Oyuncu Deniz Baysal, çocukken erkek fatma gibi olduğunu söyledi. Erkekler hakkında her zaman krokuları olduğunu ifade eden Baysal, "Babam beni bıraktı ya, herkes bırakır' diyordum. Reiki’ye gittim, enerji işlerine girdim ve hepsini temizledim" dedi.
Oyunculuk görüşmesine yüzünün yarısı mosmorken gittiğini anlatan Baysal şöyle konuştu:
"Basketbol oynarken burnum kırılmıştı. 18 yaşımda ameliyat oldum. Tiyatro öğretmenim beni ajansa yazdırmak istedi. Yüzümün yarısı mosmor, sargılarla ilk görüşmeye gittim. Ardından fotoğraflarım çekildi. Bir sene sonra İzmir’de çekilen günlük dizi ‘Derin Sular’ için teklif geldi. İtiraf edeyim; beni seçtikten sonra başka kız bakmaya devam etmişler."
Sevişme sahnesinde oynayabileceğini düşünmediğini de belirten Baysal, "Çıplaklık bir yere kadar. Estetik olarak da hoşuma gitmiyor. Film, yönetmen, oyuncular önemli ama çıplaklık günümüzde kullanılıyor, doğal bir şey gibi verilmiyor" sözlerini sarf etti.
Hürriyet'ten Hakan Gence'nin sorularını yanıtlayan Baysal'ın açıklaması şöyle:
◊ Televizyon dünyasına nasıl girdiniz?
- Basketbol oynarken burnum kırılmıştı. 18 yaşımda ameliyat oldum. Tiyatro öğretmenim beni ajansa yazdırmak istedi. Yüzümün yarısı mosmor, sargılarla ilk görüşmeye gittim. Ardından fotoğraflarım çekildi. Bir sene sonra İzmir’de çekilen günlük dizi ‘Derin Sular’ için teklif geldi. İtiraf edeyim; beni seçtikten sonra başka kız bakmaya devam etmişler.
◊ Sizi beğenmemişler mi?
- “Tamam, bu kız güzel ama bunun hem güzeli hem oynayabileni yok mu” demişler.
◊ Dokuz senelik deneyime rağmen kötü müydünüz?
- Tiyatroda bütün alan sizin. Hareketleriniz büyük, özgürsünüz. Ama dizide kameraya göre hareket etmeniz gerek. Mimikleri azaltmayı, ışığı almayı o dizi için çekilen 116 bölümde öğrendim. Şimdi o dizideki performansıma bakıp gülüyorum. Ama iyi ki olmuş. İzmir’den İstanbul’a pişmeden gelseydim belki bana şans vermezlerdi.
***
◊ Babasız büyümek erkeklerle ilişkilerinize nasıl yansıdı?
- Erkekler hakkında hep korkularım oluyordu. “Babam beni bıraktı ya, herkes bırakır” diyordum. Reiki’ye gittim, enerji işlerine girdim ve hepsini temizledim.
◊ “Erkeklere karşı korkularım vardı” dediniz ama bir süredir Kolpa grubunun solisti Barış Yurtçu’yla birliktesiniz...
- Aynen. Yaşasın reiki! Menajerimiz ortaktı. Onun aracılığıyla tanıştık, 1.5 senedir birlikteyiz.
◊ Sevgiliniz bir röportajında “Deniz’in öpüşme sahnelerini izleyemem” demiş...
- Ben olsam ben de izleyemem.
◊ Bir Nuri Bilge Ceylan filmi gelse, senaryoda sevişme sahnesi olsa...
- Ondan önce benim görüşüm var: Sevişme sahnesinde oynayabileceğimi çok düşünemiyorum.
◊ Senaryo açısıdan çok gerekli bir sahne olsa bile mi?
- Çıplaklık bir yere kadar. Estetik olarak da hoşuma gitmiyor. Film, yönetmen, oyuncular önemli ama çıplaklık günümüzde kullanılıyor, doğal bir şey gibi verilmiyor.
◊ Arka arkaya birçok dizide başroldeydiniz. Nedir sizi bu noktaya taşıyan? Güzellik, yetenek?
- Kendime tapan biri değilim ama başta seçilme sebebim güzellikti. Şimdi işin içine yetenek girdi, o yüzden içim rahat.
◊ Sizi yeni nesil oyunculardan ayrıştıran ne?
- Samimiyet. Bir şekilde senaryoda yazılanlar bana ters gelse bile kendimi inandırıyor ve oynuyorum.
◊ Dizideki karakteriniz maskülen bir kadınken birden çok feminen oldu. Sizin böyle değişimleriniz oldu mu?
- Çocukken ‘erkek Fatma’ydım. Erkeklerle basketbol oynardım. En yakın arkadaşım onlardı. Erkekleri döverdim.
◊ Kimine göre seksi, kimine göre ‘bizim evin kızı’sınız. Sizce?
- Her kadının için de seksi bir taraf vardır ama ben onu kullanmayı tercih etmiyorum. Tatlı tarafım beni çok daha iyi anlatıyor.
◊ Sizi yeni tanıyan birine kendinizi nasıl anlatırsınız?
- Hep gülen, enerjik, kırılgan ama mutlu... Kimseye zararım yoktur ama damarıma basma, fena olur! Kimsenin arkasından iş çevirmem ama bir hatasını görürsem silerim. Her şey hemen olsun istiyorum ve kafaya takıyorum.