Ateş, Cumhuriyet'ten Şehriban Kıraç'a ekonomideki son gelişmelere ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Ateş'in açıklamalarının bir bölümü şöyle:
Son dönemlerde döviz kurunun artmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Sadece Türkiye değil gelişmekte olan ülkelerde dolarda bir güçlenme söz konusu. Seçim gibi bir belirsizlik de bunun üstüne eklendi. Hane halkı kaynaklı da diyebilirim. Ben biraz daha döviz alayım ne olur ne olmaz tarzı bir endişe var.
***
"V şeklinde çıkış beklemeyin"
Geçen ağustos ayında yaşanılan gibi bir kur atağı tekrar yaşanır mı?
Geçen yaz gibi bir durum olacağını düşünmüyorum. Tek başına çok içsel nedenler değildir, çok karışık bir olaydı. Ama en temel şey enflasyonun düşmesi. Enflasyon düşecek. Birincisi ekonomi yavaşlayacağı için düşecek, ikincisi alınan tedbirlerle düşecek. Türkiye’nin stagflasyona gireceği düşüncesinde değilim. Ama Türkiye hemen bir V şeklinde ikinci yarıda her şey hallolacak diyemeyiz. Böyle bir beklenti içinde girersek tedbir almaktan imtina ederiz. Yine başlarız inşaatları yapmaya. Bu işte bir seferlik, onun imar affı, bunun imar affı, bunun vergi affı, bunun askerlik şeyi deyip bundan da kurtaramayabilirsiniz. Bu nedenle şapkayı önümüze koyup bazı açı reçeteler varsa buna katlanmak gerekir. Aksi halde uzun vadeli kalıcı bir çözüm bulmanız sıkıntı olur. 2019’un yarısına kadar kötü olacağız diye bir şey yok. Her şeyde gri bir olay, gri bir alan vardır. Bu sefer biraz daha uzun sürecek bu alan. Çünkü dünyada da büyüme derdi var. Yavaşlayan bir küresel ekonomide büyüyen bir ekonomi olamazsınız, olursanız hata edersiniz. Onun için dünyanın bu geçiş yılları, 2020’li yılları çabuk atlatmasını beklemiyorum.
***En kötü geride kaldı mı?
En kötü geride kaldı göreceli bir kavram. Seçim belirsizliğinin giderilmesi önemli. Nisandan belki eylüle kadar yine enflasyon düşecek. 2018 Eylül ile 2019 Eylül arasında büyük bir baz farkı olacak. Buna göre Merkez Bankasıda faizleri düşürecek, biz düşüreceğiz, bu biraz rahatlık ortamı yaratacak. Bu arada ekonomiye sağlam bir doping yapmak için bilançolarda 100 milyar dolar var bunun 20-30 milyar dolarlık bir bölümünü menkulleştirip yurtiçine ya da yurtdışına satmak lazım. Devletin böyle bir gücü var.
"Zombi firma zarar verir"
Bankalar krize gerçekten hazır mı?
Bu krizden hiçbirimizin açık pozisyonu yok, likiditemiz var, sermaye yapımız güçlü. Zaten bu kriz de aktif kalitesinin nasıl çözüleceğiyle ilgili. Bu hem firmaların hayatını kurtarmalı hem de bankalara büyük zarar vermemeli. Yani iki arada hassas denge. Bir tarafta brüt, bir kâr marjı olmayan bir firma var, biz bunu ha babam taşıyoruz, bu zombi bir firmadır, ekonomiye zarar verir. Bir tarafta da EBITDA’sı olan firma var onu öldürmenin bir anlamı yok. İki ucu keskin kılıç hem elinden tutup firmaları aydınlığa çıkaracaksınız ama kaynakları doğru kullanmak adına da ekonomik nedeni yoksa o firmayı illa yaşasın diye canlı tutmaya çalışmak ekonomiye zarar verir.