Deniz Baykal, Erdoğan'la yaptığı o görüşmeyi anlattı

Deniz Baykal, Erdoğan'la yaptığı o görüşmeyi anlattı

Eski CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'la 2003 yılında yaptığı görüşmeyle ilgili konuştu. Erdoğan’la o buluşmasının kaydının kendisinde olmadığını belirten Baykal "Tayyip Bey’de var mı bilmiyorum, bende yok. MİT izleyip de kayda aldıysa bilemem. Benim bilgim dahilinde bir kayıt yok" dedi.

Antalya’da milletvekili aday adayı olarak partisinin 29 Mart’ta yapacağı önseçime yönelik çalışmalarını sürdüren ve gazetecilerle Atatürk Parkı’nda düzenlene kahvaltıda biraya gelen Deniz Baykal, basın toplantısını ardından gazetecilerle sohbet etti.

Bu sohbet sırasında Baykal, Recep Tayyip Erdoğan’la, kendisinin cumhurbaşkanı olması karşısında siyasi yasağının kaldırılması için pazarlık ettiği iddiasının artık bir efsane haline geldiğini söyledi. Efsanenin "Boğaz’da Deniz Baykal’la Tayyip Erdoğan buluştu. Kimsenin haberi yoktu. Pazarlık ettiler, Deniz Baykal’a cumhurbaşkanlığını teklif etti Tayyip Bey. Deniz Baykal da ona dedi ki, ’Tamam arkadaş ben de senin milletvekilliği ve başbakanlık yolunu açacağım.’ ’Tamam mı, anlaştık mı’ dedik, lüferleri de yedik" diye ağızdan ağıza yayıldığını belirten Baykal, "Evet, gerçekten kimsenin haberi yoktu ve buluştuk" diyerek o gün masada konuşulanları anlattı.

 

Tarih 2003 Şubat’ın son haftası

 

Kendisine bir gazetecinin o günün Zülfü Livaneli tarafından kaleme alındığını söylemesi üzerine "Kuranı Kerim’de yazıyor değil ya. Zülfü’den öğrenme, benden öğren" diyen Baykal, bu şehir efsanesinin, bu yönde oluşan bir kanaatin yıllar içinde kendisine yönelik "Sen değil misin Tayyip’in önünü açan?" ithamına dönüştüğünü belirten Baykal, şöyle konuştu:

"Orada bir buluşma var. Onlara yakın bir gazetecinin bana ’Sizinle görüşmek istiyor’ demesi üzerine bu görüşme gerçekleşti. Bu buluşma Tayyip Bey’in talebi üzerine olmuştur. İktidar partisinin genel başkanı. Seçimi kazanmış, görüşmek isteyecek. ’Özel, kimseler duymadan görüşelim’ diyecek ben ’Hayır görüşmem diyeceğim.’ Yok öyle bir şey. Çok doğal olarak ’elbette’ dedik. Ben yurt dışındaydım. Havaalanından bir arkadaş beni alıp onların söylediği bir yere götürüp orada bırakacaktı. Sonra da beni oradan alıp geri bırakacaklardı. Gittik, baş başa oturduk ve dediğim gibi lüferimizi yedik. İçeriğiyle ilgili bir şeyler söyleyeyim size. Tek kelime bile Tayyip Bey’in milletvekilliği, hukuku hakkında, başbakanlığı hakkında konuşmadık. Bu iş zaten bitmişti. Yani o buluşma olduğu zaman, tarih itibarıyla, bu konuşma Şubat’ın son haftasında oldu. 2003 Şubat ayının son haftası oldu. Tarihi 21 ya da 22 Şubat 2003. Anayasa değişikliği ise çok daha öncedendi. 2002’nin sonu ya da 2003’ün Ocak ayında oldu. Bunu tarihleriyle çıkardım ama kimse onlarla meşgul değil. Hikaye salçası gayet ilgi çekici. Herkes inanmış ve inanmaya devam ediyor."

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın siyasi yasağının o masanın konusu zaten olamayacağını belirten Baykal, "Konuşulsaydı Tayyip Bey, ’Çok teşekkür ederiz. Sizin katkınız da oldu’ derdi ama hiç öyle bir şey söylemedi. Ya da o bunu açmadığı halde ben, ’Hadi iyisin yine, senin işini de hallettik’ derdim. Ama ben de böyle bir şey söylemedim" dedi.

 

Buluşmada tezkere konuşuldu

 

Buluşmada gelmekte olan 1 Mart Tezkeresi’nin konuşulduğunu belirten Baykal, o güne dair şunları anlattı:

"1 Mart’a bir hafta var. Kampanya açmışız, çok büyük bir mücadele veriliyor. Onu anlatıyoruz. O da, ’N’olur 1 Mart işi. Bu kararı alırsak Amerika ne ölçüde karşı çıkar. O rahatsızlık bize ne gibi olumsuzluklar yaratır. Ne yapabiliriz. Bir dayanışma içine girebilir miyiz?’ gibi şeyler. 2B işi bile konuşuldu orada. Türkiye’nin mali, maddi kaynak arayışı çerçevesinde neler yapılabilir falan. 1 Mart tezkeresi konuşuldu, Kıbrıs konusu konuşuldu. Hiçbir şekilde, bırak benim cumhurbaşkanlığı pazarlığımı, baştan aşağı yalan dolandır. O konuda ben hiçbir şekilde doğrudan veya dolaylı Tayyip Bey ile AKP ile ya da onların adına başka birisiyle herhangi bir temas dahi kurmadım. Bırak müzakereyi, temas dahi kurmadım. Tamamen kendi analizim, kendi değerlendirmem sonucu o konuda o kararı aldım. Partim de çok mutlu olmadı, böyle bir karar alındığı için. Ama kararlılıkla ben bunu götürdüm."

 

‘Bende görüşmenin kaydı yok, mit kaydettiyse bilemem’

 

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 4 aylık hapis cezası nedeniyle siyasi yasaklı olarak kalmasının demokrasi adına kabul edilemez olduğunu savunan Baykal, "Bu düzenleme 12 Eylül’ün getirdiği bir düzenleme. Mahkum olmuşsun 4-5 ay. Böyle bir mahkumiyeti yaşayan bir insanın ömür boyu siyaseten aday olması, siyasetten yasaklanması olacak şey değil" dedi.

Siyasi yasağın kaldırılmasının pazarlıkla, işbirliğiyle olmadığının altını çizen Baykal, "Yasa diyor ki, ’listeyi yaparsın, kampanyayı yürütürsün, genel başkan olursun, milletvekillerini, bakanları seçersin ama kendin milletvekili olamazsın.’ Şimdi bunu sürdürelim mi? Demokrasiyle bağdaşır mı böyle bir şey? İnsanlar ona yüzde 34 oy vermiş. Ben Tayyip’ten önce ona oy vermiş insanları karşıma alırım. Bu benim adalet, demokrasi anlayışıma, milli iradeye saygıma, insan hakları saygıma kesin uymaz, kabul edemem bunu. Kendim için de, rakibim için de kabul edemem. Kenan Evren icadı bu yasayı mı savunacaktık" diye konuştu.

Soru üzerine Erdoğan’la o buluşmasının kaydının kendisinde olmadığını belirten Baykal "Tayyip Bey’de var mı bilmiyorum, bende yok. MİT izleyip de kayda aldıysa bilemem. Benim bilgim dahilinde bir kayıt yok" dedi.

Baykal, bu konuda Erdoğan’ın da oluşan kanaati yaymak için bir şey söylemediğini belirtti.