Bugün açıklanacak olan Demokratikleşme paketi için Türkiye'de iki ayrı görüş hakim durumda. Hükümete yakın medya organları paketin "ikinci sessiz devrim" niteliğinde olacağını savunurken, muhalefet kesimi ise paketin AB için göz boyama çabası olduğu görüşünü
Deutsche Welle'den Ayhan Şimşek'in haberine göre, “demokratikleşme paketinin” kamuda başörtüsü yasağını kaldıracağı, Alevilerin sorunlarına eğileceği ve ayrıca Müslüman olmayan azınlıkların haklarını güçlendireceği belirtiliyor. Bu paket Türkiye'de hükümete yakın medya tarafından “İkinci Sessiz Devrim” olarak nitelendiriliyor.
Demokratikleşme paketinde ağırlıklı olarak Kürt sorununun çözümüne dönük adımlar yer tutuyor. Bunlar arasında şiddete karışmamış PKK mensuplarının eve dönüşünü kolaylaştıran düzenlemeler, anadilde öğrenim konusunda yasal adımlar, bazı kamu kurumlarında anadilde hizmet, yerleşim yerlerine yerel lehçede isimler verilebilmesi, anadilde seçim propagandası yapılabilmesi sıralanıyor.
Reform çalışmasını yürüten isimlerden olan Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, Türkiye’nin sorunlarını “daha fazla demokratikleşme” ile çözmeyi hedeflediklerini kaydediyor ve şunları ekliyor:
“Sessiz Devrim diye bizim hazırladığımız ve yayımladığımız kitap var. Son 11 yılda AK Parti hükümetleri olarak demokratikleşme adına hangi adımlar atıldı…Bu paket de onların devamı olan bir çalışma. Toplumumuzun her kesimini kuşatan düzenlemeler var. Çözüm süreci de bunun içinde.”
Basında yer alan haberlerde “demokratikleşme paketinin” kamuda başörtüsü yasağını kaldıracağı, Alevilerin sorunlarına eğileceği ve ayrıca Müslüman olmayan azınlıkların haklarını güçlendireceği belirtiliyor. Pakette ağırlıklı olarak ise Kürt sorununun çözümüne dönük adımlar yer tutuyor. Bunlar arasında şiddete karışmamış PKK mensuplarının eve dönüşünü kolaylaştıran düzenlemeler, anadilde öğrenim konusunda yasal adımlar, bazı kamu kurumlarında anadilde hizmet, yerleşim yerlerine yerel lehçede isimler verilebilmesi, anadilde seçim propagandası yapılabilmesi sıralanıyor.
PKK, 9 Eylül'de yaptığı açıklamada, demokratikleşme ve Kürt sorununun çözümü konusunda söz verilen adımların atılmadığını savunmuş, çözüm sürecinde öngörülmüş olan, Türkiye’deki militanların geri çekilmesi sürecini durdurduklarını duyurmuştu.
Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) milletvekili Hasip Kaplan, hükümetin demokratikleşme paketini hazırlarken muhalefet partilerinin görüşünü almamış olmasını eleştiriyor.
BDP’nin en büyük tepkisi ise demokratikleşme paketinde, yüzde 10’luk seçim barajının korunuyor olması. Hasip Kaplan şunları söyledi:
“Biz siyasi barajın çok yüksek olduğunu söylerken, siyasetin özgürce seçimi ve temsili için barajların kaldırılmasını önerirken, (bu paket) dar bölge sistemiyle, daha zorlaştırıcı bir çalışmanın yapıldığı basına yansıyor. Bu yönüyle baktığımız zaman kaygı uyandırıyor, güven vermiyor.”
Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay Türkiye’nin sorunlarını “daha fazla demokratikleşme” ile çözmeyi hedeflediklerini kaydediyor
BDP milletvekili Hasip Kaplan’a göre, demokratikleşme paketi Kürt sorununa çözüm bulma çabasından çok, Ekim ayında açıklanacak olan AB İlerleme Raporu öncesinde Avrupa’nın Türkiye’deki son gelişmelere tepkilerini yumuşatma amacını taşıyor.
AB Haziran ayında, Gezi protestolarına polisin sert müdahalesi sonrasında Türkiye ile üyelik müzakerelerinde 3 yıllık bir aranın ardından yeni bir müzakere başlığı açmayı Ekim ayına ertelemişti. AB bu konuda kararını, Türkiye’deki gelişmelerin ve reformların mercek altına alınacağı ve Ekim ayında açıklanması beklenen AB Komisyonu İlerleme Raporu’nun ardından verecek. Hükümetin takvimi, bu rapordan önce demokratikleşme paketini kamuoyuna açıklamayı öngörüyor.
Türkiye'nin AB sürecini ve Brüksel'deki gelişmeleri çok yakından takip eden uzmanlardan, TÜSİAD’ın Uluslararası Koordinatörü Dr. Bahadır Kaleağası, hükümetin demokratikleşme paketi konusunda umutlu konuşuyor, bunun Türkiye’nin AB sürecinin önünün açılmasına katkı sağlayabileceğini kaydediyor.
Dr. Kaleağası’na göre şu anda AB’nin Türkiye’den demokratikleşme alanında adım atmasını beklediği dört öncelikli alan bulunuyor. Bunlar yargının tarafsızlığı ve bağımsızlığı, temel hak ve özgürlükler, Kürt sorunu ve basın özgürlüğü. Dr. Bahadır Kaleağası şunları söyledi:
“Pakette ne olacak, tabii şu anda bilmiyoruz net olarak. Fakat Türkiye’yi daha ileriye götüreceği kesin. Ama topluma da, toplumun tamamının demokrasi olarak özgürlük olarak hukuk devleti olarak çok daha iyi bir ülkeye taşındığı inancını vermesi gerekiyor.”