıncılar ve gazeteler muazzam ekonomik baskıya maruz kalıyor. Aynı zamanda tekelleşme eğilimi ile siyasi ve ekonomik çıkarların birbirine karışması gibi bir durum da söz konusu. Doğu ve Güneydoğu Avrupa'da ‘paralı' gazetecilik giderek yaygınlaşıyor” sözleriyle değiniyor.
Bertelsmann Vakfı'nın ülke raporları aynı zamanda iktidardaki rejimlerin demokrasi anlayışına da ışık tutuyor. Hartmann, çoğunluk prensibinin mutlakiyetçi çehreye büründüğü ülkelerde Macaristan ve Arap ülkelerinde olduğu gibi etnik ve dini azınlıkların hiçe sayıldığını ve seçilmiş hükümetlerin ne yazık ki demokrasiden sadece bunu anladıklarını belirtiyor. Demokrasinin diyalog rejimi olduğunun unutulmasından yakınan uzman “Bir yanda medeni hak savunucularının haklı protestolarına imkân tanırken diğer yanda pire için yorgan yakıp demokratik kurumlara zarar vermeden diyalog sürdürmenin yolunu bulmak zorundayız” yorumunu yapıyor.