Türkiye'nin ekonomik büyümenin hızla sürdürülmesi ve enerjide dışa bağımlılığını azaltmak için alınan nükleer enerji santrali kurma kararı, tepki çekmeye devam ediyor. Sabancı Üniversitesi İstanbul Politikalar Merkezi (İPM), Mercator Vakfı işbirliğiyle Türkiye’de yenilenebilir enerji ve çevre dostu teknolojik yatırım fırsatlarına dikkat çekmek amacıyla 17 Ekim 2012’de İstanbul’da bir etkinlik düzenledi.
"Yeşile Doğru: Türkiye'de Sürdürülebilir Ekonomik Büyüme İçin Fırsatlar" başlıklı toplantının konuşmacısı Alman Yeşiller Partisi Eş Başkanı ve Mercator-İPM Araştırma Bursu Kıdemli Araştırmacısı Cem Özdemir, yenilenebilir enerjinin sunduğu fırsatları anlattı.
Japonya’da meydana gelen Fukuşima nükleer santrali felaketinden sonra kademeli olarak nükleer enerjiden vazgeçerek yenilenebilir enerji kaynaklarından yararlanma kararı alan Almanya gibi gelişmiş ekonomilerin Türkiye’ye örnek olması gerektiğini vurgulayan Özdemir, dünyada nükleer santrallerin sayısının her yıl azaldığını ifade etti. Japonya ve bir süre önce referandumla halkın yüzde 65’inin nükleer enerjiye hayır kararı aldığı Litvanya örneğini veren Özdemir, “Sadece karbon emisyonlarını azaltmakla olmaz. Ancak kısa vadede offshore (denizüstü) rüzgâr ve orta vadede fotovoltaik enerji çözüm olabilir” diyerek gelişmiş ülkelerin yeni yaşam biçimi örneği olması gerektiğine dikkat çekti.
Etkinliğin moderatörü ve İPM Direktörü Sabancı Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Profesörü Fuat Keyman da "Artık iklim değişikliğinin sadece periferide değil, merkezde, tüm ülkenin yönetiminde önemli bir konu. Toplumsal uzlaşma mümkün. Türkiye Almanya'yı örnek alabilir" dedi.
“Uzun vadede demokrasilerde nükleerin yeri yok” diyen Özdemir, yenilenebilir enerjiye karşı çıkmanın pragmatik veya pratik değil, tamamen ideolojik bir duruş olduğunu belirtti. Türkiye’nin ancak demokratik bir ülke olarak bölgede rol model olabileceğinin altını çizen Özdemir, “Bunu da ancak Avrupa Birliği ile birlikte gerçekleştirebilir. AB de Türkiye’nin deneyimlerinden faydalanmalı. Türkiye imparatorluktan gelme bir ülke. Almanya’nın bir zamanlar benimsediği gibi “Tek başıma başarabilirim” anlayışı çok tehlikeli sonuçlara yol açabilir” uyarısında bulundu.
Rusya'ya doğalgaz bağımlılığından kurtulmak için Rusya'nın teknolojisi kullanarak nükleer enerji santrali kurmanın çelişkili olduğunu belirten Özdemir, "Madem nükleerden vazgeçmek istemiyorlar. Neden yenilenebilire de karşı çıkıyorlar?" dedi.
Toplantı sonrası Deutsche Welle Türkçe servisinin sorularını yanıtlayan Cem Özdemir, “Bu ekonomik değil, siyasi bir karar. Bugün Siemens, Bosch gibi model şirketlerin hepsi nükleerden vazgeçiyor. Ancak otoriter ülkeler nükleere yöneliyor” dedi.
Yıllar önce ben dâhil kimse yenilenebilirin enerji kaynaklarındaki payının yüzde 25’e çıkacağını öngörmemişti. Kaldırılma sürecini geciktiren mevcut hükümet bile 2020'de bu oranın yüzde 40'a çıkacağını tahmin ediyor” diyen Özdemir, Türkiye'de bu oranın yüzde 50 olabileceğini ifade etti. Özdemir, “Türkiye’de yenilenebilirin engellenmesinin bir nedeni var: Birileri frene basıyor. Sebebi de çok basit: Nükleer enerjiyle yenilenebilir enerji çelişiyor. Nükleer enerjiyle büyük şirketler ve onlara yakın siyasi kanatlar zengin oluyor. Yenilenebilir enerjide ise desantral bir yapı var, geniş kesimler faydalanabiliyor. Biri otoriter yapıyı, diğeri de demokrasiyi, serbest piyasa ekonomisini, modern çağı gerektiriyor. Türkiye böyle bir yol ayrımında” dedi. (Deutsche Welle Türkçe)